​Dijital Rüzgar Santrali ile Yenilebilir Enerjiyi Daha Verimli ve Ekonomik Hale Getiriyor

GE, endüstriyel internetten faydalanarak endüstrinin gücü ile yazılımı biraraya getiriyor ve dünyanın en verimli rüzgar santralini kuruyor.

Sensör, veri ağları ve analitiğin kullanımı ile, enerji üretiminde yıllık yüzde 20’ye varan yüksek verimlilik artışı sağlayan özel uyarlanmış türbinler ortaya çıkıyor.

Kombine teknoloji, eğer bu yıl kurulacak olan 50 Gigawatt’ın (GW) tamamına uygulansaydı rüzgar endüstrisinde 50 milyar dolara varan bir değer yaratılabilirdi.

GE (General Electric), dünya standartlarındaki rüzgar türbinlerini, rüzgar endüstrisine yönelik dijital altyapıyla eşleştiren dinamik, bağlantılı ve uyarlanabilir Dijital Rüzgar Santrali teknolojisini duyurdu. Bu teknoloji, bir rüzgar santralinin enerji üretimini yüzde 20’ye kadar artırıyor ve rüzgar endüstrisi için yaklaşık 50 milyar dolarlık bir değer üretilmesine olanak tanıyor.


Dijital Rüzgar Santrali, yenilenebilir enerjide uzun süredir duyulan daha fazla esneklik ihtiyacını karşılamak için endüstriyel internet olarak adlandırılan etkileşimli dijital teknolojiyi kullanıyor. Bu teknoloji, yenilenebilir enerjinin mevcut enerji şebekesine daha etkin bir şekilde entegre olmasına yardımcı oluyor.

GE Power & Water Başkan ve CEO’su Steve Bolze, “GE sahaları dahil her işletme ve her endüstri daha akıllı dijital teknolojiler tarafından dönüştürülmekte ve en büyük fırsat enerji alanında. Önemli olan bu yeni dijital dönüşümden en iyi şekilde nasıl yararlanabileceğinizi bilmek. Endüstri liderlerini, geride kalanlardan ayıracak olan da budur” dedi.

GE, dünyanın ilk Dijital Rüzgar Santrali girişimi ile rüzgar enerjisi endüstrisinin dönüşümüne liderlik ediyor. Bu yeni rüzgar ekosistemi, üretimi artırmak, maliyetleri azaltmak ve rüzgar santralinin işletme verimliliğini kullanım ömrü boyunca yükseltmek için dünya standartlarında bir türbini, dijital bir altyapıyla eşleştiriyor.

Dijital Rüzgar Santrali ekosisteminin çalışma sistemi

Dijital Rüzgar Santrali ekosistemi, önce türbinlerin üretimiyle başlıyor. Gelecek nesil akıllı rüzgar türbinleriyle, GE’nin yeni modelleri, en yüksek verimlilikte enerji üretebilmek için bir rüzgar santralindeki her bir türbin tabanı yerleşiminde, çevre koşullarına bağlı olarak, 20 adede kadar farklı türbin konfigürasyonu inşa etmek için bir dijital ikiz modelleme sistemi kullanıyor. Ayrıca, her türbin, gerçek zamanlı olarak türbin işleyişini analiz edebilen ve çalışma verimliliklerini artırmak için ayarlamalar yapabilen gelişmiş ağlara bağlı şekilde çalışıyor.

Türbinler inşa edildikten sonra, üzerlerindeki sensörlerin bağlantıları kuruluyor. Operatörlerin türbinlerden, santrallerden hatta bütün endüstri filosundan gelen verilerle performans izlemelerine olanak sağlayan GE’nin Predix yazılımıyla, bu sensörlerden toplanan veriler gerçek zamanlı olarak analiz ediliyor. Veriler, performansı etkileyebilecek sıcaklık, türbin hizasızlıkları veya titreşimler hakkında bilgi sağlıyor.

Öğrenen sistem sorunları öngörebiliyor

Daha fazla veri toplandıkça, maksimum performansı sürdürmek ve türbin yaşlandıkça ortaya çıkan tipik bakım sorunlarından kaçınmak olanaklı hale geliyor. Böylece daha yüksek öngörüye sahip ve gelecekte ortaya çıkabilecek değişikliklerden etkilenmeyen rüzgar santrallerine dönüşen sistem zaman içinde gerçekten öğreniyor. Önleyici bakımın sadece gerektiğinde yapıldığından emin olmak için bakım programlarını ihtiyaca göre düzenleyerek bakım maliyetlerini de azaltıyor.

Temiz enerjinin lider şirketi Invenergy’nin Başkanı ve CEO’su Michael Polsky, “GE’nin yaşam boyu işletim üzerine odaklı olması, bizim kendi rüzgar türbinlerimizi işletme şeklimizle uyum içindedir. Kendi filomuzda daha da uzun vadeli değerler açığa çıkarmak için GE’nin Dijital Rüzgar Santraliyle birlikte çalışmayı büyük bir heyecan ile bekliyoruz” dedi.

Dijital Rüzgar Santrali, GE’nin 18 ay önce açıklanan Wind PowerUp teknolojisine dayanıyor. Şu anda 4 bin ünitede kurulu olan bu teknoloji, türbin verimliliğini yüzde 5’e kadar artırmış durumda ki bu da her türbin için karlılıkta yüzde 20’ye varan bir iyileşme anlamına geliyor.Tipik bir 100 megawatt rüzgar santralinin ömrü olan 20 yıl içinde bu teknoloji, geliri 100 milyon dolar civarında artırabilir.

Steve Bolze, “Aksiyona geçmek için gerekli tecrübe olmaksızın, büyük veri anlamını yitiriyor. Bizim endüstri için vizyonumuz, yarının sonuçlarını öngörebilmek için bugünün verilerini ve bilgisini kullanmaktır. Endüstriyel internetin gücünden faydalanarak, rüzgar türbinlerinin bugüne göre daha iyi öğrendiği, adapte olduğu ve performans gösterdiği bir dünya yaratabiliriz” dedi.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)