Topografyanın uzantısı olarak mimari... HEBİL 157 EVLERİ

Hebil 157 Evleri ‘Topoğrafyanın uzantısı olarak mimari’ fikrinden ortaya çıkmış ve Bodrum Yarımadası’nın kuzeyinde bulunan, Hebil Koyu’nun sakinleştirici manzarasına yönelen, beş hektarlık alana dağılmış, beş adet eşsiz villadan oluşur. Arazi özelliği dolayısıyla, villaların boyutları, şekilleri ve kullanımları farklılık gösterir. Ege manzarası ve Akdeniz esintileri ile çevrili villaların hepsi koyun ihtişamından eşit ölçüde yararlanır. Hebil 157 arazisi, Bodrum Yarımadası karşısında Kos Adası’sında bulunduğu varsayılan yanardağın püskürttüğü lavların soğuyup kristalleşmesinden oluşur.

PROJE ADI: HEBİL 157 EVLERİPROGRAM: VİLLALARYER: BODRUM, TÜRKİYEPLANA BAŞLAMA TARİHİ: 2006İNŞAAT: 2008-2012MİMAR: AYTAÇ MİMARLIKPROJE TAKIMI: ALPER AYTAÇ (PROJE MÜDÜRÜ), İLKER BAŞYAZICI, KUĞU İŞCAN, SEDA KARABULUT, MURAT ATACAN, MEHMET EMİN BAYRAKTAR, ESMA SARIKAYAMANZARA MİMARI: CEVSA PEYZAJ, GÜLŞEN AYTAÇŞANTİYE ALANI: 4791 M²BRÜT ALAN: 5256 M² (5 VİLLA)

Arazi üzerinde yükselen Bodrum Beyazı binalar tam da bu efsanevi dağın oluşturduğu kristaller şeklindedir. Sahip oldukları manzara açısına ve çevresel ilişkilerine göre farklı yapıya sahip olan 5 bina kendi içinde bir ritme sahiptir. Bu ritim bina içlerinde sadece volkanik bazalt taşı kullanılmasıyla ve manzarayı kucaklayan cam yüzeyleriyle birleşip doğanın tüm şeffaflığını yansıtır. Asırlık zeytin ağaçları ve 10 adet lavanta Bodrum’un huzurlu yapısını tamamlar.

Yüzyıllık zeytin ağacını çevreleyen ortak avlu her binanın merkezkaç kuvvetinin ortasındadır. Binaların ve girdabın kalbini oluşturan avlu, heykel ve çitlerle çevrilidir. Çevresinde bir şömine, depo ve arayüz üniteleri bulunur. Aynı zamanda da havalandırmada enerji tasaruffu yaparak bir cereyan noktası görevi görür. İç ve dış mekan arasındaki ayrımı yok ederek, Akdeniz Manzaraları’nı içeriye taşıyan büyük cam yüzeyler bulunur. Kullanılan malzemelerde de mekanın şekillendirilmesinde de volkandan etkilenilmiştir. Heryer birbirine bağlı bir şekilde düzenlenmiştir, bölünme, ayrım reddedilmiştir. İç mekanda volkanik bazalttan başka bir taş kullanılmamıştır. Dış mekan içinse, bölgede bulunması kolay olan volkanik topraklar ve bölgedeki hafriyat işlemlerinden kalan materyaller sıklıkla kullanılmıştır. Proje, doğanın karmaşık güçleri ve hareketleri arasındaki ilişkiyi inceler ve bunları terapi etkisi veren, bin tane lavanta ile çevrili, dinlendirici bir ortama dönüştürür.

İTÜ Peyzaj Mimarlığı Bölümü kurucu bölüm başkanı Sayın Prof. Dr. Ahmet Cengiz Yıldızcı, Peyzaj Mimarlığı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Gülşen Aytaç ve Y. Mimar Alper Aytaç tarafından inşa edilen Hebil 157 Evleri Dünya’da uluslararası alanda peyzaj mimarlığı dalında verilen en prestijli ödül olan “Honor Award” ödülününs sahibi olmuştur. Dünya çapında kabul edilmiş bir topluluk olan American Society of Landscape Architect jüri üyeleri projeyi “Kısaca sanat eseri… Her parça hiçbir israfa neden olmadan mükemmel şekilde kullanılmış, birçok evin birada kullanılması erişilebilirliğe engel olmadan kümelenmiş güzel bir proje.” olarak tanımladı.

MİMAR ALPER AYTAÇ KİMDİR?

Alper Aytaç, Mimari Bilimler derecesini, Ohio Eyalet Üniversitesi’nden 1999 yılında almıştır. NBBJ ve Eisenman Mimari’de proje asistanı olarak çalışmıştır. 2003’te, Güney Kaliforniya Mimari Enstitüsü’nden Mimari Master’ını almıştır.

Alper Aytaç, 2005’te, mimarinin normal sınırlarını ve alışılmış şekil - materyallerini kullanmayacak, beklenmedik obje/alan/yapılar yapacak bir mimari ve araştırma birliği olan Aytaç Mimari’yi kurmuştur.

Ofis, önceden sabit olarak düşünülen bu konuları daha hareketli, dinamik ve aktif şekillerde yeniden düşünecek bir laboratuvar olarak iş yapar. Her proje ve plana güçlü ve kesin tasarım çözümleri bulmayı hedefler. Tam hizmet veren bir ofis olan Aytaç Mimari’nin odak noktaları yapı tasarımı, kent planlaması, iç mekan ve manzara tasarımıdır. Ofisin bazı ilgileri çoğunlukla mimari ile alakasızdır. Mimariyi sınırlayan akarsu deltaları, okyanuslar, çöller, buz akıntıları, taş kütleleri, ormanlar ve kanyonlar gibi doğal oluşumları aşacak yeni tasarım çözümleri bulmak amaç belirlenmiştir. Bu tür bölgelerin karakteristiklerinin normalde kullanılan alanlarınkinden farkı karasal detay ve pürüzsüzlüklerin arasındaki birbirinden ayrılmaya karşı kuvvetidir. Bu karasal incelik ve karışıklık, ofisin bulunduğu İstanbul’da iyi bir şekilde gözlemlenebilir. Dünya’da iki kıtayı birbirine bağlayan ve ayıran tek şehirdir.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)