İç Mekan Hava Kalitesi, İnsan Sağlığı Etkileşimi

Yaşantımızın büyük bir kısmını içinde geçirdiğimiz binalardaki iç hava kalitesinin sağlığımız üzerinde önemli bir etkisi vardır. Son yıllarda bu konu ile ilgili yapılan araştırmalar ve çalışmalar hız kazanmış ve kirletici maddelere yönelik tedbirler alınmaya başlanmıştır.

İnsanlar, barınma, çalışma, eğitim ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla günlerinin büyük bir kısmını binalar içerisinde geçirmektedirler. Bina içlerindeki havanın, insan sağlığına zarar verebilecek şekilde çeşitli gazlarla ve partikül ölçekli kirleticilerle kirlendiği bir çok araştırma ile kanıtlanmış bir gerçektir. Yine yapılan araştırmalar göstermektedir ki insanların dışarıda geçirdikleri vakit ortalama günde 2 saat civarındadır. Dolayısıyla insanların hava ile etkileşimi en fazla yapı içlerinde bulundukları zaman dilimde gerçekleşmektedir..

Uzmanlar kapalı ortamda bulunan insanların, iç ortam havası tarafından etkilendiğini söylemektedir. Dolayısıyla özellikle gelişme çağındaki çocuklar, solunum ve kalp hastalıkları olan insanlar ciddi riskler altındadır.

Sağlıklı iç ortam hava kalitesi sağlamak amacıyla alınacak önlemler direkt olarak insan sağlığının korunmasına yönelik alınan iyileştirici önlemlerdir. Kontrol yöntemleri ise kirliliği meydana getiren kaynağa özel olarak tespit edilir.

İç ortam hava kirleticileri önemli sağlık problemlerine neden olabilecek parametrelerden oluşur. Dolayısıyla pekçok ticari bina ve konutlarda iç ortam hava kalitesine neden olacak birden fazla kaynak bulunmaktadır.

İç ortamdaki kirleticilerin varlığına neden olan temel etkenler aşağıda verilmiştir;

• İç ortam kaynakları (örneğin, bina materyalleri, yanma kaynakları)

• Dış ortam kaynakları

• Doğal ve mekanik iç ve dış ortam hava değiştiricileri

• Bina ve bölmeleri arasındaki dispersiyon

• İç ortamdaki fiziksel durumlar (rutubet ve sıcaklık gibi)

• Binada yaşayan canlılar

İç ortam hava kalitesinin iyileştirilmesinin en etkili yolu kirlilik kaynaklarını azaltmak veya bunların yaydığı emisyonları azaltmaktır. Örneğin; asbest içeren bir kaynak mühürlenebilir veya çevresi kuşatılabilir.

Dış ortamdan iç ortama karışan hava miktarının arttırılması da iç ortamdaki hava kirleticilerinin konsantrasyonlarının azaltılmasını sağlayacaktır. Örneğin; pek çok ısıtma ve soğutma sistemi zorunlu olarak hava ısıtıcısı kullanmakta ve temiz havayı mekanik olarak binaya vermemektedir. Kontrol alternatifleri olarak pencere ve kapıları açmak, pencere veya çatı fanları işletmek, hava şartları izin veriyorsa, dış ortam havalandırma oranını yükselterek pencere tipi klimaları çalıştırmak gerekir. Banyo veya mutfak gibi yerlerde bulunan fanlar nerede teçhiz edildiyse o ortamdaki kirleticileri direk olarak giderir ve dış ortam havalandırma oranını artırırlar.

Kaynakta kontrol yöntemi de, örneğin, boyama, boya sıyırma, kerosenli ısıtıcılarla ısıtma, pişirme veya bakım ve kaynak yapma, lehim yapma, zımparalama gibi işlemler gibi özellikle kısa sürede çok fazla emisyon oluşturan aktiviteler için uygulanabilir. Hava şartlarının izin verdiği ölçüde bu işlemler uygun havalandırma sistemleri teçhiz edilerek daha uygun olabilir.

Piyasada pek çok tipte ve büyüklükte hava temizleyici bulunmaktadır. Bunlar kısmen ucuz olan masa üstü oda tipi temizleyicilerden tüm bina için dizayn edilmiş ve daha pahalı tiplere kadar değişen aralıklarda bulunmaktadır. Bir hava temizleyicisinin verimliliği kirletici kaynağın kuvvetinden etkilenir. Bazı hava temizleyiciler çeşitli parçaların gideriminde oldukça verimliyken masa üstü modeller de dahil diğerleri verimli değildir. Hava temizleyiciler genel olarak partikül maddelerin giderilmesi için dizayn edilir.

Bir hava temizleyicisinin verimliliği cihazın iç ortamdaki partikülleri ne kadar iyi topladığına ve temizleyici veya filtreleyici elemandan ne kadar hava çektiğine bağlıdır. İyi çalışan fakat düşük hava sirkülasyon oranına sahip bir kollektör verimli olmayacak aynı zamanda yüksek hava sirkülasyonlu düşük verimde çalışan kollektör de yine etkili olmayacaktır. Herhangi bir temizleyicinin uzun sürede performansının sağlanabilmesi için rutin ve önleyici bir bakım programı hazırlanmalıdır. Kapalı ortamlarda çok sayıda kirletici faktör bulunmaktadır. Bu kirleticiler yapının yerine, bina yapım özelliklerine ve hatta aynı bina içindeki odalar arasında bile farklılık gösterebilmektedir. Bazı iç mekan kirleticileri dış ortam kaynaklı olabilirken bazıları ev içi kaynaklardan oluşmaktadır. Bunlar arasında havada asılı solunabilen parçacıklar, kükürt dioksit (SO2), azot dioksit (NO2), karbon monoksit (CO), fotokimyasal oksidanlar, kurşun ve bazı oksidanlar sayılabilir.

İç ortam hava kalitesini etkileyen kirleticilerden bazıları aşağıdaki gibi sıralanabilir.

Asbest: Eskimiş, zarar görmüş veya bozulmuş izolasyon malzemelerinden, yangına dayanıklı materyaller ve yer kaplamalarından yayılır. Asbest içeren malzemeler zarar görmemiş bile olsa ortamdan eğitimli ve kalifiye kişilerce uzaklaştırılamalıdır.

Karbonmonoksit (CO): Çıkışı olmayan kerosen ve gaz yüzey ısıtıcıları, sızdıran bacalar ve fırınlar, gaz su ısıtıcıları, odun sobaları, yanan yüzeyler, gaz sobaları, garajdaki otomobillerin egzos dumanları, sigara dumanı karbonmonoksit yayarlar.

Sigara dumanı: Ortamda sigara, pipo ve puro içilmesinden kaynaklanır.

Formaldehit: Preslenmiş ahşap ürünler ve mobilyalar, üreformaldehit izolasyon malzemesinden ve sigara dumanı, yanma ürünlerinden kaynaklanır.

Kurşun: Kurşun bazlı boya, kirlenmiş toprak, toz ve içme suyundan kaynaklanır.

Azot dioksit (NO2): Kerosen ısıtıcılar, çıkışı olmayan gaz sobalar, ısıtıcılar ve sigara dumanından kaynaklanır.

Biyolojik maddeler: Islak veya nemli duvarlar, tavanlar, halılar ve mobilyalar, bakımı yapılmamış nem tutucular, klimalar ve evcil hayvanlardan kaynaklanır.

Organik gazlar: Boyalar, boya çözücüler ve diğer solventler, ahşap koruyucular, aerosol spreyler, temizleyiciler ve dezenfektanlar, güve ilaçları, depolanan petrol ve otomotiv ürünleri, kuru temizleme maddeleri organik buhar oluşumuna neden olan temel etkenlerdir.

Pestisitler: Ortamdaki yaşayan haşereleri öldürmek için kullanılan insektisit, termisit ve dezenfektanlar ortama pestisit yayarlar. Aynı zamanda tarla ve bahçelerde kullanılan ürünler de zamanla pestisitlerin yaşadığımız ortamlara taşınmasına neden olur.

Radon: İnşaat materyalleri ve kuyu suyu ile yerkürenin alt katmanları yayar.

Küfler: Çok az sayıda ülke, sistematik olarak hangi evlerde küf oluştuğunu bildirmektedir. Bu özellikle izolasyonu iyi yapılmış, merkezi ısıtmalı evlerde daha büyük sorun oluşturur.

Ev tozları: Ev tozunda, yiyecek ve yiyecek hazırlama artıkları, insan ve hayvanların kıl ve deri döküntüleri, dokuma lifleri, mobilya ve inşaat malzemesi döküntüleri, temizleyiciler bulunmaktadır. Evlerde aerosollerin kullanımı özellikle tehlikeli olabilmektedir. (Aerosol, bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde dağılmasıdır. Duman, sis ve spreyler).

Uçucu Organik Bileşikler (Volatile Organic Compounds, VOC): Bunlar irritan, nörotoksik ya da kanserojen özellikte olabilirler. Sudaki klordan evde kullanılan cilaya, dış ortam havasından, ayakkabı boyasına kadar birçok nedenle ev ortamına girebilmektedir. Ev dışında kullanılan pestisitler, konut ortamına girebildiği gibi, konut içerisinde kullanılan pestisitler de tehlikeli partiküllerin oluşumuna yol açabilirler.


Yorumlar

Hüseyin Aydın 6 Ocak 2014

Sağlıklı yaşamı temel alan bir yazı ve beğenerek okudum. Ancak devanında Seranit yapı grubu ile olan söyleşiyide okudum. Seranit yapı grubunun dünyada ilk kez diye lanse ettikleri ürün ilk değildir. Tarafımdan geliştirilen ve patent müracaatıda yapılan ürün grubum dünyanın ilk anti bakteriyel nefes alan, kötü kokuları yok eden ısı su ses ve yangın koruması sağlayan ekolojik ürünüdür. Bu grup tarafından ifade edilen ilk olma özelliği yanıltıcı bir ifadedir. Bilgilerinize.

Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)