Yeşilin Ötesinde: Venlo Belediye Sarayı

Venlo Belediyesi’nin, 2030 yılına kadar Cradle-to-Cradle felsefesini faaliyetlerine tam olarak entegre etme arzusuyla hayata geçirdiği Venlo Belediye Binası’nın tasarımı, yapı ölçüsünde Cradle to Cradle tasarım ilkelerinin uygulandığı en iyi örneklerden biridir.

Kreaijvanger Architects tarafından tasarlanan Venlo Belediye Sarayı, tasarım ve uygulamasıyla Cradle-to-Cradle felsefesinin Hollanda’daki birkaç örneğinden biridir. Venlo Belediye Sarayı’nın ‘case study’ çalışmasını anlatan bu yazımızda Cradle-to-Cradle felsefesinden esinlenerek tasarlanan binanın nasıl uygulandığını, sürecin nasıl geliştiğini ve şimdiye kadar getirdiği faydaları sizler için paylaştık. 

Venlo Belediyesi’nin, 2030 yılına kadar Cradle-to-Cradle felsefesini faaliyetlerine tam olarak entegre etme arzusuyla hayata geçirdiği Venlo Belediye Binası’nın tasarımı, yapı ölçüsünde Cradle to Cradle tasarım ilkelerinin uygulandığı en iyi örneklerden biridir. Bina; kullanıcıları için kültür ve yaşam anlamında tüm ölçeklerde değerlendirilerek, gelecekteki yenilikleri ve devam eden gelişmeleri öngörerek tasarlanmış olup uyguladığı birçok yeniliğiyle de tanınmaktadır. 

İnsan ve çevre sağlığına olumsuz etkileri azaltarak, eko-verimliliği hedefleyen Cradle-to-Cradle (C2C) felsefesi, genel sürdürülebilirlik yaklaşımını genişleten bir kavram. 

C2C felsefesi, beş ilkeye dayanmakta.

• Malzeme Sağlığı: Güvenli yapı maddesi olarak malzeme değeri,
• Malzemenin Yeniden Kullanımı: Yapı maddelerinin biyolojik ve teknik akışlarının sürekliliğini sağlamak,
• Yenilenebilir Enerji: Tüm işleyişleri %100 yenilenebilir enerjiyle güçlendirmek,
• Su Yönetimi: Suyu değerli bir kaynak olarak görmek,
• Sosyal Adalet: Tüm insanları ve doğal sistemleri önemsemek.

Bu yaklaşımla malzemeler; sağlıklı ve güvenli bir şekilde metabolizmada dolaşan besinler olarak görülür. Cradle-to-Cradle ürünleri; sürdürülebilirlikleri, endüstriyel süreçlerindeki verimlilikleri, malzeme özellikleri ve toksisitesi ile teknolojik döngüde yeniden kullanılma veya doğal döngüye geri dönüş potansiyelleri açısından sertifikalandırılmaktadır. 

Son yıllarda, bu biyomimetik yani doğayı yansıtan yaklaşım, kademeli olarak yapı ölçeğine aktarılmaktadır. 

Venlo Belediye Sarayı; sürdürülebilir, konforlu ve sağlıklı çalışma ortamlarıyla örnek bir bina olarak inşa edilmiştir. Açık ve erişilebilir bir kompleks olan Venlo Belediye Sarayı şehre dağılmış çeşitli belediye hizmetlerini bir araya getirmektedir.

Halk salonu, Meuse Nehri’nin ve taşkın ovasının manzarasını sunmaktadır. Kulede, 620 ofis için 13.500 m2’lik büro alanı bulunmaktadır. 3 katlı bir yeraltı otoparkı ise 400 park alanıyla hizmet vermektedir. Beş yıllık tasarım ve uygulama süreci sonucunda C2C felsefesiyle 2015 yılında inşası tamamlanan Venlo Belediye Sarayı’nın  toplam maliyeti yaklaşık 62 milyon Euro’dur. 

Entegre Tasarım Süreci

Venlo Belediye Binası’nın entegre tasarım sürecinde genel proje ekibinin yaptığı toplantılar haricinde tüm paydaş disiplinlerin tasarım ekipleri, sürekliliği ve sinerjiyi devam ettirmek adına her ay bir araya geldi.  
Venlo Belediyesi, Avrupa mimari ihale prosedüründeki standart yaklaşımdan farklı olarak; mimarlardan belirli bir tasarım istemek yerine, Cradle-to-Cradle’dan ilham alan vizyonla tasarlayacakları bir belediye binası sunmalarını istedi. Belediye, Cradle-to-Cradle ilkelerini ön planda tutan en iyi ilk beş vizyonu bir başlangıç toplantısına davet etti. Toplantıya davet edilen beş mimara, C2C ilkelerini nihai vizyonlarına dönüştürmek ve daha da ileri götürmek için ilham kaynağı olması adına, C2C yaklaşımının kurucu ortağı Prof. Dr. Braungart ve McDonough + Partners ev sahipliği yaptı. 

Komisyon, sunulan projeleri arasından  Kraaijvanger Architects’in projesini seçti. Komisyonun seçtiği ve Cradle-to-Cradle ilkelerinin uygulanmasında bütüncül yaklaşımı sunan Kraaijvanger Architects’in projesinin üç temel unsuru; içeride ve dışarıda hava kalitesini arttıracak geniş bir yeşil cepheye sahip olması, geri dönüştürülebilen, C2C’den esinlenmiş malzemelerin kullanımı ve binanın tükettiği enerjiden daha fazla enerji üreteceğini içeriyor olmasıydı.

Proje mimarı Hans Goverde; “mevcut bilgilerimizi en iyi şekilde kullanacağımız entegre bir tasarım yaklaşımı önerdik. İhale aşamasında, bazı tasarımsal sorularımıza cevap bulmak için, pazardaki mevcut ürünleri tanımak ve öğrenmek adına bir takım tedarikçilerle görüşmeler yaptık. Başlangıçta kapsamlı bir tasarımımız yoktu ama C2C ilkeleri genel fikirlerimize ilham kaynağı olmuştu ancak fikirlerimizi tasarıma aktarırken bazı sorunları çözmemiz gerekti. Örneğin; bir binanın iç ve dış hava kalitesinin nasıl geliştirebileceğini pazara sorduk. Ayrıca, geri dönüşüm için ürünlerini geri alacak üreticilerin bulunmasının mümkün olup olmadığını araştırdık” diye açıklıyor. 

Cradle-to-Cradle felsefesinin hayata geçirilmesinin ön tasarım sürecinde bazı zorluklarla karşılaşan ekip, Braungart Enstitüsü’nün sunduğu olanakla, dört günlük atölye çalışması düzenleyerek C2C ilkelerini daha da açıklığa kavuşturdu. Ayrıca; tasarımda bütüncül ve entegre bir yaklaşım sağlamak ve belediyenin isteklerini gerçekleştirmek için pazarın ne gibi bir katkıda bulunabileceğini de incelemek gerekiyordu. Böylece projeye daha bilinçli odaklanma sağlandı.

C2C ExpoLAB ile birlikte tasarım ekibi ölçülebilir hedefler ve yol haritaları oluşturdu. Tasarım sürecinde ve binanın geleceğinde çok önemli olan bu yol haritaları; istenilen sonuçları, önemli kilometre taşlarını ve önemli performans göstergelerini içeriyordu. Belirlenen bu unsurlar, belediye binasının gelecekteki yenilikler ve iyileştirmeler için daha da geliştirilmesi adına bir çerçeve olarak işlev görecektir.

Sürdürülebilir Ve Konforlu Tasarım

Bir “Cradle-to-Cradle binası” tasarlamak, çoğu insanın sürdürülebilirlik olarak ifade ettiği şeyin ötesine geçmek demektir. Cradle to Cradle konsepti, yapılı çevrenin olumsuz etkisini azaltmak yerine, çevre üzerinde olumlu etkileri olan tasarımlara bir davettir. Dolayısıyla Venlo Belediye Binası’nın inşasında, C2C kriterleri doğrultusunda % 100 geri dönüşümlü malzemeler kullanılmıştır. Binayı, 40 yılı aşkın değeri olan bir hammadde deposu olarak gören mimarlar, Venlo Belediye Binası’nda % 80’i bir şekilde yeniden kullanılabilen malzemeler kullanmışlardır. 

İnsan sağlığını ve işgücü verimliliğini etkileyen en önemli unsurlardan biri iç hava kalitesini arttırmaktır. Bu amaçla mimarlar binanın üst kısmında, binaya giren havanın arıtılması için, bir sera tasarlamışlardır. Böylece binaya giren hava bu seraya pompalanarak temizlenir. Ayrıca, bir güneş bacası ile birlikte binadaki geniş atriyum doğal bir havalandırma akışı oluşturur. Binanın 2,200 m2’lik yeşil cephesi, binadan çıkan havayı arındıran yeşil bir akciğer görevi görüyor. Yapılan araştırmalar, binanın yeşil cephesinden 500m’lik bir yarıçapta hava kalitesini olumlu yönde etkilendiği göstermektedir.

Hava kalitesinin yanında, mimarlar su tüketimini azaltmaya yönelik çalışmalar yaptı. Genel olarak, bir kişi günde yaklaşık 127,5 litre su kullanmakta. Bu ihtiyaçların sadece 4,5 litresi içme suyu kalitesine sahip. Geri kalanı düşük kaliteli su ile giderilebilir. Bu çerçevede binadaki su dört ayrı su akıntısına bölünebilir; yağmur suyu, içme suyu, gri su ve kara su… Venlo Belediye Binası’nda yağmur suları çatıda toplanarak yeşil cepheyi sular ve tuvaletlerde kullanılır. Lavabolardaki atık su yani “gri su”, helofit filtreli biyolojik bir sistemde toplanır. Sonra tuvaletleri yıkamak için tekrar kullanılır. Ancak bu sistem yosun içeren bir sistem olduğu için henüz aktif olarak kullanılmamakta olup, sonraki aşamalarda uygulanması için yol haritasına entegre edilmiştir.

Şehir konseyinin talep ettiği ve ulusal gereksinimin %50 altında enerji tüketen ve A + Enerji Etiketili bir bina olan Venlo Belediye Binası’nın güney cephesinde 1000 m2 PV panel mevcut. 25m2 güneş enerjili su ısıtıcılarıyla birleştirilmiş Akifer Termik Enerji Depolama Sistemi (ATES) kullanılan binada ısıtma ve soğutması için sürdürülebilir bir sistem sağlanmıştır. Bu teknolojilerle, toplam enerji talebinin yaklaşık % 50-60’ı giderilmiştir.

Kârlı Bir Ticari Vaka Olarak Sürdürülebilirlik 

Eğer ek önlemlerin geri ödeme süresini kısaltacağını gösterirsek Venlo Belediyesi binaya fazladan 3 milyon € yatırım yapmaya hazırdı. LED aydınlatma, ek yalıtım önlemleri, yağmur suyu toplama, PV paneller ve Akifer Termik Enerji Depolama Sistemi (ATES) gibi enerji tasarrufu tedbirleri ile 17 yıl sonra bir yatırım getirisi sağlanacaktı. Bu veriler doğrultusunda belediye binası hayata geçirildi ve belediye binasının tamamlanmasından iki yıl sonra bina pozitif nakit akışı oluşturmaya başladı.

Venlo Belediyesi, sürdürülebilirlik önlemlerinin geri ödeme dönemine ve bunların faydalarına bakarak Toplam Mülkiyet Maliyeti (TCO) yaklaşımını benimsemektedir. Bu yaklaşım, yalnızca kısa vadeli maliyetlere değil, yaşam boyu maliyet ve kazanımları ortaya çıkararak belirli yatırımları haklı kılmanın bir yoludur. Kârlılık, sadece ATES sistemi gibi zorlu tedbirlerle değil, aynı zamanda biyoçeşitlilik ve işgücü üretkenliğinde artış sağlayacak önlemlerle de sağlanabilmektedir.

İhaleler, yapılı çevrede sürdürülebilirlik ve inovasyon sağlama yeteneğine sahip iyi bir ihale aşamasının etkisi genellikle müşteri tarafından gözden kaçırılabilir. Riske girmek istemese de, inşaat sektörü yenilikler yapabilir, sürdürülebilirlik standartlarının ötesine geçebilir. Ancak, yapılı çevrede sürdürülebilirlik ve yeniliği teşvik eden teklifler, maalesef çoğu zaman gözden kaçırılmaktadır. Belli bir sürdürülebilirlik vizyonuna veya sertifikasyona ulaşmak için taraflara fikirlerini temel alan ancak kazanç odaklı bir ihale sunmak gerekmektedir. Aksi halde taraflar bu standardın ötesine geçemezler. 

Sürdürülebilir tasarım, tüm paydaşların baştan itibaren birlikte çalıştığı entegre bir süreç gerektirir. İşveren ve paydaşlarının yoğun bir haftalık çalışma yapması binayı bütüncül olarak düşünmelerini sağlar. Kendi havasını temizleyen bir bina fikri ve onun getirilerini formüle etmek gibi öngörülebilir hedefleri koyup yol haritaları oluşturmak olumlu bir süreç başlatır ve pozitif getiriler sağlar.

Dolayısıyla ihalelerde, ‘Toplam Mülkiyet Maliyeti’nin içinde sürdürülebilirlik önlemlerinin geri ödeme süreçlerinin ve faydalarının belirtilmesi, sürdürülebilir tasarım ile işveren karlılığının sağlanabileceğinin altının çizilmesi gerekmektedir.

Proje Künyesi:

Proje: Venlo Belediye Sarayı
Tasarım Ofisi: Kraaijvanger Architects
Bina tipi: Ofis binası 
Proje Bitiş Tarihi: 2016



Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)