​Piyalepaşa​ İstanbul​

Y.Mim. Murat Kader, 
iki design group Kurucu Ortağı

Türkiye’nin özel sektör tarafından gerçekleştirilen en büyük kentsel dönüşüm projesi olan yatırımda, fiziksel dönüşümün sosyal, kültürel ve ekonomik dönüşümle paralel ilerlemesi gerektiği bilinci ile yola çıkılmıştır. Bugün, Piyalepaşa bölgesinde eğitim ve burs desteklerinin yanı sıra, yerinde konut ve yerinde iş alanı ve istihdam yaratma konularında sosyal sorumluluk projeleri devam etmektedir. 

Piyalepaşa İstanbul şehirle entegre ve esnek; içerisinde alışveriş, turizm, yaşama ve çalışma alanları olan bir karma kullanım projesi, yani “yaşayan” bir doku olarak geçmişin külliyelerinden, sokaklarından, avlularından ve mahalle kültüründen esinlenerek tasarlandı. 

Master-plan ölçeğinden iç mekân tasarımına kadar iki design group tarafından tasarlanan proje, bugüne kadar mimari açıdan toplam 7 ödüle layık görüldü. Piyalepaşa İstanbul; İstanbul’un en önemli kentsel dönüşüm projelerinden biri olarak hem geleneği taşıyan hem de geleceğe bakan bir tasarıma sahip; ayrıca proje 2017 yılında “Dünyanın En İyi İç Mimari Tasarımlı Örnek Daire” ödülünün sahibi oldu. 

Proje, D-100 karayolu ve çevreyolu bağlantılarına, Dolmabahçe ve Kâğıthane tünellerine, Çağlayan Adliyesi ve hastanelere yakın; İstanbul’un tarihi merkezindeki konumuyla ön plana çıkmakta. Proje alanı, Piyalepaşa Camisinin karşısında, Piyalepaşa Bulvarına komşu konumda yer almaktadır. Piyalepaşa Bulvarı ve çevresindeki kentsel ortam içe dönük ve yoğun bir mekânsal örüntüye sahiptir. İstanbul’un tarihi merkezierindeki canlanma ve yenilenme süreçlerinin şehir geneline yayılması açısından proje alanı bir aktarıcı geçit rolü üstlenmektedir. 

Tarihi merkezde işlevini yitirmiş ve güvensiz konut alanları barındıran proje alanında yer alacak olan karma kullanım aktiviteleri merkez için yeni bir çekim alanı yaratacaktır. Ayrıca, Beyoğlu İstiklal Caddesi, Karaköy, Kabataş, Nişantaşı ve Beşiktaş gibi noktalara yakın konumu konut kullanımları için olduğu kadar ticaret ve iş aktiviteleri için de cezbedicidir. Konumu sebebiyle Piyalepaşa İstanbul, Karma kullanım özelliği sayesinde çevresine büyük katma değer sağlamaktadır.

Piyalepaşa’da özellikle toplu ulaşım olanaklarının güçlendirilmesi sayesinde şehrin anahtar konumunda yeni bir alt merkez gelişecek ve İstanbul’un tarihi merkezleri ile hızla yeni gelişen merkezleri üzerine olan baskı hafifletilecek, dengeli bir merkezler hiyerarşisi sağlanabilir.

Türkiye’nin özel sektör tarafından gerçekleştirilen en büyük kentsel dönüşüm projesi olan yatırımda, fiziksel dönüşümün sosyal, kültürel ve ekonomik dönüşümle paralel ilerlemesi gerektiği bilinci ile yola çıkılmıştır. Bugün, Piyalepaşa bölgesinde eğitim ve burs desteklerinin yanı sıra, yerinde konut ve yerinde iş alanı ve istihdam yaratma konularında sosyal sorumluluk projeleri devam etmektedir. Proje alanında dönüşüm öncesi yaşamakta olan yaklaşık 259 haneden 170 tanesi konumunu koruyarak Piyalepaşa İstanbul projesi içerisinde iskân etmeyi sürdürecektir. Birçok sosyal projeye imza atılmakta ve “mahalleli ve sokak samimiyeti” yaklaşımı sayesinde aidiyet bilincini güçlendirmek ve mekâna ve çevresine hassas ve bilinçli toplum hedeflemektedir. Böylece projenin ekonomik ve ekolojik sermayeye olduğu kadar beşerî  ve sosyal sermaye üzerindeki etkileri üzerine de çalışılmıştır.

82.000 m² arazi üzerinde geliştirilen Piyalepaşa İstanbul projesinde 950 adet (120.000 m²) konut ve 45.000 metrekare ofis alanı, 34.000 metrekare otel ve 550 m boyunca uzanan (31.000 m²) alışveriş sokağı bulunmaktadır.

Yaşam kalitesini arttıran çevresel, sosyal ve ekonomik olanakların yanı sıra, proje yıllık 10 milyon ziyaretçi beklemektedir. 1.000 kişiye istihdam yaratılacak ve ayrıca farklı gelir gruplarına iş ve kaliteli konut olanağı sağlayacaktır.

Proje alanında dünden bugüne yaşamakta olan halk ile yarının kararları alınmış, katılımcı bir tasarım anlayışı benimsenmiştir. Proje hem mimari tasarımı hem de mekânsal organizasyonu ve bağlantılarıyla “İstanbul’da samimi bir mahalle yerleşimi” arayışındadır.

TASARIM YAKLAŞIMI

Kentsel ayrışma, toplumsal dışlanma ve kentsel işlevlerden yoksun kalma gibi sorunlarla yüzleşen Piyalepaşa’da, ülkemizde edinilmiş Kentsel Dönüşüm tecrübelerine Dünya ölçeğinde kabul görmüş doğru uygulamaları da katarak yeni bir yaklaşım geliştirilmiştir. Proje, kamu otoritesinin ortaya koyduğu iradeyle gelişmekte olan, özel sektör tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesidir. 

Kent merkezinde kalmış, sosyal, fiziksel ve ekonomik olarak köhnemiş alanların dönüşümüne örnek teşkil eden proje, bir “kent projesi” olarak içeriklendirilebilir. Bu bağlamda, projenin en özgün yanı ortak ve karma kullanım, sokak dokusu ile meydan, niş ve nodlara yaptığı atıflardır. Projenin yerel mimari unsurlarından en çok etkilendiği referans yapısı ise Piyalepaşa Camii’dir. 

iki design group Kurucu Ortağı, Murat Kader

Proje, Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eseri olan Piyalepaşa Camisi’yle mekânsal ve simgesel bir diyalog kurup, yapıyı yalnız bırakmamak, onun yeni bir mekânsal kurguda yeniden bir kentsel odak olmasını amaçlamıştır. Diğer bir ifadeyle, Piyalepaşa Camisi’ni yakın çevresiyle ele alıp kente kazandırmak, tarihi ve kültürel sürdürülebilirliği sağlamak hedeflenmiştir. Piyalepaşa Camisi ve külliyesinin bir meydan ve toplanma yeri oluşu tasarım yaklaşımına pek çok yönden katkı sağlamıştır. Karma Kullanımlı Piyalepaşa İstanbul Projesi külliye mimarisindeki çok fonksiyonluluğu tasarım alanına hem iç hem de dış mekânda dengeli bir biçimde yansıtmıştır. 

Kademeli cepheleri, geniş saçakları, cumbaları, havuzları ve iç avlu sistemiyle şehre ve semte yakışan nostaljik bir proje olarak tasarlanmıştır. Bölgenin tarihi geçmişi göz önüne alınarak, mimari dokunun Anadolu ve Selçuklu mimarisine uyumuna, özgün desenlerin modern yorumlarının proje alanındaki öğelere yansıtılmasına büyük özen gösterilmiştir.

İstanbul’un hızla yapılaşan kontrolsüz şehirleşmesinde bu bölgenin silüet değerleri geçen zaman zarfında çoğunlukla ihmal edilmiştir. Projenin konu olduğu alanın Tarihi Yarımada’daki Süleymaniye Camisi’yle ve güney doğuda Galata Kulesi’yle ilişkisi çalışılmış, İstanbul’un tarihi değerleri karşısında kendini alçakgönüllü kılması tercih edilmiştir. 

Piyalepaşa İstanbul; İstanbul’un en önemli kentsel dönüşüm projelerinden biri olarak hem geleneği taşıyan hem de geleceğe bakan bir tasarıma sahip.

Projenin, İstanbul’un tarihi dokusunun tam ortasında yer alan bir “kentsel dönüşüm” alanı olması da bazı olumlu ve olumsuz özellikler ortaya koymaktadır ve bu özellikler tasarımının temellerini oluşturmaktadır. Olumsuz yönlerinden biri bölgedeki bulvarın ve kaçak yapılaşmanın etkisiyle ne yazık ki mekânsal ayrışma gözlemlenmesidir. Tasarım, Kentsel Dönüşüm sonrasında bunu azaltacak önlemlerle halkın hem tekrar sağlıklı ve güçlü yapılara kavuşmasını hem de kentsel alanla aradaki sosyal ve fiziksel engellerin aşılmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. 

Bu doğrultuda, öncelikle proje arazisini oluşturan parseller birleştirilerek proje alanı üzerinde yer alacak tüm fonksiyonlar gerçek bir karma kullanım olarak düşünülmüş, fonksiyonların veya mülk alanları arasında yer alabilecek sınırlar ortadan kaldırılmıştır. 

Özellikle açık bir AKS tasarlanarak bölgeye sokak seviyesinden erişim sağlanması, çevreyle entegrasyonun kurgulanması amaçlanmıştır. Mekânsal ayrışmaya sebep olan diğer bir faktör olan Piyalepaşa Bulvarı’na paralel, yaşayan ve canlı bir alternatif ticari aks yaratılmış, kentliler proje alanının içine davet edilmiştir. 

Yaratılan aksın, geleneksel Türk mimarisine atıfta bulunan niş ve meydancıklarla bezenmesine önem verilmiş, Piyalepaşa Bulvarı’nın hemen karşısında yer alan Piyalepaşa Camiindeki Külliye düzeninin günümüzdeki Karma Kullanım anlayışına ilham vermesi ve projenin çevresiyle ilişkisinin güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Saçak, cumba ve kule öğeleri ile cephelerde de yerel mimari öğelere yer verilmiştir. Yapı yükseklikleri ise tarihi yarımadaya ve silüete saygılı ve arazi eğimiyle dengeli bir biçimde dağıtılmıştır.

Yine külliye fonksiyonlarında dikkat çeken avlu prensibi konut ve ticaret alanlarının arasında dengeli olarak dağıtılmış, proje alanında yaşayan, çalışan veya ziyaretçilerin yapılar tarafından baskı hissetmeden zaman geçirebileceği açık alanlar yaratılmıştır.

Proje alanında dünden bugüne yaşamakta olan halk ile yarının kararları alınmış, katılımcı bir tasarım anlayışı benimsenmiştir. Proje hem mimari tasarımı hem de mekânsal organizasyonu ve bağlantılarıyla “İstanbul’da samimi bir mahalle yerleşimi” arayışındadır.

Piyalepaşa Camii ile ilişkisi, Beyoğlu bölgesinin tarihi ve kültürel zenginliği ve şehrin en önemli atardamarlarından olan Piyalepaşa Bulvarı ise proje alanının olumlu özellikleridir. Ticari aksın geleneksel sokak alışverişine uyumlu, İstanbul’un Beyoğlu bölgesindeki mekânsal referanslara saygılı olmasına dikkat edilmiştir, böylece kapalı bir kutuda alışveriş yapmak yerine daha ferah ve kentle ilişkisini sürdüren bir alışveriş deneyimi yaratılarak ziyaretçilerin konforu ön plana çıkarılmıştır. 

Ticari aksın, projeye en fazla ekonomik katkı sağlaması açısından, erişimin en kolay olacağı Piyalepaşa Bulvarı’na uyumlu konumlandırılmasına özen gösterilmiştir.

Otel ve ofis fonksiyonlarının da erişilebilirliği ve görünüm öncelikleri hiyerarşik olarak değerlendirilmiş, otel yapısı bulvardan dikkat çekecek şekilde proje alanının kuzeybatısına, çalışma alanları ise yine çevredeki diğer iş alanları ile daha çok etkileşim halinde olacak şekilde proje alanının kuzeydoğusuna yerleştirilmiştir. 

Konut ve rezidanslar ise mevcutta konut alanlarının yoğunlaşmış olduğu doğu cephesinde ve alışveriş aksının çevresinde dizilim göstermektedir. Bu noktada, konut edinecek olan veya arsa sahibi halka bulvarın ve kentin gündelik gürültüsünden arınmış, avlulara ve diğer konut alanlarına bakan huzurlu bir yaşam alanı sunmak amaçlanmıştır.

Bölgede yer alan 259 tapu sahibinden 170 tanesi ile anlaşılmış olan ve yerinde dönüşüm ile bu kişilere evlerinin bulunduğu konumda, en az mevcut daireleriyle aynı büyüklükte daireler vererek anlaşma sağlayan proje bir ilki gerçekleştirmiştir. Proje alanında kurulmuş olan Emlak Ofisi ile uzlaşma süreçleri devam ederken, süreç boyunca halk bilgilendirme ve katılım toplantıları gerçekleştirilmiştir.

Projenin tüm İstanbullular tarafından benimsenerek ziyaret cazibesini arttırması amacıyla tamamında kullanılan tasarım unsuru, kent mobilyası ve malzemede geleneksel Beyoğlu ve Osmanlı mimarisine modern atıflarda bulunulmuştur. Aynı özellik iç mekân tasarımında da gözetilmiş, proje pek çok nostaljik öğenin günümüze uyarlanmış yorumu ile bezenmiştir. 

Projede kullanılan yapı malzemelerinin yerel kaynaklardan elde edilen özgün malzemeler olmasına özen gösterilmiş, projenin yeşil yapı kriterlerini sağlayan mimari unsurları barındırması sağlanmıştır.

Bu kapsamda projenin mimari tasarım kararları ve çevre dostu uygulamaları uyumla programlanmıştır. 

Proje, bir LEED Neighborhood adayı olarak, üst ölçekte çevreci bir tutum sergileyerek dünya örnekleri arasından sıyrılıp dikkat çekici bir girişim başlatmış ve mahalle ölçeğinde aday olan ilk projelerden olmayı başarmıştır. Piyalepaşa İstanbul Projesinde LEED for 

Neighborhood Development sisteminde “Altın” seviyesinde sertifikasyon hedeflenmektedir. 

Projede, büyük ölçekte çevre dostu yapılar ve sürdürülebilir bir kentsel yerleşim hedeflenerek kıt kaynakların kullanımında İstanbul’un merkezinde örnek niteliğinde bir duruş ortaya koymaktadır. Özel finansmanlı bir yatırım olmasına karşın, kamusal fayda yaratma bilinciyle geliştirilmektedir. 

Proje, bir LEED NeIghborhood adayı olarak, üst ölçekte çevreci bir tutum sergileyerek dünya örnekleri arasından sıyrılıp dikkat çekici bir girişim başlatmış ve mahalle ölçeğinde aday olan ilk projelerden olmayı başarmıştır.

Bunun yanı sıra, üç ofis binasında (B-C-E Bloklar) LEED Core & Shell ve otel binasında da (A Blok) LEED New Construction sistemine göre Altın seviyesinde sertifika alınması hedeflenmektedir. Bu amaçla, proje paydaşları ile çeşitli hedef ve strateji belirleme toplantıları gerçekleştirilmiştir. Bu toplantılar planlama, projelendirme ve inşaat sürecinde de devam edecek, bu sayede LEED sertifikasyonu sürecinin belirlenen hedeflere, en optimum yoldan ulaşması sağlanacaktır. Çevre dostu binalar konusunda çalışmış uzmanlardan LEED danışmanlık ve proje yönetimi hizmetleri alınmıştır.

Çevre dengesi açısından kentsel tasarım araçlarından en iyi şekilde yararlanılmaya çalışılmış, meydan, odak ve nişler; merdivenler ve bu noktaları hem bağlayan hem de bireyi yönlendiren bütüncül bir peyzajla bu açık alanların kullanılabilirliği arttırılmıştır. Ofis, ticaret ve hotel gibi ekonomik aktivite alanlarının minimum enerjiyi kullanması kararı alınmıştır. Bu fonksiyonlar LEED sertifikası ile enerji verimli çalışma alanları olmayı hedeflerken ayrıca istihdam yaratan iş alanları olarak ekonomik sürdürülebilirlik ve refah seviyesinde artışa katma değer sağlayacaktır. 

LEED-ND (LEED for Neighborhood Development) sisteminde Mahalle ölçeğinde yağmur suyunun peyzaj sulamada kullanılması, Isı adası etkisini azaltmak için tüm çatılarda ve teraslarda SRI değeri yüksek açık renkli kaplama malzemeleri, bodrum kat otoparkları, kamuya açık rekreasyon alanları ve sosyal donatılar, Araç ve yaya yolu genişliklerinin bina yüksekliklerine göre optimize edilmesi ve Farklı konut tipolojileri sunarak farklı gelir grupları için konut imkanı sağlanması kaynak kullanımı açısından alınan kararlardan bir kaçıdır. 

Ayrıca tüm binalarda kullanılacak su armatürleri ve vitrifiyelerde su tasarruflu ürünler olacaktır. Bu uygulamalar ile binanın su tüketiminin EPA (Environmental Protection Agency) standardına oranla otel ve ofis binalarında en az %40 fazla verim aranır.

Projede enerji harcayan tüm sistemler, LEED tarafından belirtilen commissioning prosedürlerine uygun olarak denetlenecektir. Gerek montaj gerek kullanım esnasında hedeflenen performans kriterlerine uygun olarak çalıştıkları denetlenecektir.




Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)