Bina Deprem Dayanıklılık Testi Yaptırılmalı

Yaşanan depremde en ağır şekilde zarar gören bölgelerde yaşanan acıların tekrar yaşanmaması için alınması gereken bazı önlemler var. Bu önlemlerden belki de en önemlisi mevcut yapılarda bina deprem dayanıklılık testi yaptırarak olası bir felakete karşı korunmak. 
Yurt içi ve yurt dışında farklı ölçek ve fonksiyonlardaki mimari projelerle ön plana çıkan Aura Design Studio Kurucusu Mimar Filiz Cingi Yurdakul, deprem nedeniyle oluşabilecek yıkım ve kayıplara karşı konutlarımızda almamız gereken önlemleri aktardı. Mimar Filiz Cingi Yurdakul, ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle yüz yüze olduğumuz depremler engellenemese bile depremin yaratabileceği hasarlara karşı önlemler almanın mümkün olduğunu dile getiriyor.

Mimar Filiz Cingi Yurdakul
Mimar Filiz Cingi Yurdakul

Deprem, hayatların, tüm canlıların, yapıların, şehirlerin, yolların, ağaçların yerinden oynamasıdır. Değişmez sandığımız emek verilerek üretilen, severek yapılan evlerimizin, iş yerlerimizin, okullarımızın ve kent hafızasını oluşturan birçok yapının bir anda yok olması ihtimalidir. Yaşanan depremde en ağır şekilde zarar gören bölgelerde yaşanan acıların tekrar yaşanmaması için alınması gereken bazı önlemler var. Bu önlemlerden belki de en önemlisinin mevcut yapılarda bina deprem dayanıklılık testi yaptırarak olası bir felakete karşı korunmak, bunun için mutlaka profesyonel ekiplerden destek alınması gerekiyor.


TÜM DEPREM BÖLGELERİNDE KALICI BARINMA ÇÖZÜMLERİNDE ÇOK SESLİ VE ŞEHİR RUHUNA SADIK KALINARAK KENT HAFIZASININ KORUNMASI, TARİHİ ESERLERİN RESTORASYONLARININ ASLINA UYGUN OLARAK YAPILMASI ÖNEM TAŞIYOR.


Ancak, bina dayanıklılık testinden önce de yapılabilecek bazı gözlemler mevcut. İlk olarak yapının yeri ve zemininin araştırılması gerekiyor. Yapının ruhsatının alındığı belediyede yapının onaylı zemin etüd raporunun bulunduğunu ve bu raporda yapının zemin değerlerinin yer aldığını belirten Mimar Filiz Cingi Yurdakul, yapının vadi tabanında, akarsu yakınında, bataklık bölgesinde, fay hattı üzerinde bulunması veya deprem sırasında sıvılaşma riski olan zeminde yer almasının yapıyı deprem dayanıklılık testine sokmak için yeterli birer sebep oluyor.Yapınız bu tür bölgelerde yer almıyor olsa bile eğer yapı daha önce bir deprem geçirdiyse yani yorgun bir yapıysa yine de mutlaka profesyonel destek alınmalı.Bir yapı deprem geçirmediyse takip edilecek çeşitli adımlar bulunuyor. Bunlardan en önemlisi ise onaylı ruhsat projesine uygunluk alınmalı. Yapılar, onaylanan mimari ve statik proje doğrultusunda inşa edilmeli ve sonrasında da bu projeye sadık kalınmalı. Yapıya sonradan kaçak kat eklenmesi, asansör yapılması, tadilat sırasında kolonların tahribatı gibi projede yer almayan uygulamaların hayata geçirilmesi yapı sağlamlığı ve bütünlüğüne geri dönülemez olarak zarar veriyor. Eğer yapıda tahribat var ise profesyonel destek almak bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor. Kullanıcıların bodrum katlardaki kirişlerde ve kolonlarda derin çatlaklar ya da bu taşıyıcılar içindeki demir aksamlardan açığa çıkan ve paslanan donatılar olup olmadığının, bodrum kattaki taşıyıcı duvarlardaki olası nem ve su varlığının tespiti, tesisat boruları geçirilirken kirişlerin zarar görüp görmediğinin kolaylıkla tespit edilebileceğini dile getiren mimar, taşıyıcı duvarların su izolasyonu bozulması veya yetersizliği sebebiyle suya maruz kalması halinde duvar içindeki donatılar paslanabilir.

Bina Deprem Dayanıklılık Testi Nasıl Yapılır?

Bina Deprem Dayanıklılık Testi Yaptırılmalı

Ülkemizde riskli yapı tespitleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilen kuruluşlar ve belediyeler tarafından yapılıyor. Binanın ihtiyaçları ve ne kadar risk altında olduğunu detaylı olarak analiz eden uzmanlar gelip binayı genel olarak inceledikten sonra binanın taşıyıcı sistemine detaylı olarak inceleme başlatıyorlar. Binanın genel durumu, zemin analizi, yapının fay hatlarına olan yakınlığı da inceleniyor. Son ve asıl olarak binadan tahribatlı veya tahribatsız deney yöntemleriyle alınan örnekler incelenerek taşıyıcı sistemin kontrolü sağlanıyor. Bitişik nizam veya kendi içinde kot farklılığı olan yapılarda da kısa kolon etkisinin kontrol edilmesi gerektiğini ve böyle noktalar varsa mutlaka güçlendirme yapılması gerekiyor. Karot alımı veya röntgen tipi araştırma yapıldıktan sonra risk raporu hazırlanır. Uzmanlar yapının depreme dayanıklı olup olmadığına karar verir. Gerekli görülürse güçlendirme işlemi başlatılabilir veya bina tahliye işlemleri devreye konur. Deprem yıkımları gerçekleşmiş bölgelerde ise, kentler yeniden planlanırken yaklaşım ile şehirlerin gelişim, tarım ve ekonomi politikaları birlikte değerlendirilerek, göçlerin de engellenmesini sağlayacak ekonomik modeller, yatırımlar, sosyal donatılar eklenmesi gerekir. Tüm deprem bölgelerindeki kalıcı barınma çözümlerinde çok sesli ve şehir ruhuna sadık kalınarak kent hafızasının korunması, tarihi eserlerin restorasyonlarının aslına uygun olarak acele edilmeksizin yeniden inşası konularının önem taşıyor.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)