Serpentine Gallery Pavilion

Mantar çünkü; muhteşem bir doku ve kokuya sahip, oyulabilir, kesilebilir, kolay şekil verilebilen doğal bir malzeme.

Serpentine Galeri; Londra’daki Hyde Park’ın bir bölümü olan Kengiston Gerdens’da yer alan, odak noktası modern ve çağdaş sanatlar olan bir galeri. Bu galeri Londra’nın en popüler ziyaret merkezlerinden birisi olarak dikkat çekiyor. Galeri: düzenlenen sergiler, eğitim ve mimarlık etkinlikleri ile yılda yaklaşık 750 bin ziyaretçiyi misafir ediyor.

1934 yılında çay pavilionu olarak inşa edilmiş klasik mimari özellikle sahip bina, 1970 yılında galeriye çevrilmiş ve ismini yakınındaki Serpentine Gölü’nden almış. Man Ray, Andy Warhol, Paula Rego, Anish Kapoor ve Henry Moore gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserleri burada sergilenmiş. 2000 yılından itibaren ise Galeri’nin önündeki çim alanda, dünyaca ünlü mimarlar tarafından her yıl farklı bir pavilion tasarlanıp uygulanmaya başlanmış.

Oscar Niemeyer, Zaha Hadid, Daniel Libenskind, Frank Gehry, Jean Nouvel, Peter Zumthor gibi isimler geçmiş yıllarda bu mimarlar arasında yer almış. Etkinliğin esas amacı ise; çağdaş mimarinin orijinal örneklerinin kamusal alanda sergilenmesini sağlamak. 2012 yılının Serpentine yeraltı pavilionu, geçmiş projelerin arkeolojik keşfini temsil edecek şekilde Herzog & de Meuron ve Ai Weiwei tarafından tasarlanmış. Tıpkı bir arkeolojik kazı ekibi gibi çalışan ekip, 2000 ve 2011 yılları arasında inşa edilen 11 pavilionun fiziksel detaylarını kimliklendirmiş. Ve ortaya önceki pavilionların varlığına tanıklık eden ve onların park üzerindeki büyük ya da küçük etkilerini sergilleyen bir çalışma çıkmış.

Serpentine Galeri Pavilion, on bir adet birbirinden farklı, aynı parkta daha önce inşa edilmiş pavilionları simgeleyen ve son pavilion için on ikinci sütunun taşıdığı yerden 1,4 metre yükseklikte bir çatıdan oluşuyor. Kazı sırasında ordan çıkarılmış toprağı temsil etmek üzere, iç tasarımda mantar ve benzeri yenilenebilir malzemeler tercih edilmiş. Mimarlar burayı tasarlarken arkeolojik yaklaşımı seçerek, ziyaretçilerin park yüzeyinin altına bakmalarını ve parkın geçmiş yapılarının hayaletleriyle yüzleşmelerini amaçlamışlar.

Londra’ya düşen yağmur suyunu toplamak için toprağı 1,5 metre kadar kazarak parkın altındaki yeraltı suyuna ulaşmışlar. Böylece parkın görülmeyen yüzündeki gerçekleri (yeraltı suyunu) gözler önüne sermeyi amaçlamışlar. Toprağı kazdıkları sırada bazı telefon kablolarının yanı sıra eski pavilionlardan kalan parçalara rastlanmış. Gerçek bir arkeolojik kazıymışçasına bulunan parçaların, hangi paviliondan kalma olduğu tanımlanarak, bütün bu parçaların toprak üstünde yeniden yapılandırılması sağlanmış. Bu sayede paviliyonun iç dizaynı bu parçaların şekillerinde biraz da tesadüfi olarak tasarlanmış. Çıkan parçalardan oluşturulan formlar; oturmak, üzerinde uzanmak veya sadece seyredip etkilenmek için mükemmel alanlar oluşturmuş.

Galeri Pavilion’un çatısı arkeolojik bir kazıda kaldırılan yüzeyi temsilen park zemininden birkaç basamak yüksekte durmakta. Böylece parkı ziyaret edenler üzerindeki suyu ve suyun üzerine yansıyan atmosferik İngiltere gökyüzünü rahatlıkla görebiliyorlar. Özel etkinlikler içinse su yer altındaki kuyu benzeri su deposuna gönderilip çatı dans pisti veya sahne gibi amaçlarla kullanılmaya hazır oluyor.

İç yüzeylerde mantar kullanılmasının sebebi; muhteşem bir doku ve kokuya sahip, oyulabilir, kesilebilir, kolay şekil verilebilen doğal bir malzeme olması. Ayrıca kazı sırasında çıkan mimari parçaların tarihi örneklerini yansıtmak için birebir.

Jacques Herzog and Pierre de Meuron, 1950’de İsviçre’nin Basel şehrinde doğdular ve 1970’ten 1975’e kadar Zürih Federal Swiss Teknoloji Enstitüsinde (ETH) okudular. 1978’te Basel’de Herzog & deMeuron’u kurdular. Uygulama alanları tekli küçük konutlardan geniş konut bölgesi düzenlemelerine kadar uzanıyordu. Projelerinin büyük bir çoğunluğunda kamusal alanlar göze çarpıyordu, fakat özel konut projeleri, ofisler ve fabrikalar gibi bir çok seçkin projeye de imza attılar. Jacques Herzog ve Pierre de Meuron, 1994’ten beri Harvard Üniversitesi Tasarım Yüksek Okulu’nu konuk profesör olarakziyaret ediyor ve 1999’dan beri de ETH Zürich yüksek öğretim veriyorlar. 2001’de Pritzker Ödülü ile onurlandırıldılar.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)