Kentin Göbeğinde İlk Dikey Orman: Greenox

SALİH ÇIKMAN
Mimar, Mental Design Works kurucusu

Çok zeminli kent, insanla etkileşim, kent, insan ve mekan verimliliği ile sürdürülebilir yapı prensipleri Greenox projesini canlı bir organizmaya dönüştürdü.

Greenox projesi kentsel dönüşüm kapsamında gerçekleştirilen bir proje. İstanbul Avrupa Yakası’nda Büyükdere caddesine 400 metre uzaklıkta yer alıyor. Bölgeyi incelediğimizde eskiden Büyükdere Caddesi üzerinde daha çok sanayi yapıları, ilaç fabrikaları ve üretimin olduğu yapılar yer alıyordu. Sonrasında bu alanlar yerini daha çok finans kurumlarının yer aldığı ofis binalarına ve AVM’lere bıraktı. Büyükdere caddesine baktığımızda iki farklı yüz görüyoruz. Bir yüzünde kentin daha oturmuş, gelişmiş ticari merkezlerin yer aldığı kısım, bir diğer yüzünde ise Kağıthane bölgesinin Büyükdere caddesine bakan tarafında, gelişmeye açık olan bir dönüşüm alanı görüyoruz.

Yağmur suyu ve gri su kanallarıyla yüzde 40 su tasarrufu, yüzde 70 atık su azaltımı sağlanırken kullanılan sistemlerle yüzde 50 enerji tasarrufu ve karbondioksit salınımında yüzde 33’lük bir düşüş elde edildi.

Canlı bir organizma 

Bu bölgede dönüşüm adı altında projeler gerçekleştiriyoruz. Tam bu bölgenin merkezinde bir proje hazırladık. Alan açısından çok büyük olmayan, çevre olarak eski binalardan oluşan, yaşantı olarak mahalle ölçeğindeki bu bölgede proje hazırlarken projenin hem çevreyi rahatsız etmeyecek hem de bu yere değer katabilecek olmasına dikkat ettik. Tasarım ilkelerimizi belirleyip, buradaki stratejilere göre projeyi var etmeye çalıştık. Çok zeminli kent, insanla etkileşim, kent, insan ve mekan verimliliği ile sürdürülebilir yapı prensipleri Greenox projesini canlı bir organizmaya dönüştürdü. Orta kısımda yer alan bloklu yapılar ve önünde de Belediye’ye ait kullanılmayan yeşil bir alan bulunuyordu. Parkı da işlevsel olarak kullanılır hale getirerek, mevcut alanı tamamen yeşil alan olarak değerlendirdik. Binayı inşa ederken topoğrafyadan çalmamak adına yukarıya 3 zemin olarak tasarladık. Üstte yeşil alanlı bir teras oluşturduk. Park alanının zenginleşmesiyle birlikte yeşil bir kabuk meydana getirdik. Mevcut bir ağacı metabolize ederek, gövde kısmını karakterize biçimde cepheye oturttuk. Balkonlara yerleştirdiğimiz yeşil saksılarla bir ağaç bir ev temasıyla proje satış aşamasına geçti. Yeşille beraber çevresiyle birlikte yaşayan, su havuzlarının, oturma alanlarının olduğu bir yapı inşa ettik.

Yağmur suyu ve gri su kanallarıyla da yüzde 40 su tasarrufu, yüzde 70 atık su azaltımı sağlanırken kullanılan sistemlerle yüzde 50 enerji tasarrufu ve karbondioksit salınımında yüzde 33’lük bir düşüş elde edildi.

Çeşitli katmanlardan meydana gelen nitelikli park alanıyla kentte açık bir yeşil alan oluşturduk. Mimari projelerde yeşil temalı projelere oldukça çok rastlıyoruz ancak yapım aşamasında maliyetler ya da işin zorluğundan dolayı bunun uygulanmadığını görüyoruz. Bu proje uygulama dolayısıyla bizim için de ayrıcalık taşıyor. 21.200 bitki çeşidi ve 900 ağacın yer aldığı projede, bu bitkilerin gölgelik oluşturması, rüzgara direnç, sesi yalıtması gibi detaylar yer alıyor. Bu projenin ağaçlarıyla birlikte çevresindeki oksijeni artırması da ek faydalar arasında yer alıyor.  

Yapının ön tarafında ağaçlardan oluşan bir saksı alanı, üst tarafında yan kısımlarla birlikte yeşil duvarlar oluşturuldu. Ana giriş gövdesinde de parkla birlikte peyzajın devam ettirdiği bir süreklilik sağladık.

“Sürdürülebilir yapı”

Sürdürülebilir yapı kavramı derinlemesine eğildiğimiz bir konu haline geldi. Yağmur suyu ve gri su kanallarıyla da yüzde 40 su tasarrufu, yüzde 70 atık su azaltımı sağlanırken kullanılan sistemlerle yüzde 50 enerji tasarrufu ve karbondioksit salınımında yüzde 33’lük bir düşüş elde edildi. Devletten de bu konuda destek alıyoruz çünkü yağmur suyu ve gri su kanallarıyla bir kişinin aylık  su faturasını yüzde 77 azaltabiliyorsunuz. 

Yapının ön tarafında ağaçlardan oluşan bir saksı alanı, üst tarafında yan kısımlarla birlikte yeşil duvarlar oluşturuldu. Ana giriş gövdesinde de parkla birlikte peyzajın devam ettirdiği bir süreklilik sağladık. Ana topoğrafyadan oluşan semt duvarları da aynı şekilde yeşil duvar ve bitkilerle de yumuşatarak daha yaşanabilir bir alan haline getirildi. Bu proje dışıyla çevresine bir etki sunmasının yanı sıra iç yapısıyla da insanların yaşantısını kolaylaştıracak şekilde tasarlandı. Site kavramında genellikle yapıların duvarlarla semtten koptuğunu görüyoruz. Ana kullanıcının sosyalleşme alanlarıyla etkileşimli bir yapı oluşturduk. Geleneksel avlu karakterini buradaki alanların kurgusunda kullandık. Etkileşimli avlu dışarıdaki insanlarla birlikte ortak kullanım alanı haline geldi. Çatı katındaysa açık havuz ve bu havuz ile ortak alanların ısınmasını sağlayan ve elektrik üreten otomatik paneller bulunuyor. Çatı katında manzaraya göre konumlandırılmış oturma alanları, yeşil teras alanları ile fitness alanları yer alıyor. Bu yapı insanın bulunduğu her ortamda yenilenmesini sağlayacak mekanlar oluşturmak amacıyla  tasarlandı.



Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)