Yatayda Yapılaşma Kentsel Dönüşüme Değer Katar

Levent Akgerman
AKG Grubu ve AKG Gazbeton Yönetim Kurulu Üyesi

Bugüne kadar genel hatlarıyla, kentsel dönüşümün dikey ve yüksek binalarla gerçekleşme eğilimini görüyorduk. Oysa bizim çağrımız, yapılaşmanın “yatay” olması yönünde.

Kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Yasa Tasarısı 16 Mayıs 2012 tarihinde Meclis Genel Kurulu’ndan geçerek yasalaştı. Bu tarihten itibaren birçok platformda tartışmalara neden oldu. Türkiye’nin önde gelen yapı malzemesi tedarikçilerinden biri olarak sizlerin bu konudaki düşünce ve yorumlarınızı alabilir miyiz?


AKG Gazbeton, Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki yasayla ilgili konuya “farklı” bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Bu bakış açısı, dönüşen kentlerdeki yapının “yatay” genişlemesi üzerine kurulu. Bugüne kadar genel hatlarıyla, kentsel dönüşümün dikey ve yüksek binalarla gerçekleşme eğilimini görüyorduk. Oysa bizim çağrımız, yapılaşmanın “yatay” olması yönünde. Şehirlerin belli merkezlerine sıkışmış yüksek binalar yerine, gelişmeye açık dış alanlarına doğru az katlı binalarla ilerlemesini öneriyoruz.

Yatay genişlemenin, şehirlerin dışındaki yeni yapılaşmayla birlikte “kültürel dönüşüme” de olumlu katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yeni oluşan yerleşim alanlarına eğitim, sağlık, alışveriş vb. imkanların da kazandırılmasıyla şehir merkezlerindeki trafik yoğunluğu ve yığılma çözülecek, gerek çevre kirliliği, gerek kontrol altına alınamayan gayrimenkul fiyatlarına da bir bakıma çözüm ve önlem yaratılmış olacak.

Altını çizmemiz gereken nokta, yapılacakların yerel halkın görüşü ve önerisi alınarak, sivil toplum örgütleri ile ortak yürütülmesidir.

Kentsel Dönüşümün çevre dostu yapılaşma ve çevre bilincinin ön planda tutulduğu kentleşmenin sağlanması konusunda bir fırsat olduğu söylenebilir mi? Bu fırsat nasıl değerlendirilmeli, ne gibi stratejiler izlenmeli? Siyasilere, ilgili kamu kurumlarına, malzeme üreticilerine ve son tüketiciye düşen görevler nelerdir?

Siyasiler, en az maliyet kadar kalite ve bina ömrü sürecindeki maliyetleri de göz önünde bulunduracak politikalar benimsemelidir. EPDK, doğalgaz, kömür ve diğer girdilerin binada yaşam süresi boyunca değişimlerini ön planda tutmalıdır. Yaratılacak tasarruflar simüle edilmeli, ithalat girdilerini azaltıcı önlemler alınmalıdır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, o binanın tasarruf edebileceği su miktarına odaklanmalı, bunu kolaylaştıran evye, batarya vb. vitrifiye ürünlere teşvik getirilmelidir.Yapılacak binanın çevre etkisi değerlendirilmeli, bu değerlendirme de en az 3 kuruluş tarafından ortak yapılmalıdır.

Malzeme üreticileri açısından, EPD Belgesine sahip ürünler, özellikle Yeşil Bina projelerinde tercih edilen ürünlerdir. Biz, EPD Belgesine sahip ürünlerimizle, çevre dostu yapılaşmanın içinde yer alıyoruz ve sektörün gelişimi için çevre dostu malzemelerin kullanımının artmasının devlet tarafından da desteklenmesini öneriyoruz. İlgili bakanlıkların bu konuyu dikkate alarak, ihalelerde ve şartnamelerde bu yönde düzenlemeler yapmalarını bekliyoruz.

Son tüketici “kamu spot”ları ile çevre konusunda bilinçlendirilmelidir. Enerji faturalarını azaltacak tedbirler konusunda, Enerji Ajansı kurulmalıdır. Bütüncül bir enerji politikası benimsenmeli, çeşitli enerji kaynaklarının oluşturduğu bir piyasayı düzenlemek de zor olduğu için envanter üzerinden uzun vadeli bir yönelim ve kullanım stratejisi benimsenmelidir.

Kurum olarak Kentsel Dönüşüm sürecine hazırlıklı olmak adına geliştirdiğiniz farklı pazarlama stratejileri, ürün geliştirme amaçlı Ar-Ge çalışmaları bulunuyor mu? Bunlar hakkında bilgi alabilir miyiz?

Kentsel Dönüşüme hazırlık sürecine, evet bizler gibi konuya önem veren firmalar bir miktar daha eğiliyoruz. Öncelikle amacımız, sektörümüzün bilgi gelişimine de katkı sağlamak. Bu konuda da ekiplerimiz düzenli eğitim ve seminerlerle tüm paydaş gruplarımıza ulaşıyorlar.

ARGE süreçlerimizle yeni ürünleri sektörün hizmetine sunuyoruz, bu süreç içinde odağımız Kentsel Dönüşüm Projelerinde güvenle kullanılabilecek, ısı yalıtım özelliği kuvvetli, uygulanması pratik ürünler. Örneğin, 2013 yılında sektör için oldukça önemli yeni bir ürünü sektörün hizmetine sunduk. MINEPOR Yeni Nesil Isı Yalıtım Plağı olarak lanse ettiğimiz ürünümüzle, aslında sadece bir yalıtım plağı değil, “sistem” çözümü getiriyoruz.

Gazbetonun sahip olduğu üstün ürün özellikleri yapılara değer katmaya devam ederken, kolon-kiriş, tavan-taban yalıtımında da MİNEPOR bu değeri pekiştiriyor. Yapıların, A’den Z’ye her noktasında, yanmaz, yalıtımlı, hafif ve pratik uygulamalarla bütünsel çözümler elde edilmesini sağlıyoruz.

Sektörün hizmetine sunduğumuz bütünsel çözümlerle, pazarlama stratejimiz içinde Kentsel Dönüşüm projelerine özellikle eğilen müşteri grupları üzerinde yoğunlaşıyoruz, öte yandan konunun önemini sektöre anlatmak amacıyla, henüz odağını bu konuya yöneltmeye başlamamış ya da başlamak üzere olan müşteri gruplarımıza da özel çalışmalar yapıyoruz.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)