Steven Holl; Kurumsal, Estetik ve Cesur

Alican Çakmak Kozoğlu

Sade tasarımın gücünü kullanan bir mimar olan Steven Holl, yaşının getirdiği başarı ve tecrübeyi son noktasına kadar kullanıyor. Kendi kadar başarılı bir ekiple birlikte çalışmanın faydalarından da yararlanan mimarın imzasını taşıyan işlere dünyanın dört bir yanında rastlamak mümkün.

1947 yılında Washington, ABD’de doğan Steven Holl Washington Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra mimari eğitimini tamamlamak için Roma’ya yerleşti. Kendi mimarlık ofisini ancak 1970’lerin ortalarında kuran Holl, bugün Birleşik Devletler’in en başarılı mimarlarından kabul ediliyor.

Işık ve mekan uyumunu planlama konusundaki hassasiyetiyle bilinen mimar, konsept bazlı yürüttüğü mimari projelerde modern bir estetik algısı yakalamayı hedeflerken yeşile olan bağlılığından ödün vermiyor.

Geçtiğimiz yıl American Institute of Architects’in Altın Madalya ile ödüllendirdiği Holl, 2010 yılında RIBA tarafından verilen Jencks Ödülü ile 2009 yılında BBVA Ödülü ile onurlandırıldı.

Steven Holl’ün yaptığı pek çok ünlü projenin arasında yeşil binalar dikkat çekiyor. İsviçre için ABD’de inşa edilen büyükelçilik binasının altında da Holl’ün imzası var.

Her işin birbirinden farklı fakat birbirini tamamlayan bir kimlikle ortaya çıkmasına özen gösteren tasarımcı, ustalık döneminin doruklarında.

Steven Holl’ün son derece başarılı bulunan bir başka projesi olan, İsviçre Hükümeti’nin Amerika Birleşik Devletleri’nde tamamen yeşil mimari kurallarına uygun olarak inşa ettirdiği büyükelçiliğinden, daha önce bahsetmiştik. Yalnızca kendi sınırları içinde dünya genelinde yeşil politikaları desteklediğini bilinen İsviçre’nin bu konudaki düşüncelerine vücut veren proje Steven Holl Architects tarafından inşa edildi.

Aralık 2004 ila Eylül 2006 arasında projelendirilmesi ve inşası gerçekleşen bina, İsviçre’nin Amerika Birleşik Devletleri’ne yolladığı elçisinin konutu olmasının yanı sıra ulusal mimari ve sanat öğelerini de bir araya getiriyor. Özel alan, çalışma bölgesi, resmi resepsiyon ve hizmet alanlarını kapsayan bir mikrokozm olan binayı bir arada tutan ise bütün ünitelerin ayrı ayrı ulaştıkları bahçe. 14 milyon dolara mal olan çalışmanın sonucunda ortaya çıkan Büyükelçilik, LEED sertifikası sahibi doğa dostu bir mimari örneği.

Enteresan görüntülerin akılda kalıcı yanını projenin bütününü tanıtmak adına kullanmaktan kaçınmayan Holl’ün, mimari açıdan cesur bir tutum sergilediğini söylemek yanlış olmaz.

Dünyanın dört bir yanında, kendi mimari başarısının örneklerini taşıyan işlere imza atan başarılı mimarın vazgeçmediği öğeler arasında modern çizgiler, enteresan bir dış görünüş, mekânsal yeterlilik ve yeşile saygı yer alıyor.

Doğayı korumanın her bireyin görevi olduğuna inanan mimar, bitirdiği her proje ile yeşil mimarinin modern tasarımla buluştuğu noktanın görsel açıdan ne kadar başarılı ve şık olabileceğini de gözler önüne seriyor.
Her işin birbirinden farklı fakat birbirini tamamlayan bir kimlikle ortaya çıkmasına özen gösteren tasarımcı, ustalık döneminin doruklarında.

Nelson-AtkIns Sanat Müzesi

1999 yılında uluslararası bir tasarım yarışmasının sonucunda Nelson-Atkins Sanat Müzesi’ne ekleme yapılacak olan bina projesini kazanan Steven Holl, binanın doğusuna yapılacak olan beş cam yapıyı asıl binaya dahil etti.

15,300 m²’lik bir alana yayılmış olan proje Bloch Building olarak adlandırılıyor. Henry W. Bloch’un, H&R Block’un eş kurucusu, ardından isimlendirilen proje, müzenin çağdaş sanat, Afrika sanatı ve fotoğraf sergilerine ev sahipliği yapıyor. 95 milyon dolarlık bir bütçe ile hazırlanan Bloch Building 9 Haziran 2007’de açılmış durumda.

Müzenin imza niteliği taşıyan ana binasının görüntüsünü kapatmamak adına projesini doğu kanadına yerleştiren Holl, modern bir görünüşü müzenin klasik mimarisiyle bir kontrast yakalamak adına tercih etmiş.
Henüz proje aşamasındayken “grotesk bir metal kutu” olmakla eleştirilen projenin hayalet vari görünümünün nasıl bir etki yaratacağı ise merak konusu olmuştu. 10 metreyi aşan cam kulelerdeki sergilerin çoğunun yerin altında kalan salonlarda yapılacak olması ise bir başka geleneksel olmayan çözümdü ve yoğun bir eleştiriye maruz kalmıştı.

Bugün pratiklik ve başarılı kullanım konusunda rüştünü ispatlamış olan proje, Steven Holl’ün tüm diğer projelerinin ortak olarak paylaştıkları değerlere sahip; kurumsal, estetik ve şık. Holl’ün doğa dostu mimari anlayışını da yansıtan çalışmaya çok kısa bir süre sonra yine Holl’ün mimari ekibi ve BNIM tarafından inşa edilecek bir ek bina eşlik edecek. Bu yeni bina için 2013 yılında açıklanan bütçe ise 100 milyon dolar.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)