Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Tarım

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin (SKD Türkiye) TÜSİAD ve Global Compact Türkiye iş birliğiyle düzenlediği Sürdürülebilir Tarım ve Gıdaya Erişim toplantısı, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırma ve Politikalar Genel Müdürü Özkan Kayacan katılımı ile 12 Ekim Cuma günü gerçekleşti.

Çevresel, sosyal ve ekonomik perspektiften sürdürülebilir tarım konusunun işlendiği ve “Sürdürülebilir Tarım İlkeleri İyi Uygulamalar Rehberi”nin de tanıtıldığı toplantı, iş dünyası, kamu ve sivil toplum kuruluşları ile akademisyenlerden büyük ilgi gördü.

Sürdürülebilirlik konusunu iş dünyasının temel stratejilerinden biri haline getirmeyi amaçlayan İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye), TÜSİAD ve Global Compact Türkiye’nin iş birliğiyle 12 Ekim 2018 Cuma günü Tekfen Tower’da gerçekleştirdiği Sürdürülebilir Tarım ve Gıdaya Erişim toplantısına ulusal ve uluslararası şirketlerin ve kamu ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile akademisyenler katıldı. 

SKD Türkiye Başkan Yardımcısı Duygu Yılmaz yaptığı hoş geldiniz konuşmasında tarımın insanlığın bugününün ve geleceğinin hayati bir parçası olduğuna vurgu yaparak sürdürülebilir tarımı gelecek kuşakların haklarına sahip çıkmanın bir yolu olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Yılmaz, “Daha iyi bir dünyanın her alanda sürdürülebilir bir gelecekten geçtiğini öngören Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi, 15 yılda tamamlamamız gereken toplam 17 Ana Hedefi ve 169 Alt Hedefi tanımladı. 

Bugün, dünya genelinde açlığın ve yoksulluğun sonlandırılması, gıda israfının azaltılması, çölleşme ve kuraklıkla mücadele, biyoçeşitliliğin korunması, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi, karşı karşıya olduğumuz tüm küresel sorunların en önemli ortak noktalarından birisi olan tarımı konuşmak için bir aradayız. İnsanoğlunun en temel ihtiyacı olan, beslenmeye cevap veren tarım, bugün dünya nüfusunun dörtte birinden daha fazlasını istihdam ederken, günde 7 milyar dolar seviyesinde üretim değerine sahip. 2030 yılında dünya nüfusunun 8,5 milyara, Türkiye nüfusunun da 90 milyona yaklaşacağı öngörülüyor. Yani geleceğin nüfusunu beslemek için bugüne oranla daha az çiftçi, yaklaşık %50 daha fazla tarımsal üretim yapmak zorunda kalacak. Tüm bu gelişmeler bize gösteriyor ki; geleceğin nüfusunu beslemek için gerekli gıdanın sağlanabilmesi, ancak tüm gıda-tarım-hayvancılık sisteminin bir bütün olarak ele alınması ile mümkün. SKD Türkiye olarak, tam 14 yıldır, iş dünyasının sürdürülebilir kalkınma konusunda farkındalığını artırmak ve sürdürülebilirliği iş dünyasının temel stratejilerinden biri haline getirmek için çalışıyoruz. Sürdürülebilir Tarım ve Gıdaya Erişim de 4 ana odak noktamızdan biri. 2015 yılında yayımladığımız ve bu alanda Türkiye’deki ilk çalışmalardan biri olan Sürdürülebilir Tarım İlkeleri; tarımın çevresel, sosyal ve ekonomik boyutlarını sürdürülebilirlik perspektifinden ele alan bütün¬cül bir yaklaşım oldu. Bu hedefle, 2015 yılında yayımladığımız ilkeleri sadeleştirip, sürdürülebilir tarım alanında örnek uygulamalar yapan şirketlerimizin projeleriyle destekleyerek, hazırladığımız “Sürdürülebilir Tarım İlkeleri İyi Uygulamalar Rehberi”nin Türkiye’deki tarımın sürdürülebilirlik yönündeki dönüşümüne katkı sağlamasını diliyorum.” dedi.

Toplantıya katılan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik ise konuşmasında: “Ülkemizde tarım sektörü, iklim değişikliği, parçalanmış arazi yapısı, verim düşüklüğü, yaşlanan tarım nüfusu gibi birçok yapısal sorunla karşı karşıya. Buna rağmen tarım halen çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından stratejik konumda. Sektörde piyasanın etkin işleyişinin sağlanmasından katma değeri yüksek üretime çok çeşitli alanlarda iyileştirmelere ihtiyaç duyuyoruz.”

TEMA'nın ve ÇEDBİK’in de Kurucu Onursal Başkanı olan, sürdürülebilirlik ve çevre konularında yaptığı ilham verici ve örnek çalışmalarıyla bilinen Tekfen Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit toplantı ile ilgili: “Bilindiği gibi, geçen asrın ortalarından beri, dünyamız artarak devam eden bir doğa tahribine maruz kalmakta. Başta toprak, su, hava, yeşil örtü ve biyolojik çeşitlilik gibi doğal varlıklar artım ve yenilenmelerinden daha hızlı kirletilmeye, tüketilmeye ve tahrip olmaya başladı. Doğa ve ekosistemin tahribi yanında, hızlı nüfus artışı ve gelişmiş ülkelerdeki aşırı tüketim ve israfın da yol açtığı bu tükeniş yüzünden, dünyamıza dert yağmakta. 

Çölleşme, su sancısı, iklim değişikliği ve gıda güvenliği telaşı gibi sorunlar artık bir senaryo değil, bir realite olarak yaşanmaya başlandı. FAO 2015 yılı kayıtlarına göre her yıl ortalama 6,5 milyon hektar yani Belçika yüzölçümünün iki katı kadar doğal orman, dünyamızı terk ediyor. Dünyadaki orman alanlarının sadece %5’ini oluşturan ağaç tarımı, odun hammaddesinin %35’ini karşılamaya başladı. Dolayısı ile burada atılan adımlar çok önemli. Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte yaptığımız çalışmalar sayesinde odun ihtiyacını uzun yıllar alan tarımla yetiştirme konusunda anlamlı adımlar attık. Her yıl ortalama 120 hektar dikim alanı ve 220.000 fidan ilave ederek plantasyona devam ediyoruz. Sahaların bir kısmını verim kaybetmiş tarım alanları, büyük kısmını bakanlıkça tahsis edilen, bozuk orman alanları teşkil etmekte. Bursa Karacabey’de başlayan ve Çanakkale’de devam eden çam fidanı dikimi 2 milyon adede ulaşmış bulunuyor. 2020’de başlayacak olan proje döngüsüne göre her yıl 15 yaşına gelen sahada hasıla kesimi yapılacak, boşalan saha aynı yıl yeniden ağaçlandırılacak.” dedi.

Toplantının açılış konuşmasını Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırma ve Politikalar Genel Müdürü Özkan Kayacan yaptı. Kayacan konu hakkında şunları aktardı: “Gıda ve tarım sektörü insanlığın beslenmesinde, sanayi sektörüne hammadde sağlanmasında kırsal ve kentsel istihdam artışında ve dış ticarette döviz kazanımında önemli bir rol oynayan stratejik bir sektördür. 

Sürdürülebilirlik ve gıdaya erişim tekrardan ve sürekli ele alınması gereken hususlar olarak öne çıkmaktadır. Sürdürülebilirlik kapsamında doğal kaynakların çevreyi gözeterek, toprak, su, bitki ve hayvanları koruyarak teknolojinin dahil olduğu ekonomik ve sosyal olarak kabul edilebilir bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bakanlığımız ulusal politikalar ve uygulamalarla her alanda sürdürülebilirliği ele almakta, sürdürülebilirliğin çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları dikkate alınarak doğal kaynakların etkin yönetimi ve tarımsal arzın devamını amaçlamaktadır. Bunun için ülkemizde yeterli ve kaliteli gıda ile hayvan yeminin uygun maliyetlerle üretimi başta olmak üzere tarımsal üretime dayalı ve tüm sektörlere erişilebilir ve sürdürülebilir tarımsal ürün arz edilmesinin, çiftçilerin de doğal kaynaklarının korunmasını geliştirecek sistem ve uygulamaların geliştirilmesinde faaliyetlerimiz devam etmektedir. Kaynaklarımızın etkin kullanılması çerçevesinde ekonomik, sosyal, çevresel ve uluslararası boyutları bütüncül bir yaklaşım ile ele alan örgütlü ve rekabet gücü yüksek sürdürülebilir bir tarım sektörü oluşturulması konusunda çalışmalarımız devam etmektedir. Bakanlığımızın gelecek 5 yıllık dönem için hazırlamış olduğu stratejik planda birinci amacımız erişilebilir ve sürdürülebilir tarımsal ürün arzını sağlamak ile ulusal ve uluslararası alanda rekabet gücü yüksek tarım sektörü oluşturmaktır. Tarım sektöründe risklerin minimize edilmesinde bilgi teknolojilerinden faydalanmak, yapay zeka, tarım 4.0 gibi uygulamalar önemli bir devrim niteliği taşımaktadır. Bakanlık olarak özel sektör ile yaptığımız çalışmalara son yıllarda hız vermiş bulunmaktayız. 35 ildeki 50 enstitümüzde özel sektör ofislerimiz yer almaktadır. Bugün burada bulunan iş dünyası temsilcileri başta olmak üzere herkese sesleniyoruz; devletimizin kapıları açık, yerli ve milli yapabileceğimiz tüm çalışmalara birlikte imza atmak için sizi bekliyoruz.”

Sürdürülebilir tarım ile gıdanın geleceği güvence altında 

Toplantıda “sürdürülebilir tarım” ile aktarılmak istenenin gıda güvencesini temin ederek, bitkisel ve hayvansal ürünlerin, çevreyi, halk sağlığını, toplumları ve hayvan refahını koruyan tekniklerle üretilmesi olduğunun altı çizildi. Bunun için yetiştirilecek ürün ve türlerin seçiminden, fosil yakıtlara olan ihtiyacı azaltacak yenilenebilir enerji kaynaklarının öne çıkarılmasına; lojistik optimizasyonundan sağlıklı ürünlerin arzına; toprak verimliliğini sürekli kılacak zirai ilaç ve gübre kullanımlarına; biyoçeşitliliği ve su tasarrufunu güçlendirecek uygulamalardan atık yönetimine değin uzanan faaliyetlerin ele alınması gerektiği belirtildi.

Tarımı sürdürülebilir kılmanın, gelecek kuşakların haklarına sahip çıkmak anlamına geldiğinin vurgulandığı toplantıda, SKD Türkiye tarafından Sunar Grup, Sütaş, Unilever ana sponsorluğunda ve İGSAŞ destek sponsorluğunda hazırlanan Sürdürülebilir Tarım İlkeleri İyi Uygulamalar Rehberi tanıtıldı. Dernek, sağlıklı ve sürdürülebilir tarımsal üretim vizyonunu geliştirerek, sürdürülebilir tarıma geçiş konusunda Türk iş dünyasına bir yol haritası sunmak amacıyla, 2015 yılında Sürdürülebilir Tarım İlkeleri’ni oluşturmuş ve yayımlamıştı. Konferans kapsamında ayrıca çevresel, sosyal ve ekonomik perspektiften sürdürülebilir tarım konusunun tartışıldığı bir panel yer aldı.İrfan Donat’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Tarım Dairesi Başkanı Doç. Dr. Taylan Kıymaz, FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, İstanbul Politikalar Merkezi Dr. Ümit Şahin, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Danışmanı Tanfer Dinler katıldı. Toplantının kapanış konuşmaları ise TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Yuvarlak Masa Lideri Metin Akman ve Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Sungu tarafından yapıldı.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)