Covid 19 Günlerinde Balkon

Yakın tarihimizden günümüze cumbadan evrilen balkonlar... Evin dış uzantısı olarak tanımlayabileceğimiz; genelde ardiye, çamaşır kurutma alanı gibi işler için kullanılan balkonlar, 2020 yılının ilk ayında ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgını esnasında evlerin en kıymetli alanları haline geldi. Virüsün yayılmasını engellemek amacıyla alınan önlemler kapsamında uygulanan sokağa çıkma kısıtlamaları ile dışarıya açılmanın neredeyse tek yolu olarak farklı bir anlam kazandı balkonlar... 

Koronavirüs döneminde balkon sahibi olmak, endişe duymadan açık havanın tadını çıkarabilmek anlamını taşıdı. Çoğu yapıda ise kişiye özel açık alan bulunmayışı proje tasarımlarının eleştirilmesine neden oldu. 

Nüfusun çoğunluğunun apartman dairelerinde yaşadığı büyükşehirlerde, apartmandan ön kapıya oradan da dış dünyaya açılmak cesaret isterken aynı zamanda birçok yerde dışarıya çıkmak önlemler kapsamında yasaklandı. Virüs kapma riskini arttırmak anlamına gelen kapı dışarısı; dar koridorlar, küçük asansörler, komşularla dolayısıyla onların taşıdığı ‘mikroplarla’ fazlasıyla yakınlaşmamıza neden olabilirdi. 

Elbette salgın hastalık nedeniyle ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar ve özellikle de evsizlerin yaşadığı olumsuzluklar göz önüne alındığında, balkonsuz bir eve sahip olmanın aslında çok da önemli bir dert olmadığı düşünülebilir. Ama şehirde, apartman dairelerine hapsolmuş pek çok insan için oldukça zor ve yıpratıcı bir süreç yaşandı. 

Balkonların sağladığı faydalar, haftalar boyunca evde kal çağrılarına uyan insanlar tarafından iyice anlaşıldı.  


Pandemi öncesi zamanlarda kişiye özel açık hava alanlarının değeri ve aslında ne kadar sınırlı oldukları konusu pek gündem olmazken, salgın esnasında yaşanan deneyimler bu tip alanların önemini ortaya çıkardı. İster bir balkon olsun, ister ufak bir bahçe ya da bir yangın çıkışı, kalabalık kentlerde dairenizin açık bir alanının bulunmasının çok değerli bir emtiaya sahip olduğunuz anlamına geldiği anlaşıldı.

Bu süreçte balkonlar; özgürlüğün yeni biçimini sembolize eden alanlar olurken ayrıca kendini bir yerde sıkışmış hissi yaşamadan sosyal izolasyonu kabullenmek ve virüsü soluma endişesi duymadan temiz havanın tadını çıkarmak anlamına gelmeye başladı.

Pandemiyle birlikte hayatımıza giren başka bir kavram olan sosyal mesafe, her zaman yaptığımız dışarı çıkma işinin, fiziksel bir hazırlık gerektirmesine neden oldu. Maske ve eldivenler virüsten korunmak için en önemli donanımımız haline gelirken dezenfektan ve kolonyalar ise dışarıya çıkarken yanımızda bulundurduğumuz önemli malzemeler oldu. Dışarıda diğer insanlar ile aramıza koymamız gereken en az bir buçuk metre mesafe sürekli tetikte olmamızı gerektirirken, dışarıdan eve dönüldüğünde ise hummalı bir temizlenme süreci hayatımızın bir parçası haline geldi. 

Dünya genelinde bazı şehirlerde yayalara ve bisikletlilere daha fazla alan açmak için caddeler araç trafiğine kapatılmış olsa da sosyal mesafe kurallarına uyabilmek genelde çok kolay değil. Kent planlamacıları, sokakları yeniden şekillendirmek ve felaketlere karşı daha dirençli hale getirmek gibi konulara kafa yorup, pandemi sonrası kentleri geleceğe nasıl adapte edeceklerini düşünürken, şehirleri daha yaşanabilir hale getirmek için bina tasarımlarını iyileştirme üzerine de yeni bir tartışma alanı ortaya çıkmış oldu. 

Pandemi süreciyle birlikte, bir zamanlar evin piyasa değerini yükselten bir emtia olarak görülen balkonların çok daha ciddi amaçlara hizmet ettiği anlaşılmış oldu


Özellikle caddeye bakan balkonların yaygın olduğu mahallelerde balkonlar, toplumsal dayanışma ve sosyal etkileşim için ideal platformlar haline geldi. Dünyanın pek çok şehrinde bina sakinleri balkonlarında sağlık çalışanlarını teşekkür için alkışlarken, sürece denk gelen bayramlar balkonlarda kutlandı. Ülkemizde ise balkonlar Cumhuriyetimizin 100. Yılının coşkulu kutlamalarının da sahnesiydi. 

Komşular birbirlerine destek olmak ve moral depolamak için birlikte şarkı söyleyip dans ederken, sanatçıların doğaçlama performanslarının yeni sahnesi yine balkonlar oldu. Hatta komşular ile yapılan spor aktiviteleri balkonları daha da şenlendirdi. Bu sayede insanlar kendi evlerinin güvenli ortamından uzaklaşmadan sosyalleşmenin tadını çıkardılar. 

Bazı yerlerde balkonlardan indirilen içi temel ihtiyaç malzemeleri ile dolu dayanışma sepetleri, ihtiyaç sahiplerine ulaşmanın en kolay yolu oldu. 

Hava kirliliğinin yüksek olduğu bazı kentlerde araç trafiğinin azalmasıyla birlikte  ise balkonlar belki de ilk kez çıkıp hava alınabilecek yerlere dönüştü. 

Yaşanan pandemi sürecinde balkonlar karantinanın boğuculuğundan bir nebze de olsa kaçmak anlamına geldi ve sessizliğin hüküm sürdüğü, sadece kuş seslerinin duyulabildiği boş sokakları şaşkınlık içinde izleyebilme olanağı sağladı. 

Umarız balkonların bu değişen kullanım alanları pandemi dönemiyle sınırlı kalmaz... Balkonlara duyulan talep ve balkonların sağladığı fayda önümüzdeki yıllarda da artmaya devam eder.

Bu makale, Ytong Kurumsal İletişim Yayını olan Ytong Aktüel Dergisi'nin 53. sayısında yayınlanmıştır.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)