Belçika Roeselare’de Bir Kentsel Dönüşüm Projesi
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Uluslararası mimarlık ofisi Snøhetta, Belçika’nın Roeselare kentinde, yerel mimarlık stüdyosu B2Ai ile iş birliği yaparak şehrin merkez tren istasyonu yakınında dikkat çeken bir kentsel dönüşüm projesi gerçekleştirdi. “Roelevard” adı verilen bu yeni gelişim, şehrin demir yolu hattı boyunca uzanan boş bir alanın; konut, ofis ve ticari fonksiyonlarla yeniden canlandırılması hedefiyle hayata geçirilmiş.

Şehrin İki Yakası Yeniden Birleşiyor
Snøhetta’nın kurucu ortağı Kjetil Trædal Thorsen, projeyi şu sözlerle anlattı: “Roelevard ile sadece fiziksel değil, sosyal anlamda da Roeselare’i yeniden bağlama fırsatı gördük. Bir zamanlar bölünmüş olan demir yolu hattını canlı, çok işlevli bir alana dönüştürerek, daha bütüncül ve yaşanabilir bir kent ortamı sunmayı amaçladık. Sürdürülebilirlik, bağlantı ve ortak alanları önceliklendirdiğimiz bu tasarım, insanların yaşayıp çalışabileceği ve sosyalleşebileceği bir şehir parçası oluşturuyor. Bu da Roeselare’in dönüşen kimliğini yansıtıyor.”
Yeşil Çatılar ve Sosyal Alanlar
Proje kapsamında, yeşil çatılarla örtülü üç kavisli bina tasarlanmış. Toplamda:
- 81 konut,
- Ofis alanları,
- Zemin katta ticari birimler yer alıyor.
Binalar, içinden geçen ağaçlarla çevrili yaya rotası ve basamaklı oturma alanları etrafında konumlandırılmış. Bu rota, şehirle bütünleşen bir kamusal alan yaratıyor.

Mimari Ölçek ve Kentsel Bağlantı
Güney ucundaki en büyük blok, tren hattı boyunca uzanıyor ve istasyona yakın kısımda 12 kata kadar yükselen basamaklı bir silüete sahip. Kuzey ucundaki en küçük yapı, çevredeki konut ölçeğine uyumlu olacak şekilde 4 katlı olarak planlanmış.
Batı cephesindeki üçüncü yapı, çatısından yere doğru eğilen bir forma sahip. Bu eğimli yüzey, üst kattaki restoran alanına basamaklı geçiş sağlayarak hem erişimi kolaylaştırıyor hem de estetik bir odak oluşturuyor.
Cephe Tasarımı
Roelevard’da cepheler, binanın işlevine göre farklılaşacak şekilde tasarlanmış:
- Zemin katta: Ticari kullanım için şeffaf ve açık yüzeyler
- Ofis katlarında: Daha kapalı ve içe dönük cephe düzeni
- Üst konut katlarında: Dokulu, geçirgen yüzeyler ve geniş yeşil teraslar yer alıyor.
Cephelerde kullanılan açılı metal paneller, yapıların kıvrımlı formuna uyum sağlarken modern bir kimlik sunuyor. Snøhetta’ya göre, bu yaklaşım kullanıcıların sosyal etkileşimini teşvik eden, yaşanabilir bir mimari dili ortaya koyuyor.
Kamusal Alan Olarak Mimari
Binalardan birinin eğimli çatısı, dışarıdan ulaşılan kamusal bir oturma alanı olarak kullanılıyor. Bu sayede mimari, sadece bir yapı değil, aynı zamanda insanları buluşturan sosyal bir platform işlevi görüyor.

“Kaliteli mimarlık ile çağdaş bir yeşil peyzajın buluştuğu bu proje, Belçika’da örnek bir kentsel dönüşüm modeli sunuyor,” açıklamasını yapan Snøhetta, projenin Roeselare tren istasyonuna yeni bir yaşam kazandırdığını vurguluyor.
Snøhetta’nın Diğer Öne Çıkan Projeleri
Roelevard projesi, Snøhetta’nın son dönemdeki yaşanabilir, sürdürülebilir ve kullanıcı odaklı şehircilik yaklaşımının bir devamı niteliğinde.
Stüdyonun yakın zamanda tamamladığı ve dikkat çeken diğer projeler arasında:
- İsveç'te yeşil çatılı bir topluluk merkezi
- Çatıya çıkan spiral merdiveniyle öne çıkan Opera Binası da yer alıyor.
Snøhetta ve B2Ai iş birliğiyle hayata geçirilen Roelevard, kamuya açık alanları, sürdürülebilir çözümleri, farklı ölçeklerdeki yapı kütleleri ve yeşil dokusu ile Roeselare kentinin kentsel dönüşüm vizyonunu yeniden tanımlıyor. Bu proje, modern mimarlığın sadece estetik değil, toplumsal bütünleşme ve kentsel yaşam kalitesi için de bir araç olabileceğini gösteriyor.