Beyaz Saray'a Yeni Mimari Ekip

Beyaz Saray’ın Doğu Kanadı’na eklenen yeni balo salonu projesi, haftalardır hem Washington kulislerinde hem de mimarlık çevrelerinde tartışma konusu. Projenin ilk tasarımcısı olan McCrery Architects’in görevden alınmasıyla birlikte, tasarım koltuğuna artık bölgenin deneyimli ofislerinden Shalom Baranes Associates (SBA) oturuyor.
Resmî açıklamalarda McCrery’nin “tamamen ayrılmadığı”, sürece danışman olarak devam edeceği belirtilse de, projenin mimari sorumluluğu artık SBA’ya devredilmiş durumda. The Washington Post’un haberine göre McCrery zaten ekim ayında projeden çekilme kararı almış; firmayı zorlayan temel sorun ise ölçek ve teslim takvimiydi. Beyaz Saray tarafından aktarılan kulis bilgileri de bunu doğruluyor. Bir yetkili, “Herkes sonunda bunun altından kalkamayacağını gördü,” diyerek durumu özetlemiş.
SBA’nın gelişi, projenin niteliğini ve temposunu değiştirebilecek bir hamle. 1981’de kurulan ofis, Pentagon projelerinden Hazine Bakanlığı’nın kapsamlı restorasyonuna, İçişleri Bakanlığı merkezinden GSA Genel Merkez binasına kadar başkentte pek çok kamusal yapıya iz bırakmış bir ekip. Dolayısıyla, Beyaz Saray gibi teknik, politik ve temsil gücü yüksek bir yapının genişletilmesi söz konusu olduğunda, deneyimiyle ağırlığını koyabilen bir ofis tercih edilmiş görünüyor.

Beyaz Saray sözcüsü Davis Ingle’ın CNN’e yaptığı açıklama, projenin iddiasını açıkça ortaya koyuyor: Yönetim, yeni balo salonunu “Oval Ofis’ten bu yana Beyaz Saray’a yapılacak en büyük ekleme” olarak konumlandırıyor. Bu söylem, jeopolitik merkezdeki temsil mimarisine dair güçlü bir sembolik hedefi işaret ediyor. Ingle ayrıca Shalom Baranes’in “başkent mimarisinin kimliğini şekillendiren isimlerden biri” olduğunu belirterek, deneyimin projeye yön vereceğini vurguluyor.
Anlaşmazlıklar...
Öte yandan, süreç pürüzsüz ilerlememiş. Trump ile McCrery arasında balo salonunun ölçeği başta olmak üzere bir dizi tasarım kararı üzerinden anlaşmazlık yaşandığı iddia ediliyor. Üstelik 21 Kasım’da bir grup AIA üyesinin McCrery’ye gönderdiği mektupta, meslek etiği açısından eleştiriler yer alması da tartışmayı büyütmüş durumda.
Şimdi gözler, yeni tasarımın ulusal ölçekte söz sahibi Kurumsal Ulusal Sermaye Planlama Komisyonu’na (NCPC) gönderilmesine çevrilmiş durumda. NCPC’den Will Scharf, balo salonuna ilişkin planların bu ay kendilerine ulaşmasını beklediklerini açıkladı. Bu da projenin artık daha görünür, daha denetlenebilir bir aşamaya geçeceğini gösteriyor.
Sürdürülebilir mimarlık açısından bakıldığında, tartışmanın özü yalnızca bir mimar değişimi değil; Beyaz Saray gibi kolektif hafızanın merkezindeki bir yapının nasıl dönüştürüleceği meselesi. SBA’nın kamusal yapı deneyimi, daha kontrollü bir tasarım süreci ihtimali yaratıyor; ancak salonun ölçeği, sembolik ağırlığı ve Doğu Kanadı’nın karakterine etkisi, bundan sonraki değerlendirmelerin kritik başlıkları olmaya devam edecek.