Düşler Akademisi

"... Körler düş görür mü? Görürler... Asıl düşlerini yitirenler körleşir!..."

Düşler Akademisi’nin "düşünü" ilk kuran Ercan Tutal oldu. Almanya’da Tübingen Üniversitesi’nde İngiliz ve İtalyan Dili Edebiyatı bölümünde eğitim aldığı yıllarda, Türkiye’de yaşarken görmediği kadar engelli insanı burada gördü, engelli yaşamı için kurulmuş sistemlerin başarısı ile bu insanların toplumsal yaşama rahatlıkla ve eşit dahil olabildiğine tanıklık ederek, bu konu üzerinde kafa yormaya başladı. Avrupa’nın değişik ülkelerindeki kurumları, projeleri inceledi. Türkiye’ye dönüp, görmezden gelinen, yok sayılan engelli insanlar için bir şeyler yapmaya karar verdi.


Ercan Bey, Düşler Akademisi’nin hayalden gerçeğe dönüşme sürecini bize aktarabilir misiniz?

Almanya’da yaşadığım süre boyunca bir çok engelli insanın toplumsal hayatın içine rahatlıkla entegre olduklarını gözlemledim. Avrupa ülkelerine gidenlerden belki sizlerde duyarsınız, ‘ne kadar çok engelli insan var’ söylemini... Aslında gerçek böyle değil, Türkiye nüfusunun neredeyse %15’i engelli insanlardan oluşuyor. Fakat biz günlük yaşantımızda, iş hayatında bu insanları hiç görmediğimiz için, olmadıklarını düşünüyoruz. Sorun aslında burada, çünkü ülkemizde engelli bir vatandaşımızın erişimini sağlayacak alt yapı ve sistemler mevcut değil, dolayısıyla bu insanlar evlerinden dışarıya çıkamıyorlar. BM Engellilik Sözlesmesi’ni imzalamış olan Türkiye’nin engelli vatandaşlarımız için acil çözümler üretiyor olması gerekiyor. Engelli vatandaşlarımızın olmaları gerektiği yer ile bulundukları yer arasındaki uçurum çok büyük. Uçurumun büyüklüğü sadece engelliler için değil toplumun diğer katmanları için de giderek artmaktadır. Bu büyük uçurumun kapatılması için ciddi ve kalıcı çözümler üretip uygulamak ve engellilerin en temel anayasal- insani yaşama haklarını eşit ve özgürce kullanabilmelerinin önünü açmak gerekmektedir.

Düşler Akademisi bu yaklaşımla vücut bulmuş bir projedir. 2008 yılının Kasım ayında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Türkiye Vodafone Vakfı ve Devlet Planlama Teşkilatı’nın desteğiyle başladık projemize. Birinci senenin sonundaki başarılarımız nedeniyle bilinir hale geldik. Ataşehir Belediyesi 2011 yılında şu an bulunduğumuz binayı bize 10 yıllığına bedelsiz tahsis etti. Böylece süreç proje olmaktan çıkıp kurum halini aldı. Fiziki mekana kavuşmamızla birlikte daha fazla düşümüzü gerçekleştirme sansımız doğdu.

Düşler Akademisi olarak çalışmalarımızı 3 faza ayırdık... Bunlardan ilki rekreasyonel eğitim dediğimiz; kim başvurursa, bütün engelli grupları ve sosyal dezavantajlı gençlik gruplarından, kimin müzik eğitimine, kimin sanat eğitimine, kimin dans eğitimine ihtiyacı varsa ve neyi yapmak istiyorsa ona göre performans grupları oluşturduk. Ve bu eğitimleri ücretsiz verdik. Çünkü maalesef konservatuarlar ve sanat akademileri ücretli dahi olsa, belli tutumları nedeniyle özellikle engelli gençleri kadrolarına almıyorlar, onlara bu fırsatı vermiyorlar. Dolayısıyla biz bu açığı kapatabilmek amacıyla hizmet verdik.

Bir üst aşamada yani ikinci fazda, gelir getirici bazı modeller geliştirdik. Çünkü biz sosyal girişimcilik modelleri üzerinden hareket ediyoruz. Onun da olmazsa olmazı gelir getirici modeller. Örneğin fotoğraf ve film stüdyosunda eğitim gören gençler, film stüdyomuzda asistan olarak çalışmaya başladılar ve dışarıdan aldığımız işleri yaparken gelir elde etmeye başladılar. Müzik atölyemizde belli bir noktaya gelen gençlerimiz ile gönüllü oluşturdukları profesyonel müzik grubunu kurduk. Artık müzisyen kimliğiyle hayatın içerisinde yer almaya, birçok yerde konser vermeye başladılar.

Daha önceleri engelliler galoş yapmak ve mandal montelemek gibi işlerde çalıştırılıyordu. Artık modern bakış açısıyla kendisine fırsat sağladığımızda engelli birini rahatlıkla sahnede müzisyenlik yaparken görebiliyoruz. Yıllarca konserler destek amaçlı düzenlendi ama artık durum böyle değil... Biz bir konser veriyoruz müziğimizi beğenirseniz gelin diyoruz...Sahnede oldukça kaliteli müzik yapan grup içinde engelli müzisyenler de var. Örneğin bünyemizde hazırlanan Grease müzikalini hazırlayan ekibimizin büyük bir çoğunluğu işitme engelli, biz Grease müzikalini Türkiye’ye yeniden genç bir kadroyla kazandırmak istedik.

3.aşama ‘Düşler Mutfağı’nda kendi ifadesini bulan sosyal bir işletme modeli oldu. Kar amacı gütmeyen şirket modeliyle, engelli gençlerin çalıstığı iş yeri modelinde sağlanan gelir, klasik kapitalist yaklaşımdaki gibi patronun insiyatifinde değil de projenin büyümesi ve zenginleşmesi için yatırım amaçlı kullanılması üzerine kurgulandı. Düşler Mutfağı’nda üretilen kurabiye, pasta ve benzeri gıda ürünlerinin şirketlere satışını yaparak gelir elde ediyoruz.

Düşler mutfağı... İstanbul Rotary Kulübü, Ataşehir Belediyesi ve Vodafone’un katkılarıyla yaklaşık bir yıl önce hayata geçti. Henüz pilot çalışma olarak devam ediyor. 30’a yakın genç, 2 master şef eşliğinde düşler mutfağında çalışıyor.

Akademimizin uluslararası bir boyutu var, uluslararası arenada birkaç kez en iyi sosyal sorumluluk girişimcilik ödülüne layık görüldük. Bu vesileyle bir çok defa Avrupa’nın değişik ülkelerinde toplantılara davet edilip uyguladığımız modeli sunma şansımız oldu. Birkaç ülkeden Düşler Akademisi’nin kendi ülkelerinde uygulanması ile ilgili destek talepleri geldi. Özellikle göçmen geçmişi olan gençlerin hayata entegrasyonuyla ilgili akademi konseptimizin faydalı olacağını düşünüyorlar. Bu sebeple sıklıkla uluslararası heyetleri ağırlıyoruz. Çok yakın zamanda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin eşi de Türkiye’ye geldiğinde bir sivil toplum örgütü çalışması olarak bizi ziyaret etti.

Düşler Akademisi Ataşehir binasının mekansal alanları ve yapılan çalışmalar hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

Akademimiz bünyesinde hayata geçen projelerden Social Inclusion Band, Dünyanın her yerinden duyarlı sanatçıların DA ritim atölyesi öğrencileri ile bir araya gelerek bir dizi workshop ve konser düzenlediği projedir. IKSV Caz, Efes One Love, Rock’n Coke ve Akbank Caz gibi dev organizasyonlarda sahne alarak sanatın ve müziğin engel tanımayan gücünü kanıtlamıştır.

Düşler Akademisi Gösteri Topluluğu, Düşler Akademisi Drama atölyesi öğrencilerinin tiyatro ve dansla dolu bir oyun sergilemek üzere bulustuğu iç projedir. Düşler Akademisi Üretim Stüdyoları ise akademinin devamı olarak kurgulanmış ögrencilere sanat eğitimleri verilerek, freelance işler yaparak üretime dahil olmaları amaçlanmıştır.

Her biri sosyal girişimciliğin örnekleri olan projelerimizi sürdürülebilir kılan ise katılımcılığı en üst düzeyde yaygınlaştıran projeler olması. Uluslararası kimlik kazandıran en önemli unsur, yerli ve yabancı bir gönüllüler ailesi tarafından yürütülüyor olmasıdır diyebilirim.

HP ile ‘Potansiyelini Keşfet’ isimli istihdama yönelik bir eğitim programı yürütüyoruz. Ataşehir Belediyesi’nin bize tahsis ettiği bu binada bir bilgisayar laboratuvarımız var. Bilgisayarlarımızın hepsinde ekran okuyucu program yüklü, görme engellilere de bu eğitimi verebiliyoruz. Bu proje ile doğru işe doğru donanımlı eleman yetiştirmeyi hedefliyoruz.

Çocuk ve gençlere yönelik yoga, caz ve bale sınıflarımız var. Fotoğraf ve film atölyemizde eğitmenleri eşliğinde çalışan gençlerimiz belli bir seviye geldi. Gelir getirici bir model ile dışarıdan aldığımız işleri bu atölyede üreterek, atölyede çalışan gençlerimize gelir sağlayabiliyoruz. Gelecekte işi tam ögrendiklerinde bu mekanı ve alt yapıyı kendi işleri için kullanabilecekler.

Best Buddies, Dünyadaki en büyük gönüllülük organizasyonlarından bir tanesidir. - 700 bin’e yakın gönüllüsü var.- Organizasyon, zihinsel engelli bir birey ile engeli olmayan bir bireyin arkadaşlık etmesi programıdır. Biz de bu organizasyonun Türkiye temsilciliğini üstlendik. Bir senede 200’ün üzerinde eşleştirdiğimiz çiftimiz var. Çok güzel bir program olduğunu düşünüyorum, umarım bu yıl 200’ü 2000 yaparız. Bu program için genelde okullar yada şirketler başvuru yapıyor. Kişileri ikamet yeri, yaşı, ilgi alanları gibi bazı kriterlere göre eşleştiriyoruz. Program dahilinde 1 yıl boyunca ayda iki kez buluşma, haftada bir kez ise yazışma taahhütü alıyoruz.

Ayrıca binamızda fotoğraf studyosu, kayıt ve prova stüdyosu var. Social Inclusion Band ya da bizimle beraber çalışacan müzisyenler burada provalarını ve çekimlerini yapıyorlar.

Antalya, Kaş’da hayata geçireceğiniz bir proje haberini aldık ve heyecanlandık. Kaş Köy Akademisi Projesi hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Kaş Belediyesi bize 20 yıldır kullanılmayan terkedilmiş 13 dönüm bir araziyi tahsis etti. Arazi içerisinde artık çökmeye yüz tutmuş ahır olarak kullanılan eski bir ilkokulu yeniden eğitim ve kültür hayatına kazandırmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de bölgenin coğrafyasına ve dokusuna uygun, işin içerisine yapay malzemeleri dahil etmeden, ahşabı, kerpici kullanarak, ‘ekolojik moda’ konseptinin moda olan kısmını değilde gerçek ‘ekolojik’ kısmını uyguluyoruz.

Kaş projesinin açılışını Temmuz ayında yapmayı planlıyoruz. Hukuki nedenler ve kısıtlı imkanlar nedeniyle geç başladık fakat hızlı ilerliyoruz. Projeye iş dünyasının ilgisi ve tepkisi çok güzel. Türkiye’nin önde gelen firmaları çalışanları arasından gönüllü yardımcılar gönderme talebinde bulundular. Haziran ayında proje inşaatında iş dünyasının gönüllülerini ağırlayacağız. Gönüllüler için 3 ayrı görev tanıtımı yaptık. Bahçe çalışmaları, tadilat işleri ve yeni yapılacak binaların inşaatı. Projede görev alan gönüllüler hem Türkiye’de hayata geçen bu proje katkı sağlamış olmanın heyecanını yaşayacaklar, hem de kültür merkezi hizmet vermeye başladığında Dünya’nın birçok ülkesinden model uygulama için merkezimize gelenler onların katkılarını görecekler. Kaş Köy Akademisi Projesi, 50 kişinin konaklayabileceği şekilde tasarlandı. Gelenlere hizmet verebilmek ve işleri yapabilmek için sabit bir kadro sürekli akademide bulunacak, değişken kadro gönüllülerden oluşacak; kısa ve uzun dönemli olmak üzere iki tip gönüllü grubumuz bulunuyor. Bir de bizim hedef kitle dediğimiz katılımcılarımız olacak. Katılımcılarımız çoğunlukla engelli gençler ve sosyal dez avantajlı gençlerden oluşacak. Belki bazen yaşlı katılımcılarımız olacak, kısacası akademi, bu tesiste görmek istediğimiz herkese açık olacak. 12 ay boyunca hizmet vereceğiz ve dolayısıyla 1 yıllık sirkülasyon içerisinde 500 ila 1000 kişiyi ağırlamayı hedefliyoruz. Her hafta yeni bir katılımcı grubunu ağırlayacağız. Büyük katılımlı toplantılara, kampanyalara ve etkinliklere ev sahipliği yapacağız.

Antalya Valiliği, Kaş Kaymakamlığı, Kaş Belediyesi, Turizm Müdürlüğü, İlçe Emniyet Müdürlüğü gibi kamu kurumlarının hepsi projeden haberdar ve bizi bu konuda destekliyorlar. Projemizi mümkün olduğu kadar katılımcı ve destek ağırlıklı büyütmeyi istiyoruz. Bir yerden kaynak bularak hizmeti satın alarak bir bina inşa etmek yerine herkesin emeğini, ufkunu, bilgisini kullandığı, imece yöntemiyle yapılan ve aslında köy enstitüsü mantığında işleyen bir proje...

Akademi bünyesinde; ekolojik tarım ve hayvancılık, yenilenebilir kaynakların kullanması, atık yönetimi, permakültür uygulamaları gibi hassas konularıda hayata geçireceğiz. Bu akademide de Düşler Akademisi’nde hangi eğitimleri veriyorsak aynılarını vereceğiz. Farklı olarak burası biraz daha akademik ve uluslararası formasyonda ve felsefeden, matemetiğe, bilimsel düşünme yöntemlerinden çoklu zekaya kadar genişleyebilir bir kapsamda olacak. Ayrıca sürdürülebilirlik konulu seminerler ve workshoplara ev sahipliği yapabilir nitelikte olacak. Uluslararası sosyal girişimcilik ağının kullanılacağı bir arena haline gelmesini planlıyoruz. Uluslararası sosyal girişimcilik ağlarının toplantılarını yapılabileceği bir mekan olacak. Bu organizasyonları şimdiden davet etmeye başladık, avantajımız akademinin Antalya-Kaş’ta olması, duyduklarında heyecanlanıyorlar.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)