​Glamping:​ Güzel Bir Çadırdan Çok Daha Fazlası​

Güzel bir çadırdan çok daha fazlası

Çadır kamplarının uzmanlar tarafından yeniden yorumlandığı bu kavramda, kalite ve konfor bir araya getirilerek benzersiz bir mimari deneyim yaşatılmak amaçlanıyor. Bu göz alıcı kamp mimarisi insanları alışılagelmiş, ergonomik olmayan kamp alışkanlığının dışına çıkartıyor. Bu çağdaş girişim insanları doğaya yaklaştırırken aynı zamanda ekolojik değerler ile modern tasarımın eşit olarak dengelendiği glamping mimarisinin oluşmasını sağlıyor. ‘Sıradışı yaşam alanları’ na ayırdığımız bu bölümümüzde Glamping mimarisini daha yakından tanıyacağımız örneklere yer veriyoruz.

Birçok kişi hayatında bir ya da iki kez kamp yapmaya niyetlenmiş ancak su sızdıran çadırlar, ürpertici doğal yaşam canlıları ya da yerde yatmanın verdiği rahatsızlık hissi nedeniyle eve hayal kırıklığı ile dönmek zorunda kalmıştır. Ancak bu deneyimler insanların açık havada bulunma ve doğanın içinde olma isteğini ortadan kaldırmaz. 

Çadırda konaklamanın zorluklarını yaşamadan doğanın kalbinde tatil yapmak hepimizin hayalini kurduğu bir kaçış, bir uzaklaşma olabilir. Son yıllarda tatilciler arasında popülerlik kazanan Glamping  bu hayali gerçeğe dönüştürmenin tam da karşılığı sayılabilir. 

Kelime anlamı olarak ‘glamorous’ (büyüleyici) ve ‘camping’ (kamp yapmak) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen Glamping, tatil anlayışı olarak tarzı ve lüksü, doğal ve sade olanla birleştirmek anlamına geliyor. Yani kamp ortamında, kamp hayatının tüm cezbedici yönlerini yaşarken, geceyi içinde gerçek bir yatak ve banyosu olan, bir tasarımcı tarafından özel olarak tasarlanmış bir çadırda ya da ağaç evde geçirebileceğiniz anlamına geliyor.

Dış mekânları seven ama ev konforundan vazgeçemeyenler  için inanılmaz bir alternatif...

Glamping ismi nispeten yeni olsa da kavram aslında yüzlerce yıldır varlığını sürdürmekte. İngiltere Kralı 8.Henry ve Fransa Kralı Francisco 1520’de diplomatik zirve için bir araya geldiğinde, Kuzey Fransa’da 2600 çadır kurulduğu, aynı dönemlerde Osmanlı Padişahları’nın da sanatçılar tarafından dekore edilmiş gösterişli çadırlarda konakladıkları biliniyor. Gelenek, 1900’lü yılların başında, zengin Amerikalı ve Avrupalı gezginlerin Afrika’da safari yapmaları için moda haline geldiğinde daha da yaygınlaştı. Bu varlıklı gezginler, evdeki mevcut konforlarından vazgeçmek istemedikleri için safari kampları; yataklar, banyolar, özel verandaların bulunduğu lüks seçenekler sunmaya başladı.

Bu günlerde ise glamping kavramı, seyahatçinin zevkine ve bütçesine uygun sayısız farklı seçenek sunmakta. Dış mekânları seven ama ev konforundan vazgeçemeyenler  için inanılmaz bir alternatif haline gelmiş durumda.

Glamping kelimesi Oxford sözlüğüne “geleneksel kamp ile ilişkili olan, daha lüks hizmetler ve olanaklar içeren kamp şeklidir.”  olarak girmiştir. Kelime Birleşik Krallık’ta ilk olarak 2005 yılında kullanılmaya başladıysa da 2016 yılında sözlüğe eklenmiştir.
 
Glamping çadırlarında, rustik lüks ve bozulmamış doğanın bir karışımını arayanlar için düzinelerce tipte konaklama olanağı bulunmakta. 

Doğaya ve yıldızların altına daha yakın olmak ve bir süre uzaklaşmak, benzersiz ve ilginç bir dış mekân deneyimi yaşamak için donatılmış  Glamping, lüks ve zahmetsiz olduğu için geleneksel bir kamp deneyiminden farklılaşıyor. Lüksün yanı sıra çevreye odaklanan, doğaya saygılı olan Glamping hareketi her geçen gün büyüyor ve dünyanın her yerinde, her biri kendine özgü avantajlar sunan farklı seçeneklere ulaşmak mümkün oluyor. Glampingler konaklamanın yanı sıra, doğa sporları, özel toplantılar, sergi alanları, spor alanları gibi çeşitli amaçlarda da kullanılabiliyor. 



Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)