LEGO’nun Sürdürülebilir İnovasyon Kampüsü

Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
LEGO Grubu, Danimarkalı mimarlık ofisi Studio CEBRA iş birliğiyle, 50.000 m2’lik yepyeni bir çalışma kampüsü tasarladı. 2027 yılında tamamlanması planlanan LEGO İnovasyon Kampüsü, yalnızca bir genel merkez değil; yaratıcılık, teknoloji ve insan odaklı tasarımı bir araya getiren ilham verici bir ekosistem olarak konumlanıyor.

Sürdürülebilir mimari anlayışla şekillenen bu proje, LEGO’nun oyunbaz ruhunu ve ileri görüşlü değerlerini yansıtarak şirketin dönüşüm yolculuğunda önemli bir dönüm noktası oluşturuyor.

LEGO Tuğlalarıyla Başlayan Bir Süreç

LEGO İnovasyon Kampüsü’nü benzersiz kılan en önemli unsur, tasarım sürecine doğrudan kullanıcıların dahil edilmiş olması. Çalışanlar, LEGO’nun oyun ve hayal gücüne dayalı tasarım felsefesini bizzat deneyimleyerek, kampüsün ilk konseptlerini LEGO tuğlalarıyla kendileri oluşturmuş. Bu fikirler daha sonra CEBRA Architecture ile yürütülen ortak çalışmalarla geliştirilerek, insan merkezli bir nihai tasarıma dönüştürülmüş.

Danimarka’da Yükselen Çevreci Genel Merkez

“LEGO tuğlalarıyla bina yapmak ne kadar keyifliyse, İnovasyon Kampüsü’nü tasarlamak da o kadar eğlenceliydi.” — CEBRA Architecture

Kampüs, altı adet büyük hacimli yapıdan oluşuyor. Bu yapılar, dev LEGO bloklarını andıracak şekilde tasarlanmış. Yapılar gün ışığıyla aydınlanan iç koridorlarla ve avlularla birbirine bağlanıyor. Her bir yapı, farklı iş birimlerini bir araya getirerek, doğal iletişim ve disiplinler arası iş birliği ortamı yaratıyor. Ürün geliştirme, pazarlama ve oyun tasarımı gibi bölümler için özel olarak kurgulanan odalar, deneysellik ve yaratıcılığı teşvik ediyor.

LEGO’nun DNA’sı: Oyunla Gelen Verimlilik

LEGO İnovasyon Kampüsü, markanın temel değerleri olan yaratıcılık, öğrenme ve oyun ilkeleri doğrultusunda tasarlanmış. Doğal ışıkla beslenen avlular, açık oyun alanları ve interaktif çalışma bölümleri, kesintisiz bir şekilde bütün yapıya dahil edilmiş. Bu yaklaşım, çalışanlar için enerjik, dinamik ve esnek bir iş ortamı yaratıyor.

Kampüsün en dikkat çeken bölümü ise şüphesiz LEGO Eleman Kütüphanesi. Bu interaktif arşiv, tasarım ekiplerinin fikir alışverişini kolaylaştıran bir kaynak merkezi olarak işlev görüyor. Farklı iş tarzlarına hitap eden alanlar – rahat dinlenme alanları, açık ofisler, araştırma stüdyoları – kampüs genelinde yaratıcılığı destekliyor.

Ahşap Taşıyıcı Sistem ve LEED Platinum Hedefi

LEGO ve CEBRA, projenin çevresel sürdürülebilirliğini en üst düzeye taşımayı amaçlıyor. Bu doğrultuda, LEED Platinum gibi dünyaca tanınan bir yeşil bina sertifikasını hedefleniyor. Kampüsün taşıyıcı sistemi ahşap malzemeyle inşa edilecek; bu da hem karbon ayak izini azaltacak hem de sağlıklı bir iç mekân ortamı sağlayacak.

Yeşil çatılar, doğal peyzaj alanları ve kampüs genelinde uygulanan biyofilik tasarım, doğayı mimariyle bütünleştirerek çalışanlara hem görsel hem de fiziksel bir rahatlık sunuyor.

Akıllı Bağlantılar 

LEGO İnovasyon Kampüsü, sadece iç mekândaki bölümler arası etkileşimi değil, aynı zamanda kampüsün dünya ile olan dijital ve fiziksel bağlantısını da güçlendiriyor. Bu yaklaşım, LEGO’nun daha sürdürülebilir, yaratıcı ve bağlantılı bir gelecek vizyonunu yansıtıyor.

LEGO’nun Geleceğe Açılan Kapısı

LEGO İnovasyon Kampüsü, sadece yeni bir merkez binası değil; aynı zamanda yaratıcılıkla inşa edilen sürdürülebilir bir gelecek için model niteliğinde bir yapı. Sürdürülebilir mimari, insan merkezli tasarım, oyun temelli inovasyon ve modüler esneklik ile bu kampüs, geleceğin iş yerlerine ilham vermeyi amaçlıyor.