Mimar Nicholas Grimshaw Yaşamını Yitirdi

Mimarlık dünyasında teknolojiyi tasarımla bütünleştiren öncü yaklaşımıyla iz bırakan isimlerden biri olan Sir Nicholas Grimshaw, belleklerde en çok 2001’de açılan Eden Project’in jeodezik kubbeleri ya da Londra Waterloo’daki Eurostar terminalinin akıcı formuyla hatırlanıyor olsa gerek. Oysa O henüz 1980’de kurduğu Grimshaw Architects’teki yenilikçi projeleriyle kısa sürede küresel ölçekte tanınmıştı. Norman Foster ve Richard Rogers ile birlikte “hi-tech” mimarlığın öncülerinden biri kabul edilse de Grimshaw, bu tanımı hiçbir zaman benimsemedi. Ona göre, yaptığı işler daha çok Victoria dönemi mühendislerinin işlevsel ve yenilikçi mirasına dayanıyordu.

Kariyeri boyunca çok sayıda ödül alan mimar, 2002’de “Sir” unvanı aldı, 2004-2011 arasında Royal Academy başkanlığını yürüttü ve 2018’de RIBA Altın Madalyası’na layık görüldü. Grimshaw’un imzasını taşıyan yapılar yalnızca estetik açıdan değil, mühendislik zekâsı ve çevresel duyarlılığıyla da mimarlık tarihinde daima özel bir yere sahip olacak. Saygıyla anıyoruz…


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)