Ortak Şehir: Mimari Ve Sosyal Alanlar

YAMA KARIM

Sürdürülebilirliğin çok farklı bakış açıları, özellikleri ve boyutları var ki fonksiyondan, teknikten ve yapıdan ziyade, şehir bakış açısıyla kamuyu bir araya getirmek ve bunu bir şehir peyzajı dahilinde oluşturmak gerek...

Sürdürülebilirliğin çok farklı bakış açıları, özellikleri ve boyutları var ki fonksiyondan, teknikten ve yapıdan ziyade, şehir bakış açısıyla kamuyu bir araya getirmek ve bunu bir şehir peyzajı dahilinde oluşturmak gerek...

Sürdürülebilir mimarinin temelinden bahsedip, teknik uzmanlık kısmına girmeyeceğim; çünkü şehirleri bu anlamda bir süper yapı haline getiren ve alt yapıda da bir ölçek kazandıran çok yetkin kişiler var. Kritik öneme sahip bir konumu olan mimarların, şehir planlamacıların sürdürülebilirlikle ne kadar örtüştüğünden bahsedeceğim.

Sürdürülebilirliğin çok farklı bakış açıları, özellikleri ve boyutları var; dolayısıyla biz, kamuyu ve şehir planını akılda tutmak zorundayız. Bu noktada sizinle fonksiyondan, teknikten ve yapıdan ziyade, şehir bakış açısıyla kamuyu bir araya getirmeyi ve bir şehir peyzajı dahilinde nasıl oluşturulacağını paylaşmak istiyorum.

Çok daha iyi bir mekan kullanımı ve bireyle kamu arasında çok daha saygılı bir ilişki kurulması hedefli tasarım;

CORALS AT KEPPEL BAY

Öncelikle Singapur’da yaptığım bir projeden bahsetmek istiyorum. Singapur’un en büyük gayrimenkul yatırımcılarından bir firma mimariye yatırım yapmak istediklerini, kaliteli binalar yaptıklarını ama biraz daha ikonik ve mimari değeri olan binalar yapmak ve kendilerini bu anlamda geliştirmek istediklerini söylediler. Bilmeniz gereken bir şey var ki; Singapur’da düzene aykırı hiç bir şey yapamaz, mevcut düzenleme ve mevzuat neyse onun bir adım dışına çıkamazsınız, dolayısıyla bunu göz önünde bulundurarak bir şey yapmak istiyoruz diye de özellikle belirttiler.

Singapur’da arazi fiyatları çok yüksek ve herhangi bir projeyi ticari anlamda makul ve yapılabilir bir hale getirmeniz, bir yandan da mevzuata uymanız gerekiyor. Bu düzenlemeler yerel yönetimin şehri korumak adına yaptığı düzenlemeler ve bu şartları göz önünde bulundurarak çalışmak zorundasınız.

Biz de bütün bu kısıtlamalar dahilinde bir çözümle müşteriye gittik; kurallar dahilinde bugüne kadar düşünülmemiş bir tasarım... Şirket istemeyerekte olsa bize destek verdi ve yerel yönetimle konuştuk. Sonuçta ikinci versiyon üzerinden mekanı daha iyi kullanarak bir öneri götürdük ki burada aslında önemli olan kamuya bir fayda sağlamamız, kamunun geneline hitap eden bir proje üretmiş olmamız idi.

Corals’ın estetik tasarımının özünde sürdürülebilirlik yatıyor. Sürdürülebilir özellikleri arasında yansıma havuzuna ek olarak; yeşil peyzajlı çatısıyla kulüp binası, site için bir yağmur suyu toplama filtrasyon ve geri dönüşüm sistemi; boydan boya çift cam ve güneş panelleri bulunmakta...

Projede kulelere ayrılan yerde biz de kuleleri düşündük, geri kalan yerlerde de çok daha iyi bir mekan kullanımı ve bireyle kamu arasında çok daha saygılı bir ilişki kurulmasını hedefledik. Yerel yönetim projemizin kamuya ne kadar faydalı olabileceğini gördü ve buna izin verdi.

Ve burada gördüğünüz proje ortaya çıktı; burası kamuya açık bir alan, yeşil alanlar kamunun kullanabileceği ve aynı zamanda da bizim binalarımızı bağlayan alanlar olarak düşünüldü. Bu süreç dahilinde şöyle bir şey yapmayı da başardık; iyi bir şehircilik örneği olması demek ticari anlamda makul ve kar getiren bir proje olması anlamına gelmiyor ve biz bu değişikliklerle söz konusu projenin değer algısını ve katkısını da artırmış olduk. Bu sayede toplam kullanılabilir metrekare bazında yüzde yüz altmış üçlük artış sağlandı.

Bu ölçekteki projelerde genellemelerden uzak durmak gerek; kamu ya da özel dediğimiz kavramlar siyah ya da beyaz gibi birbirinden ayrılmak zorunda değil...

Bence hepimiz için buradan çıkarılacak ders şu; bu ölçekteki projelerde genellemelerden uzak durmak gerek; kamu ya da özel dediğimiz kavramlar siyah ya da beyaz gibi birbirinden ayrılmak zorunda değil. Bu tür binalarda veya ölçek açısından belli kıstaslara tabi olan projelerde kullanımı planlarken -şahıslara özel olarak tasarlansa da- kamu için de fayda sağlayabilir alanlar ayrılabilir.

Bir taraftan tarihi dokulara uygun, bir taraftan da yeni ile eskiyi bir arada yaşatabilecek bir düzenleme;

Bu ölçekteki projelerde genellemelerden uzak durmak gerek; kamu ya da özel dediğimiz kavramlar siyah ya da beyaz gibi birbirinden ayrılmak zorunda değil...

CITYLIFE

Yıllar önce katıldığımız bir yarışmadan bize kalan bir proje City Life; şehrin tarihi dokusunun kuvvetli olduğu bir şehirde Milano’da ön görülen bir projeydi. Proje, şehrin mevcut dokusuna ve yaşayış şekline entegre edilebilmesini amaçlıyordu, orada bir sergi alanı, kongre merkezi, sergi sarayı vardı ve tasarım endüstrisi adına her şeyi bir araya toplamış bir alandı. Buradaki sergi alanları zaman içerisinde şehrin içinde kaldığı için şehir dışına çıkarılıyor ve şehir içinde kalmış bu boş alanın bir şekilde hayata kazandırılması gerekiyordu.

Bizim burada yapmak istediğimiz öncelikle tarihi dokunun içerisinde olduğunuzu fark ettirmekti, bir taraftan tarihi dokulara uygun, bir taraftan da yeni ile eskiyi bir arada yaşatabilecek bir düzenleme yapmanız gerekiyordu. Bu projenin temel planlama çıkış noktası şu oldu; söz konusu arazinin çevresindeki tüm alanları dikkate alarak büyük bir merkezi park, şehir meydanı yarattık ve projeyi bunun etrafına konumlandırdık. Eski doku ve sergi alanları ile yenisi arasındaki farkı görüyorsunuz, dolayısıyla buraya yeni ve taze bir düşünce gerekiyordu. Bu da bize şunu düşündürdü; şehri bu alanın içine tekrar sokmanın yolu nedir? -ki bu sınırları tekrar bu kadar katı olmaktan çıkaralım ve daha geçişli bir doku yaratabilelim.-

Amacımız; projeyi hem ticari olarak yapılabilir hale getirmek hem de orada yaşayan insanlar, mevcut binalar, çevredeki yapılar için daha geçişli, daha iletişime açık hale getirmekti...

Yarattığımız alanlarda bir giriş çıkış noktası olmasını planladık; insan boyutunu bu yeni plana dahil etmek istedik. Burada bir ortak alan yaratılması amaçlandı, bir açık alana ve ikamet maksatlı kullanılacak birimlerle harman olacak biraz daha yüksek ve çok katlı, daha modern bloklar planlandı. Burada karşı karşıya kaldığımız en büyük zorluklardan bir tanesi tarihi ve kültürel dokusu yüksek olan bir alana yeni ve nispeten modern mimari örneklerini entegre edebilmekti. Bunu yapabilmek için de orada bulunan mahalle sakinleri ve komiteyle iletişimde olmak ve onları dikkate almak gerekti.

Bu projeyi hem ticari olarak yapılabilir hale getirmeyi hem de orada yaşayan insanlar, mevcut binalar, çevredeki yapılar için daha geçişli, daha iltişime açık hale getirmeyi amaçlıyorduk. Burada gördüğünüz üst katlara yerleştirilmiş villa görünümlü katlar mevcut binaların yeni bir yorumla tekrar uygulanmasını amaçlamaktaydı.

Burada pek çok mahalle sakininin yeni mimarlara karşı biraz kuşku ile yaklaştığını biliyoruz dolayısıyla bağlam dediğiniz şeyin statik olmadığını tam tersine dinamik olduğunu hatırlatmanız ve kendi bağlamınızı yaratmanız gerekir bazen. Bu proje bitmiş hali ile aslında Milan’ın yeni bağlamını tanımlar hale geldi; dolayısıyla başarı ile tamamlanmış bir proje olduğunu söylemek mümkün.

Entegre Bina Ve Arazi İçinde Üç Anlatısal Temayı Dengeleyen Tasarım;

ZHANG ZHIDONG VE MODERN SANAYİ MÜZESİ

Bir başka örnek; çelik endüstrisinin yoğunlukta olduğu bir bölge olan Zhidong’da. Kendi kültürel miraslarına sahip çıkmak istediler, biraz daha vizyonel bir bakış açısı ile bu endüstrinin nasıl yaratıldığını ve özellikle çelik endüstrisinin tarihini herkesle buluşturmak istediler. Burada bu projenin temelinde, sanayi müzesinin içinde bulunduğu mekana ve etraftaki insanlara çok saygılı olarak zarif bir şekilde kendisini nasıl ortaya koyabildiğini göstermek istedik. Bulunduğu mekana olan etkisinin de minimal olmasını hedefledik, muazzam bir çelik yapı ama aynı zamanda bu çelik yapının yerle temasının minimize edilmesi amaçlandı. İki sütun üzerine projelendirildi ve altına da kamuya açık bir mekan yapılması hedeflendi. Yani müzenin kendisi bu iki sütun üzerinde havada asılı bir şekilde durduğundan altındaki kamuya açık alanın bu sayede kullanılması mümkün oldu.

Çin kültürünün gıda ile ilgili olan Shi-Tang, Peyzaj Ve Ejderha Kavramlarının Sergi, Mimarlık Ve Programa Dahilmesinden Doğan Tasarım;

Müzenin kendisi iki sütun üzerinde havada asılı bir şekilde durduğundan altındaki kamuya açık alanın bu sayede kullanılması mümkün oldu.

VANKE PAVILION

Vanke Pavilion’u, yine İtalya’dan bir örnek, Expo 2015 için inşa edilmişti. Kendine özgü bir yapı çünkü burada teknoloji sergileri yapmak ve bir kimlik oluşturmak mümkün. Bizden aslında yalnızca 100 metrekarelik nispeten küçük bir proje yapmamızı istediler, bu projeyi bir deney olarak kullandık ve bir yapı oluşturmanın ne anlama gediğini saptamaya çalıştık. Bu yapı aslında Çin’deki en büyük kurumlardan birini temsil ediyor. Çin’in manzara tablolarından, çok fazla katmandan oluştuğunu fark ettik ve tablolardan ilham aldık, yine bu proje yalnızca bir manzarayı temsil etmeyecekti, aynı zamanda tipik olarak bir binanın sirkülasyon avlularını da hesaplamış olmamız gerekiyordu.

Burada minimum koşulları, yönetmelikleri nasıl karşılayabileceğimizi değerlendirdik ve buna istinaden çalışmayı gerçekleştirdik.

Aslında tersine bir şey yapmak istedik, beton olan ve görünmeyen merdivenler oluşturduk ve içeriye dahil olan şeyleri dışarıya iletmeye çalıştık, bu sayede kamuya açık olabilmesini sağladık. Bu arada çok pragmatik bir unsuru da dikkate almamız gerekiyordu; avluları binanın dışarısına aktardık ve bu şekilde kamuya açık olan bu pilatoyu daha da genişletmiş olduk, bu yine güzel bir deneyim yarattı ve aynı zamanda bu binayı tamamen açık olarak inşa etmemize imkan sağladı. Kısaca insanlar içeride olan sergilere, fuarlara katılmaksızın binanın dışından yukarıya doğru yürüyebildi. Aslında dahili alanlar var; fakat sirkülasyon daimi olarak dışarıdan gerçekleşiyor, dışarıya çıkıp oradan içeriye girmiş oluyorsunuz. Böylece pragmatik fonksiyonların tamamı kamuya açık olan birer alana dönüşmüş oldu...

Tersine bir şey yapmak istedik, beton olan ve görünmeyen merdivenler oluşturduk ve içeriye dahil olan şeyleri dışarıya iletmeye çalıştık, bu sayede kamuya açık olabilmesini sağladık.

GRAND CANAL THEATRE, DUBLIN

Dublin’de yapmış olduğumuz Grand Canal Theatre projemizden de bahsetmek istiyorum. Bu projede yeni bir versiyon olan terse döndürme işlemi yapıldı ve bu aslında endüstriyel alanların dönüşümü için yapılan bir işlemdi. Singapur’da olduğu gibi Dublin’de de artık kullanılmayan bölgeler olduğu için burada bizden tiyatrolar, salonlar yapmamızı istediler. Biz bunu tekrar alıp tiyatroyu açık bir hale getirmeye çalıştık ve tiyatro yalnızca bir tiyatro olmaktan çıkıp aynı zamanda bir pencere haline gelmiş oldu ve fuayeyi de aynı şekilde açık bir alan haline getirmiş olduk. Çoğunlukla fuaye ve sosyal alanlar içeride yer alıyor ve biz bunu daha dışa dönük bir alan haline getirdik.

Şehrin merkez parkı ile tarihi ticaret merkezini bağlayan karma kullanımlı ticari kompleks;

KÖ-BOGEN DÜSSELDORF

Almanya’da Kö-Bogen yine önemli bir bölge. Şehir merkezindeki çok değerli alanlar, zamanla bir anlam ifade etmeyen fonksiyonlara tahsis edilmiş oluyor. Bu tabiki kimi zaman teknolojiyle alakalı, kimi zaman alanın uygun kullanılmaması ile alakalı... Yine bir bölge var ki çok değerli bir alan içinde ama bu alan otobüs park etmek amaçlı kullanılıyormuş ve şehrin tam merkezinde.

Tabiki park alanı da önemli ama bu alan kamuya açık çok değerli bir alanın hemen yanında. Aslında şehirde yapılabilecek en iyi yatırım tüm otobüsleri yer altına almak ama oldukça pahalı bir yatırım...

Tiyatroyu açık bir hale getirmeye çalıştık ve tiyatro yalnızca bir tiyatro olmaktan çıkıp aynı zamanda bir pencere haline gelmiş oldu ve fuayeyi de aynı şekilde açık bir alan haline getirmiş olduk.

Amacımız yalnızca bölgeye ticari bir değer kazandırmak değil, aynı zamanda da son derece canlı olan bu yapıyı şehre dahil etmekti. Böylece hem parktan şehire hem de şehirden parka doğru bir genişleme sağlanmış oldu.

Bu alanı ticari bir bölge olarak açmayı hedeflemişlerdi; çünkü şehrin ticari dokusunu genişletmek için burayı kıymetli bir alan olarak görüyorlardı. Yine tarihi bir bölgede çalıştığımız için tüm kılavuzlara uymamız gerekiyordu. Burada bizim amacımız yalnızca bölgeye ticari bir değer kazandırmak değil, aynı zamanda da son derece canlı olan bu yapıyı şehre dahil etmekti. Böylece hem parktan şehire hem de şehirden parka doğru bir genişleme sağlanmış oldu, ayrıca ticari merkezlerin yanı sıra yan taraflarda da plaza alanları bulunuyor.

Bazı şehirlerin tarihleri vardır; belli zamanlarda verilmiş olan kararlar kimi zaman üzerinde tekrar düşünmemiz gereken kararlar olabiliyor ki bunlardan bazılarının pragmatik fonksiyonlarının yeniden oluşturulması gerekir, bu sayede şehir merkezlerini yeniden canlandırmak mümkün olabilir.

Master plan; aslında kaybolan bir şeyi bizim yeniden oluşturmamızla alakalı bir şey değil, daha ziyade burada yeniden canlandırma yapabilmek...

GROUND ZERO

Son alarakta Ground Zero’dan bahsetmek istiyorum; bizim de şahsen bildiğimiz birçok projeden daha büyük bir proje haline geldi. Bu binalar, mimarinin önemini ve projenin spesifik olarak tasarlanmasının gerekliliğini vurguluyor. Biz, yalnızca binalarla ilgili olmayan, aynı zamanda şehirle de ilgili olan bu yarışmayı kazandık.

Master plan; aslında kaybolan bir şeyi bizim yeniden oluşturmamızla alakalı bir şey değil, daha ziyade burada yeniden canlandırma yapabilmekti. Newyork’ta yaşayanlar bilirler, eskiden Grand Zero’ya çok bağlıydık, çok az Newyork’lu Dünya Ticaret Merkezi’ne gitmeye karar vermiştir. Biz, o zamanlar kentsel çevreye, insan ölçeğine ve yaya kaldırımlarına o kadar çok önem vermiyorduk. Bu, sadece yeniden inşa etme anlamında bir fırsat değildi, aynı zamanda kentleşmeyi düşünme anlamında da çok önemli bir fırsattı.

Bu projeyle bu bölgeyi tekrar şehre katmamız önemli idi, bu bölgeleri kent bloklarına bölüp, tüm yapıları kamu alanı etrafında oluşturmamız düşünülmüştü. Bir zamanlar dokunun bir parçası olan bu sokakları kesip, burayı yeniden inşa etmemiz gerekiyordu ki özellikle bunu yaparken bir taklit şeklinde değil, daha ziyade, şehre değer katacak şekilde yapmamız gerekiyordu.

Amacımız yalnızca bölgeye ticari bir değer kazandırmak değil, aynı zamanda da son derece canlı olan bu yapıyı şehre dahil etmekti. Böylece hem parktan şehire hem de şehirden parka doğru bir genişleme sağlanmış oldu.


Yorumlar

hello 24 Mart 2019

muhteşem insanın böyle şeyler yapması muhteşem

Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)