Powerhouse Company'nin Yüzer Ofis Binası
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Hollandalı mimarlık firması Powerhouse Company, su üzerinde yüzen şebekeden bağımsız bir ofis binası inşa etmek için çapraz laminat malzemeler kullandı. Floating Office Rotterdam, iklim değişikliğine yönelik çözümler araştıran bir kuruluş olan Global Center on Adaptation'ın (GCA) genel merkezine ve Powerhouse Company'nin stüdyolarına ev sahipliği yapıyor.
Üç katlı bina, Maas Nehri üzerindeki eski bir endüstriyel liman olan Rotterdam'daki Rijnhaven'de yüzmesine izin veren 15 "beton mavna" üzerine inşa edilmiş. Çapraz laminat ahşap (CLT) zemin panelleri de dahil olmak üzere ahşap konstrüksiyon, binanın karbon ayak izinin azaltılmasına katkıda bulunur ve binanın su üzerinde yüzebilecek kadar hafif olmasını sağlar. Yapıda sürdürülebilir mimari malzemeler kullanılmış.
Çatıdaki güneş panelleri binanın kendi elektriğini üretmesini sağlarken çevredeki liman suyu pasif bir ısıtma ve soğutma sistemi için kullanılıyor. Sürdürülebilir mimaride kullanılan pasif sistemlere yer verilmiş. Powerhouse Company'nin Kurucusu Nanne de Ru "Sürdürülebilir ve yüzer bir ofis binası tasarlamak, hepimiz için çok zor bir görev oldu." dedi.
Bina tamamen kendi kendine yeterlidir. Rijnhaven suyunun kullanılması ve ofisin çatısının büyük bir enerji kaynağı olarak kullanılması sayesinde bina gerçekten sürdürülebilir mimariye örnektir. Dünyadaki türünün en büyüğü olduğu söylenen bina, 2021'in sonlarında Hollanda Kralı Willem-Alexander ve Birleşmiş Milletler eski genel sekreteri Ban Ki-moon tarafından resmen açıldı. Ayrıca proje sürdürülebilir bina kategorisinde Dezeen Awards 2022 için kısa listeye alındı.
Powerhouse Company, binayı GCA'nın iklim dostu değerlerini yansıtacak şekilde mümkün olduğunca çevre dostu olacak şekilde tasarladı. De Ru'nun kendi emlak firması RED Company'yi projenin geliştiricisi olarak kullanan tasarım ekibi, karbon ayak izini en aza indirmeye yönelik birçok yenilikçi yaklaşımı keşfetmeyi başardı. Ahşap yapı, gelecekte sökülüp geri dönüştürülebilmeleri için şantiyede kolayca vidalanan prefabrike çerçevelerden oluşuyor.
Mimar ve Proje Lideri Paul Sanders "Bina strüktürü ahşap olarak tasarlanmış olup kolaylıkla demonte edilerek tekrar kullanılabilir. Döngüsel ekonomiye hazır hale getirdik." dedi. Gergi halatları ile birbirine bağlanan beton mavnalar, binayı sadece ayakta tutmakla kalmıyor. Bunlar yazın içeriyi soğutmak ve kışın ısıtmak için liman suyu sıcaklığını kullanan bir ısı eşanjörü görevi gören bir boru sistemini içerir. Çıkıntılı zemin panelleri, büyük pencereleri güneşten korumaya yardımcı olan balkonlar oluşturur.
Powerhouse Company'nin Yardımcı Mimarı Albert Takashi Richters "Tasarlanmış sürdürülebilir sistemlerimiz, neredeyse doğal hissettirecek şekilde tasarımımıza o kadar iyi entegre edilmiştir." dedi. GCA'nın genel merkezi için yalnızca 1.000 metrekareye ihtiyacı vardı, bu nedenle karma kullanımlı bir bina inşa etmek mantıklıydı.
Yüzer ofis binası Powerhouse Company'nin ofislerine ek olarak popüler Rotterdam restoranı Heroine'nin bir yan kuruluşu olan Putaine Restaurant'a da ev sahipliği yapıyor. Mimari yapı ayrıca Maas'ın sularında bir yüzme havuzunu çevreliyor.
Floating Office Rotterdam, Oslo'da bir yüzer sauna ve ABD'li Olson Kundig firması tarafından Seattle'da bir yüzer ev dahil olmak üzere, yüzer mimariye yönelik bir dizi yeni tasarım arasında yer alıyor. The Powerhouse Company bu projeyi, mimarinin iklim değişikliğinin neden olduğu yükselen deniz seviyelerine nasıl uyum sağlayabileceğinin bir örneği olarak görüyor.