Tasarımın Gerçek Yüzüyle Tanışın

Avustralya Melbourne Üniversitesi’nde her yıl düzenlenen MSDx Winter sergisi, bu yıl “ham ve gerçek” tasarım sürecine odaklandı. Sergide eskiz defterlerinden yarım kalmış maketlere kadar, öğrencilerin fikir yürütme biçimleri, çıkmazları, çelişki ve hataları tüm gerçekliğiyle ortaya seriliyor. Fakülteye göre bu yaklaşımın amacı, genellikle vitrine konulmayan yaratıcı süreci görünür kılmak.
Yapay zekâya karşı insan eli
Sergiyle temel olarak, generatif yapay zekânın hızı bir yana, aslında tasarım ve üretim sürecinin şeffaf olmadığını ve çoğu zaman türev çıktılar ürettiğini vurguluyor. Melbourne Tasarım Okulu Direktörü Dan Hill, “Tasarım daima bir süreçtir, insanlar ve mekânlar gibi. Bu yüzden ‘nasıl yaptığımızı göstermek’ bizim için kutlanacak bir şey.” diyerek öğrencilerin yaratım süreçlerini açığa çıkarmalarının önemine dikkat çekiyor.
Tüm bunlardan üniversitenin yapay zekâyı dışladığı çıkarımı yapılmasın. Aksine, bu çalışma onun sınırlarını ve potansiyelini araştırıyor. Ancak MSDx Winter ile iletilen asıl mesaj şu: Tasarım, yalnızca sonuç değil, yolculuğun kendisi.

Süreç odaklı eğitim
Bu yaklaşım aslında üniversitede tasarım eğitiminin de yön değiştirdiğini açıkça gösteriyor. Artık “tamamlanmış ürün” yerine, el emeğine dayalı üretim, işbirliği, tartışma ve tasarımın bıraktığı kültürel, ekonomik ve politik izler daha fazla önem kazanıyor. Sergiden anlamamız gereken, mimrlığın yalnızca mekânlar inşa etmediği, aynı zamanda değerler, fikirler ve toplumsal bağlamlar oluşturduğu gerçeği. Tüm bu çaba da özünde sürdürülebilir tasarıma işaret ediyor: Hataları, geri dönüşleri ve öğrenme döngülerini kabul eden, yaşayan bir süreç.