Terry Farrell’a Veda

 1980’lerde Londra’nın siluetine damgasını vuran MI6 binası ve TV-AM stüdyoları gibi yapılarla tanınan 
Farrell, kimi eleştirmenlerce “gösterişli” ya da “aykırı” bulunan tasarımlara imza atmıştı. Mimarlık Farrell için  yalnızca estetik bir iddia değil, aynı zamanda şehirle, hafızayla ve insanlarla kurulan bir diyaloğun ifadesiydi.

Meslektaşlarının “uyumsuz”, “asi” ama aynı zamanda “vizyoner” olarak tanımladıkları ünlü mimar, modernizmin katı kurallarını reddetmiş, binaların yaşadıkları bağlamı önemseyen bir yaklaşıma yönelmişti. Bu yüzden kimi projeleri tartışma yaratsa da, onun amacı her zaman daha canlı ve çok katmanlı kentler yaratmaktı.

Eserleriyle sadece İngiltere’de değil, Asya’da da iz bıraktı Farrell. Özellikle Hong Kong ve Shenzhen’deki projeleri, Farrell’in küresel ölçekte tanınan bir mimar olmasını sağladı. Kent tasarımına dair fikirleri ise, mimarlık camiasında hâlâ tartışılmaya devam ediyor. Terry Farrell ardında, sadece binalar değil; mimarlığın kenti nasıl dönüştürebileceğine dair güçlü bir miras bıraktı. Ölümüyle birlikte mimarlık dünyası, sıra dışı ve kural tanımaz bir sesini kaybetti.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)