Tokyo’da Yeni Bir Mimarlık Deneyi: Capsule Plaza

Dilhan Hız / dilhan@ekoyapidergisi.org

Japonya’nın başkentinde açılan Capsule Plaza, yalnızca bir tasarım sergisi değil; geçici mimarlık, malzeme döngüsü ve enerji verimliliği üzerine kapsamlı bir deney alanı niteliğinde aslına bakarsanız. Projenin çıkış noktası, 1970’lerin Japon Metabolist akımına dek uzanıyor. Tokyo’daki Capsule Plaza ise, bu mirası yeniden yorumlayarak modüler ve taşınabilir yaşam birimleri tasarlıyor. Her kapsül bağımsız bir enerjiyle çalışıyor ve 15–25 metrekare arasında değişen birimlerden oluşuyor. Yapı kabuklarında geri dönüştürülmüş alüminyum paneller ve biyoplastik kompozitler kullanılmış; iç yüzeylerde ise bambu lamine paneller ve doğal kenevir esaslı yalıtım tercih edilmiş. Bu sayede oldukça hafif olan yapılar karbon ayak izini de minimumda tutuyor. Modüler sistem, sergi sonunda tamamen sökülüp başka bir lokasyonda yeniden kurulabiliyor.

Enerji Verimliliği

Tokyo’daki Capsule Plaza, enerji açısından da deneysel bir laboratuvar gibi çalışıyor. Kapsüller, güneş panelleriyle entegre çatı modülleri sayesinde kendi elektrik ihtiyaçlarını karşılıyor. Gri su geri kazanımı için ise yapıya mikro filtreleme sistemleri entegre edilmiş. Hava kalitesi, karbon sensörleriyle sürekli izleniyor. Ziyaretçiler, mekâna yerleştirilen dijital paneller üzerinden her bir kapsülün enerji tüketimini ve geri kazanım oranlarını anlık olarak takip edebiliyor. Sürdürülebilir mimarlık yine başrolde anlayacağınız…

Bir Sergiden Fazlası: Mimarlığın Geleceğine Dair Bir Öneri

Kent dokusuna minimal bir müdahale anlayışıyla entegre edilen Tokyo edisyonunda her bir kapsül geçici modüller olarak tasarlandığı için, arazi kazısı veya kalıcı altyapı gerektirmiyor. Tasarımcılar, Japon estetiğinin “wabi-sabi” felsefesinden de ilham alıyor: kusurlu ama doğal, sade ama işlevsel.

Capsule Plaza Tokyo, bir sergi olmanın ötesinde, sürdürülebilir kent yaşamı için modüler bir vizyon sunuyor aslında. Burada geliştirilen sistemler, gelecekte afet sonrası geçici konutlardan kent içi mikro-yaşam alanlarına kadar pek çok alanda uygulanabilecek nitelikteler. Projenin küratörlerinden biri şöyle diyor: “Geçiciliği bir eksiklik olarak değil, çevresel farkındalığın bir aracı olarak görüyoruz. Bir yapının yaşam döngüsü, onun kalıcılığından çok dönüşebilirliğiyle tanımlanmalı.”


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)