Usta Mimar Frank Gehry, 96 Yaşında Hayatını Kaybetti

Modern mimarlığın en cesur, en sıra dışı ve çoğu zaman en tartışmalı isimlerinden Frank Gehry, 5 Aralık gecesi Santa Monica’daki evinde yaşamını kaybetti. 96 yıllık ömrüe, şehirlerin siluetini değiştiren projeler, sınırları zorlayan tasarım anlayışı ve mimarlığa yön veren dev bir etki bıraktı. Doğum adı Ephraim Owen Goldberg olan Gehry, Kanada’da başlayan hayatını Los Angeles’ta kök salan yaratıcı bir serüvene dönüştürdü.
Gehry’nin adını dünya sahnesine taşıyan dönüm noktası, 1997’de açılan Guggenheim Museum Bilbao oldu. Titanyum panellerle sarılı, akışkan formlu bu yapı yalnızca bir müze inşası değildi; tüm kentin kaderini değiştiren bir kültürel dönüşüm hareketiydi. “Bilbao etkisi” olarak anılan bu olgu, mimarlığın ekonomik ve sosyal dönüşüm gücünü somutlaştırdı ve Gehry’yi çağdaş mimarinin sembolüne dönüştürdü.
Ardından gelen projeler, Walt Disney Concert Hall, Fondation Louis Vuitton, Jay Pritzker Pavilion, 8 Spruce Street hep aynı soruyu sordurdu: “Bir bina gerçekten ne olabilir?” Gehry’nin tasarımlarında çizgi hiçbir zaman durağan değildi; yüzeyler kıvrılır, ışık mekânın içinde hareket eder, yapı neredeyse heykelsi bir jest hâline bürünürdü. Ona göre mimarlık, yalnızca işlevsel bir barınak değil, insanla duygusal bağ kuran bir deneyimdi.

Tartışmaların Odağında
Bu cesur yaklaşım zaman zaman eleştirileri de beraberinde getirdi. Kimileri yapılarını fazla teatral buldu; kimileri strüktürel riskler veya maliyet üzerinden eleştirdi. Ancak Gehry’nin mimarlığa kattığı şey, tam da bu tartışmaların kendisiydi: Yerleşik kalıpların yıkılabileceğini, malzemenin bir ifade aracına dönüşebileceğini ve teknolojinin tasarımın hayal gücünü büyütebileceğini gösterdi.
Onun kişisel yaklaşımını belki de en iyi kendi sözleri özetliyordu: “Binalarımın dans etmesini seviyorum.”
Ve gerçekten dans etti hepsi: metal yüzeylerin dalgasında, iç mekânlara yayılan ışıkta, şehirlerin hafızasında.
Gehry’nin ardından mimarlık dünyasında büyük bir boşluk kaldı, fakat bıraktığı miras hâlâ canlı; genç mimarların cesaretinde, şehirlerin yenilenen ufuk çizgisinde, mimarlığın yalnızca kurallarla değil hayalle de yazılabileceğini hatırlatan sayısız projesinde…
Frank Gehry artık aramızda değil, ama mimarlığın geleceği için açtığı yol, uzun yıllar daha konuşulacak.