Zoltán Varró ile Tasarım Üzerine...



Zoltán Varró, Macaristanlı bir tasarımcı. Sanatçı kurduğu VARRODESIGN ile Avrupa, Güney Amerika ve Güneydoğu Asya’da birbirinden özgün projeler gerçekleştiriyor. 20 yılı aşkın kariyerinde 18’in üzerinde otel tasarlamış
Varró. Projeleriyle New York’tan Gold Key Award, Hong Kong’dan World Luxury Hotel Award, Londra’dan Boutique Hotel Award gibi ödüller kazanmış. Anton Giuroiu'nun yakın zamanda kendisiyle yaptığı keyifli röportajı sizler için derledik... 

Seyahatlerinizden sık sık ilham aldığınızı söylüyorsunuz. Biraz açar mısınız?

 Seyahat benim için yaratıcı kıvılcım. Yeni bir kültür, farklı bir koku ya da ses… Bunlar zihnimde hemen görüntülere dönüşüyor. Bazen bir müzik parçası bile yeterli oluyor. O parçayı defalarca dinliyorum ve bir bakıyorum ki, o his tasarımın omurgasına dönüşmüş.


Çocukluğunuzda bile hayal gücünüzü mekanlara yansıttığınızı anlatıyorsunuz. Tasarımcı olmaya giden yol orada mı başladı?

Kesinlikle. Daha üç-dört yaşındaydım, öğle uykusuna yatmazdım; onun yerine, tek odalı evimizi yan daireye nasıl bağlayabileceğimizi hayal ederdim. Büyük kemerli kapılar, kadife perdeler… Şimdi dönüp bakınca, bu mesleğin beni seçtiğini düşünüyorum.

Tasarımlarınızın ortak noktası ne?

Her birey farklıdır; kimisi klasik, kimisi çağdaş mekânlarda kendini rahat hisseder. Benim işim, o kişiye en uygun atmosferi yakalamak. Otellerde ise bina ve konum en büyük ipucu oluyor. Her proje bana kendi yolunu gösteriyor diyebilirim.

Favori projeleriniz neler?

Hepsini seviyorum, ama bazıları doğal olarak öne çıkıyor: Aria Hotel Budapest, Nuvole Garden Hotel ve iki Michelin yıldızıyla Platán Tata. Bunların her birinde özel bir hikâye, çok güçlü bir bağ var.

Aria Hotel, “Dünyanın En İyi Oteli” seçildi. Nasıl bir fikirle başladı?

Baştan sona müzik üzerine kurduk. Odaları Opera, Caz, Klasik ve Çağdaş müzik türlerine ayırdık. Lobiye girenler kendilerini bir sahnenin üzerinde hissediyor. Zemindeki piyano tuşları, üzerini örten dev cam çatı… Tüm detaylar bir konser atmosferi yaratıyor.

Como'daki Nuvole Garden Hotel'de doğa büyük bir rol oynamış gibi... 

Evet, otel gölün 700 metre yukarısında, adeta bulutlarla komşu. Ben de beş temel unsur seçtim: göl, dağlar, villalar, bahçeler ve tavus kuşları. Bu motifler kumaşlara, halılara, duvar kâğıtlarına işlendi. Özellikle tavus kuşu, bölgenin tarihindeki sembolik gücüyle çok şey kattı.

Genç tasarımcılara bir tavsiye verseniz?

Cesur olsunlar. Herkesin kendi sesi var; önemli olan onu keşfedip fark edilir bir imzaya dönüştürmek. Başarı ancak benzersizlikle geliyor.

Fotoğraflar: VARRODESIGN & ExtraGlass


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)