Hah! Arter'de

Türkiye’den ve farklı coğrafyalardan sanatçıların eserlerinden oluşan sergi, hicvin güç yapılarını eleştirme ve günümüz koşullarını sorgulamadaki rolünü ele alıyor. Sanatçıların ekonomik ve kurumsal iktidar yapıları içinde verdikleri somut ve içsel mücadelelere ışık tutan sergi, aynı zamanda güç eşitsizliklerine, otoriter yönetim biçimlerine ve cinsiyet normlarına odaklanıyor. Video odaklı grup sergisi Hah!, 27 Kasım’dan itibaren Arter’in 4. kat galerisinde ziyaret edilebilir.

Sergide Yer Alan Sanatçılar

Özgür Atlagan, Pauline Boudry ve Renate Lorenz, Anetta Mona Chişa ve Lucia Tkáčová, Selin Davasse, Burak Delier, Braco Dimitrijevic, Cem Örgen, Serra Tansel, Berkay Tuncay, Sinan Tuncay, Kubilay Mert Ural

Arter Koleksiyonu’ndan ve koleksiyon dışından video yapıtlarını bir araya getiren Hah! başlıklı grup sergisi, hicvin güç yapılarını eleştirme ve günümüz koşullarını sorgulamadaki rolünü araştırıyor. Nükteyi eleştirel bir araç olarak benimseyen sergi, hâkim sistemlerin absürtlüklerini ve zaaflarını açık eden katmanlı bir bakış sunuyor. Hah’ta yer alan eserler, mizah ile ciddiyet arasında salınırken, sanatçıların kurumsal otoriteye, toplumsal cinsiyet normlarına ve sermaye odaklı sanat piyasasına ilişkin karşılaştıkları zorlukları vurguluyor. Video mecrasının zamanla oynayan yapısıyla sanatçı ve izleyici arasındaki mesafeyi bulanıklaştırma potansiyelini öne çıkaran bu eserler, sanatçıların seslerini doğrudan ya da mecazen duyurarak izleyiciyle bir yakınlık yaratıyor. Ortaya çıkan zamansal esneklik, değişken ritimler ve kesintili kurgular aracılığıyla yaşanmış deneyimlerin gerilimlerini görünür kılıyor. Sanatçılar, hiyerarşik mekanizmalarla yüzleşirken, oyuncul görsel öğeler ve müzikle etkileşim yoluyla otoriter yaklaşımları iğneleyici bir dille sorguluyor.

Hah! sergisindeki eserler, mercek altına aldıkları sistemleri doğrudan yıkmak yerine, bu sistemlerin eksikliklerini ortaya çıkarmak ve yapısöküme uğratmak için hicve başvuruyor. Eleştirellik ve tersyüz etme stratejilerini harmanlayan sergi, videoyu ve araçlarını bir meydan okuma edimi olarak ön plana getiriyor. Hicvin teşvik ettiği özgün dayanışma duygusundan beslenen yapıtlar, muhalif bir duyarlılığı harekete geçirerek izleyicinin de eleştirilen mekanizmaya dahil edildiği bir döngü yaratıyor.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)