İzmir'de Zemin Alanında Yapılacak Çok İş Var
Tanyer Yapı Zemin Grubu Koordinatörü ve İnşaat Yüksek Mühendisi Batuhan Tozburun, konut ve ticari projelerin yoğunlaştığı İzmir'de zemin mühendisliği alanında önemli bir büyüme potansiyeli bulunduğunu vurguladı. Nitelikli göç ve artan nüfusla birlikte İzmir'in merkezinde çok katlı rezidans projelerinin arttığına dikkat çeken Tozburun, sektördeki deneyim ve referanslarıyla zemin uygulamalarında tercih edilen bir çözüm ortağı olduklarını ifade etti.
İzmir'in merkezinde aynı anda beş şantiyede çalışmalar sürüyor
Karşıyaka, Alsancak ve Bayraklı bölgelerinde eş zamanlı olarak beş şantiyede zemin mühendisliği çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Batuhan Tozburun, kısa süre içerisinde Alsancak ve Bornova’da üç yeni projeye daha başlayacaklarını söyledi. Jet grout, baret kazık ve diyafram duvar gibi farklı uygulamaları aynı anda gerçekleştirebilen geniş makine parkı ve 200’e yakın deneyimli personelle faaliyet gösterdiklerini belirten Tozburun, “Yıllık toplamda 100 bin metreye ulaşan iş hacmimizle İzmir’in önde gelen yapı firmalarına profesyonel çözümler sunuyoruz. İzmir dışında Aydın, Denizli ve Manisa’da da zemin mühendisliği hizmetleri veriyoruz.” dedi.
2024’te dikkat çeken büyüme: yüzde 100 artış
Bölgesel ölçekte hizmet vermelerine rağmen zemin mühendisliği sektöründe Türkiye'nin ilk 5 firması arasında yer aldıklarını belirten Tozburun, “Son beş yıldır her yıl ortalama yüzde 20 büyürken, 2024 yılında bu oran yüzde 100’e ulaştı. Ege Bölgesi’nin ardından İstanbul ve Ankara’da da faaliyet göstermeyi planlıyoruz. Ancak sadece İzmir'de dahi hâlâ çok büyük bir iş potansiyeli var. Bu nedenle teknik bilgi ve saha tecrübesi yüksek insan kaynağına önemli yatırımlar yapıyoruz. Anahtar teslim bütüncül hizmet modelimiz sayesinde müteahhit firmalar tek bir muhatapla çalışarak hem zaman hem maliyet açısından avantaj elde ediyor.” diye konuştu.
Zemin iyileştirme çalışmaları projelere değer katıyor
Deprem riskine karşı zemin mühendisliğinin hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Tozburun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zemin iyileştirme, yapı maliyetinin yüzde 20-30’unu oluşturmasına rağmen projenin genel dayanıklılığı açısından büyük bir yatırımdır. Bu süreç profesyonelce yönetildiğinde, geri kalan yüzde 70’lik maliyeti de koruma altına alır. Zemin sağlamlığı sağlanmadan inşa edilen yapılar, deprem gibi doğal afetlere karşı savunmasız kalır. Kaliteli zemin mühendisliği hem yapı ömrünü uzatır hem de projeye ciddi katma değer sağlar. İzmir gibi birinci derece deprem bölgesinde bulunan şehirlerde, bu alana öncelik verilmesi kritik önemdedir.”
Kentsel dönüşümde zemin güvenliği öncelik olmalı
Kentsel dönüşüm sürecinde zemin etüdü ve iyileştirme çalışmalarının mutlaka öncelikli ele alınması gerektiğini vurgulayan Tozburun, “İstanbul başta olmak üzere deprem riski yüksek şehirlerde yaşlı ve dayanıksız konutların ada bazlı dönüşümü hızlandırılmalı. Hükümetin bu yönde yeni düzenlemelere gideceğini açıklaması olumlu bir gelişme. Yerel yönetimlerden vatandaşlara kadar herkesin bu konuda daha bilinçli ve sorumlu davranması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.