Sökülebilir ve Geri Dönüştürülebilir Yapı
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
ETH Zurich, İsviçre’nin Alpler'deki Mulegns köyünde, geri dönüştürülmüş plastik kullanarak 3D yazıcı ile üretilen deneysel bir dondurma dükkânı inşa etti. Proje, dijital tasarım, sürdürülebilir malzeme kullanımı ve robotik üretim tekniklerini bir araya getirerek mimarlıkta çevreci bir dönüşümün mümkün olduğunu ortaya koyuyor.

Dijital Tasarım ve Sürdürülebilir Malzeme Kullanımı Buluştu
ETH Zurich’in İleri Araştırmalar Yüksek Lisans Programı (MAS ETH DFAB) öğrencileri tarafından tasarlanan Gelateria, sadece bir dondurmacı değil; aynı zamanda ölçeklenebilir, çevreci bir yapı prototipi olarak karşımıza çıkıyor. Proje, dijital üretim teknolojilerinin mimarlıkta nasıl sürdürülebilir çözümler yaratabileceğini araştırıyor.
Döngüsel Tasarım İlkeleri
Yapı, “Yerel bağlamına duyarlı, sökülebilir ve çevreci yapılar nasıl inşa edilir?” sorusuna yanıt arıyor.
Geri dönüştürülmüş plastik ve yeniden kazanılmış ahşap iskelet sistemiyle inşa edilen Gelateria, döngüsel tasarımın mimaride nasıl uygulanabileceğini gösteren somut bir örnek.

Robotik Üretim
Yapının dış kabuğu, yerel kaynaklı masif ahşap elemanlardan oluşuyor. Üzerine gerilen yarı saydam membran ise içeriye gün ışığı alarak çevreyle uyumlu bir yapı deneyimi sunuyor. Bu tasarım yaklaşımı, hem pasif aydınlatma stratejilerini destekliyor hem de içerideki renkli iç hacmi dışarıdan algılanabilir kılıyor.
3D Yazıcıyla Üretilen Renkli Kubbe
Yapının merkezinde yer alan tonozlu tavan, ETH Zurich Robotik Üretim Laboratuvarı tarafından geliştirilen Hollow-Core yöntemiyle üretilmiş. Başlangıçta cephe elemanları için geliştirilen bu teknik, burada hafif ama büyük ölçekli bir iç mekân strüktürü üretmek amacıyla yeniden yorumlanmış.
Yalnızca 1 tonun altında ağırlığa sahip olan bu 250 m2’lik hacim, geri dönüştürülmüş PETG (gıda ambalajlarında kullanılan yüksek performanslı bir plastik) ile üretilmiş.

Sürdürülebilirlik Odağında Sayısal ve Katmanlı Tasarım
Katmanlı tasarım, geleneksel 3D baskıdan farklı olarak hem taşıyıcı hem de içi boş elemanlar üretebiliyor. Bu sayede malzeme tüketimi azalıyor, çevresel etki en aza indiriliyor. Ayrıca, yüzeyde bırakılan üretim izleri, yapının estetik kimliğine katkı sunarak mimaride mükemmeliyetten ziyade sürece odaklanan bir anlayış sunuyor.
Geçmişten Esinlenen, Geleceğe Bakan Form Dili
Form dili, Belle Époque ve Barok mimariden ilham alıyor; fakat bu referanslar algoritmik tasarım teknikleriyle güncelleniyor. Sonuç olarak, tarihsel estetikle çevreci inovasyonu buluşturan hibrit bir tasarım anlayışı ortaya çıkıyor.
Sökülebilir ve Geri Dönüştürülebilir Yapı
Gelateria’nın tüm yapı bileşenleri, sökülebilir, yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir olarak tasarlanmış. Ahşap iskelet tekrar monte edilebiliyor; plastik kubbe ise ömrünü tamamladığında öğütülerek yeni mimari elemanlara dönüştürülebiliyor. Bu yaklaşım, mimaride kaynak döngüselliği ve yapı ömrünün yeniden düşünülmesi açısından önemli bir örnek teşkil ediyor.

Gelateria, Nova Fundaziun Origen’in Mulegns köyünü kültürel olarak yeniden canlandırma projesinin bir parçası. Yakın zamanda tamamlanan White Tower ile birlikte köy, mimari inovasyonla kültürel zenginleşmenin nasıl bir araya gelebileceğini gösteriyor.
Gelateria: Gerçek Hayatta Yaşayan Bir Laboratuvar
Bu proje, hesaplamalı tasarım, robotik üretim ve sürdürülebilirlik ilkelerini gerçek hayatta test ediyor. Akademik bir deney olmanın ötesine geçen Gelateria, aktif biçimde kullanılan, yaşayan ve dönüşen bir yapı. Mimarlığın geleceğine dair somut bir öneri sunan bu yapı, küçük bir köyde başlasa da mimarlık dünyasında küresel ölçekte ilham kaynağı olmayı başarıyor.