Sürdürülebilirlik Günlük Hayata Adapte Edildiğinde Yaşamaya Başlayacak!

Tüm dünyanın yaygınlaştırmak için üzerinde çalıştığı “sürdürülebilirlik” kavramı, günlük hayatın içine adapte edilebildiğinde gerçek anlamda yaşamaya ve fark yaratmaya başlayacak. Bunda da en büyük görev, gayrimenkul geliştiricilerine düşüyor.

Çevresel sürdürülebilirlik konusu her geçen gün daha önemli bir hale dönüşüyor. Öyle ki, bu konu son birkaç yıldır devletler düzeyinde, Birleşmiş Milletler’in öncülüğünde ele alınıyor.

Çevresel sürdürülebilirliği, iklim krizinin şiddetini azaltmak ve bugünün kaynaklarını gelecek nesillere de bırakarak kalkınmak şeklinde özetlemek mümkün. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adının geçtiğimiz yıl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmiş olması, bu konuya dair ülkemizde de ciddi bir devlet bakışının oluştuğunu gösteriyor.

Sürdürülebilirlik kavramının su kaynaklarının verimli kullanımından enerji ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasına, biyoçeşitliliğin korunmasından geri dönüşüme kadar birçok sacayağı bulunuyor.  

Gayrimenkul geliştirme şirketlerine proje geliştirme, pazarlama ve satış konusunda danışmanlık ve çözümler sunan Leverprize’ın kurucusu Öznur Değirmenci “sürdürülebilirlik” kavramının, günlük hayatın içine adapte edilebildiğinde gerçek anlamda yaşamaya başlayacağını söylüyor. Bunun içinse atılması gereken en önemli adımın, hayatımızı neredeyse 7/24 içinde geçirdiğimiz binaların ve yaşam alanlarının sürdürülebilirlik kavramına uygun inşa edilmesi olduğunu belirtiyor. Öznur Değirmenci sözlerine şöyle devam ediyor:  

“Günümüzde yapı sektörü çevre kirliliği ve iklim değişikliğinin önemli tetikleyicilerinden biri. Dünyada toplam nihai enerji tüketiminin üçte birine ve toplam karbon salınımının yüzde 40'ına sebep oluyor. Bununla birlikte, sürdürülebilir nitelik taşımayan binalar, içinde yaşayan insanların da sürdürülebilirlik uygulamalarına uzak kalmasına neden oluyor, bu da olumsuz anlamda zincirleme bir etki yapıyor. 

Ayrıca günümüzde alıcılarda da çevre hassasiyetinin oluştuğunu görüyoruz. Mesela Deloitte’un yaptığı kuşaklar araştırmasında, özellikle Z kuşağının sürdürülebilir ürünler için daha fazla para ödemeye hazır olduğu vurgulanıyor.

Bu nedenle Leverprize’da, gayrimenkul geliştiricilerine verdiğimiz en önemli hizmetlerden birini sürdürülebilirlik uygulamaları oluşturuyor. Bina teknolojilerinin sürdürülebilir değerleri benimsediği, doğayla insanı bir araya getirebilecek fonksiyonlara sahip projeler için sürdürülebilir mimari, ekoloji ve enerji danışmanlarıyla iş birliği içinde çalışıyor, gayrimenkul geliştiricilerine ve hedef kitlelerine en uygun sürdürülebilirlik modellerini oluşturuyoruz.” 

Sürdürülebilirlik uygulamalarının, gayrimenkul projelerinde bir kalite kriteri haline dönüştüğünü de vurgulayan Öznur Değirmenci’ye göre, gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir dünya bırakabilmek için vizyoner gayrimenkul geliştiricilere büyük görevler düşüyor. 


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)