“Yeşil Ama Plastik: İç Mekânda Sahte Bitkilerin Çevresel Bedeli”

Dilhan Hız / dilhan@ekoyapidergisi.org

İç mekânlarda yeşilin gücü yadsınamaz. Etrafa doğal, canlı bir görünüm vermesinin yanında huzur hissi de yaratır. Ancak yoğun yaşam temposu, iklim şartları ve bakım zorlukları, özellikle şehir hayatında bitki beslemeyi her zaman mümkün kılmıyor. İşte yapay bitkiler tam da bu esnada devreye giriyor. Palmiyeler, zeytin ya da limon ağaçları ve kaktüsler… Yeni nesil yapay bitkiler öyle gerçekçi ki, estetik yapılarıyla neredeyse canlı bitkilerle yarışıyorlar.

Özellikle modern ofislerde ya da minimalist dairelerde trcih nedeni olan yapay bitkiler, ortamda neredeyse odak noktası görevi görüyorlae. Ağaç formundaki büyükler mekâna dramatik bir hava katarken, küçük saksı bitkileri çalışma alanlarında taze bir enerji sağlıyor. En azından görsel olarak. Üstelik sulama, böcek veya yaprak dökümü derdi yok; bu bitkiler hep bakımlı!

Petrol Bazlı Malzemeler

Ancak görsellik bazıları için her şey değil. Yapay bitkilerin çoğu plastik ve polyester gibi petrol bazlı malzemelerden üretiliyor. Üretim sürecinde karbon salımı yüksek, geri dönüşüm oranları ise oldukça sınırlı. Kullanım sırasında çok dayanıklı ve uzun ömürlü olsa da, ömrünü tamamladıktan sonra doğada çözünmesi yüzlerce yıl sürebiliyor.

İşin bir de sağlık kkısmı var tabii. Plastik bitkiler toz tutabiliyor ve özellikle ucuz modellerde kullanılan boyalar, kimyasal içerikler taşıyabiliyor. Bu durum, alerjik bünyeler, çocuklu ya da evcil dostu kişiler için risk oluşturuyor. Ayrıca bu bitki(!)ler gerçek bitkiler gibi fotosentez yoluyla havayı da temizlemiyorlar.

Sürdürülebilirler mi?

Günümüzde her işin başı sürdürülebilirlikten geçiyor. Peki, bu yapay bitkiler ne kadar sürdürülebilirler? Tablo iki yönlü işliyor. Uzun ömürlü ve bakım gerektirmeyen yapay bitkiler, çürüdüklerinde tekrar tekrar yenisiyle değiştirilmesi gereken canlı bitkilere kıyasla kaynak tasarrufu sağlayabilirler. Fakat hammaddeleri plastik olduğundan, çevresel etkileri oldukça tartışmalı. Alternatif olarak kurutulmuş bitkiler, düşük bakım gerektiren sukulentler veya doğal liflerden üretilmiş dekoratif objeler, estetik ve çevresel açıdan daha dengeli çözümler sunuyor. Estetikle doğa arasındaki dengeyi yakalamak her zaman kolay değil. Bir değil, iki kere düşünmekte fayda var.  


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)