Belki De Hastalığınızın Kaynağı Bulunduğunuz Binadan Kaynaklanıyor!

Günlük yaşamımızın büyük bir bölümünü kapalı mekanlarda geçirdiğimizde, bu mekanların iç hava kalitesine dikkat etmek son derece önemlidir, çünkü yaşadığınız binanın hasta olma ihtimali vardır. Kapalı mekanlarda kullanılan mobilya, boya, inşaat malzemeleri ve temizlik ürünleri, uçucu organik bileşikler (VOC) salarak küf ve bakteri oluşumuna yol açabilir. Ayrıca, yetersiz havalandırma sistemleri iç mekan hava kalitesini olumsuz etkileyebilir ve 'Hasta Bina Sendromu' adı verilen bir dizi semptomun ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu semptomlar arasında sık sık öksürme, hapşırma, mide bulantısı, nefes almakta zorluk, ciltte kaşıntı, baş ağrısı ve yorgunluk gibi rahatsızlıklar bulunmaktadır.

Yapılan araştırmalara göre, yetersiz havalandırma, hasta bina sendromundan kaynaklanan semptomların %52'sinden sorumlu olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bu sendromun oluşumuna etki eden diğer faktörler şunlardır: iç mekan kirliliği (%16), dış kaynaklı kirlilik (%10), mikrobiyal kontaminasyon (%5), bina yapısı kaynaklı kirlilik (%4) ve bilinmeyen kaynaklar (%13). Bu nedenle, iç mekan hava kalitesini iyileştirmek ve hasta bina sendromundan korunmak için doğru havalandırma ve kirliliğe karşı önlemler almak önemlidir.

Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek

Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, bu durumla mücadelede mekanik havalandırmanın önemine dikkat çeken açıklamalarda bulundu:

“Ev, ofis, okul, alışveriş merkezi gibi kapalı mekânların iç mekân hava kalitesi sorununu çözmek için havayı, mekanik havalandırma yoluyla ve güvenli bir şekilde şartlandırmak gerekiyor. Amerikan Isıtma, Soğutma ve İklimlendirme Mühendisleri Derneği (ASHRAE), hava akış hızının; çok kalabalık olmayan ortamlarda kişi başına dakikada minimum 15 fit küp (CFM), standart bir ofis ortamında kişi başına dakikada 20 fit küp (CFM), sigara içilen veya üretim ve depolama yapılan alanlarında ise kişi başına dakikada 60 fit küp (CFM) olmasını öneriyor. Ancak havalandırma sistemleri ile havayı güvenli bir şekilde şartlandırabilmek için hava akış hızını doğru ayarlamak tek başına yeterli değil, aynı zamanda hava filtrelerini doğru seçmek ve bakımlarını düzenli olarak yaptırmak da gerekiyor.

ASHRAE, iklimlendirme sistemlerinin hava filtreleri ile yüksek filtrasyon güvenliği sağlamak için filtrelerin minimum verimlilik derecesinin yani MERV değerinin 13 veya daha yüksek olmasını ve filtrelerin 3 veya 4 ayda bir değiştirilmesini öneriyor.

Filtreler, nanofiber kaplı olmalı

Kapalı mekanlarda havada asılı kalan; bakterilerin, mantarların, küflerin ve virüslerin, solunum yoluyla enfeksiyon riskini artırmaması ve alerjik reaksiyon oluşturmaması için HVAC sistemlerinde kullanılan filtrelerin nanofiber kaplı olması da hayati önem taşıyor.

HIFYBER olarak, iklimlendirme sistemlerinin hava filtreleri için geliştirdiğimiz nanofiber filtre medyası ürünümüzle, Merv13 filtre sınıfının değerlerini karşılayarak, kapalı mekânların iç hava kalitesini iyileştiriyoruz.

Hava filtrasyonu test standartlarına (ASHRAE 52.2, EN 779:2012, ISO 16890 ve EN1822) uygun olarak geliştirdiğimiz yüksek verimli HIFYBER nanofiber filtre kumaşı, klima santrallerinin hava filtrelerinde oluşan partiküllere karşı etkili koruma sağlıyor.  Nanofiberler, filtre basınç düşüşünde önemli bir artış olmadan filtre verimliliğinde iyileşme sağlayarak, hem filtre ömrünü uzatıyor hem de daha temiz hava çıkışı sağlıyor. Bu nedenle kapalı mekânlarda ki iklimlendirme sistemlerinin hava filtrelerinde, nanofiber yapıdaki filtrelerin kullanılmasını tavsiye ediyoruz."


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)