Geleceğin Anahtarı Mimarlığın Geçmişinde Saklı

Dilhan Hız / dilhan@ekoyapidergisi.org

Mimarlık çoğu zaman geleceği kurgulamanın sanatı olarak görülür. Oysa yeni araştırmalar, sürdürülebilirlik adına asıl yol göstericinin geçmiş olduğunu ortaya koyuyor. Bugünün sürdürülebilir mimarisi, yalnızca yeni teknolojilere değil; yerel malzemelerin, pasif tasarımın ve düşük enerjiyle ayakta kalmayı başaran geleneksel yapıların bilgeliğine yaslanmak zorunda. Geçmişin mimari deneyimleri,  aslında, geleceğin kentleri için en sağlam yol haritasını sunuyor.

Bu konuda çalışıp didinen, onlarca araştırma yürüten iki akademisyen var. Glasgow School of Art’tan Prof. Florian Urban ve Liverpool Üniversitesi’nden Barnabas Calder. İkili, mimarlığın tarih boyunca enerji kaynaklarıyla nasıl şekillendiği üzerine kafa yoruyorlar.

Follows Fuel

Urban ve Calder’in Form Follows Fuel adlı çalışmaları, farklı dönemlerden 14 yapıyı inceledikleri titiz bir çalışma. Araştırma sonucu çarpıcı bir gerçeği gözler önüne sunuyor: Kullanılan malzemelerden yapı tekniklerine, hatta tasarım estetiğine kadar her şey, dönemin enerji imkânlarıyla oldukça yakından ilişkili. Fosil yakıtların olmadığı çağlarda, insanlar taş, kerpiç ve ahşap gibi yerel malzemeler kullanmışlar ve iklime uyumlu, enerji tasarruflu yapılar inşa etetmişler. Kalın duvarlar, doğal havalandırma ve gölgeleme yöntemleri sayesinde bu yapıların, bugünün birçok modern binasından daha sürdürülebilir bir performans sergilediklerini söylemek mümkün.

Günümüzün modern mimarisi ise çoğu zaman cam cepheler, büyük açıklıklar ve enerji yoğun malzemelerle öne çıkıyor. Estetik açıdan çarpıcı olan bu yapılar, maalesef hiç de sürdürülebilir değiller. Urban ve Calder’a göre, bu durum sürdürülebilir şehirler hedefiyle büyük bir çelişki yaratıyor. Çözüm ise onlara göre eskiyle yeniyi buluşturmaktan geçiyor. Yerel malzeme kullanımı, pasif tasarım stratejileri ve yaşam döngüsü odaklı yaklaşım, hem çevresel etkiyi azaltıyor hem de daha dayanıklı yapılar ortaya çıkarıyor. Geçmişin mimari deneyimlerinden ilham almak, bugünün teknolojisiyle birleştiğinde geleceğe daha sağlam ve sürdürülebilir adımlar atmamıza olanak sağlıyor. Ayakları yere basan bir araştırma doğrusu.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)