Günther Fischer'in "Mimarlık ve Dil"i Arketon'da
Mimarlık kuramının özgün yapıtları arasında yer alan Mimarlık ve Dil, Arketon Yayınları tarafından gözden geçirilmiş yeni basımıyla okurla buluştu. Mimar ve akademisyen Günther Fischer’in kaleme aldığı kitap, dil ile mimarlık arasındaki yapısal benzerlikleri ele alıyor. Türkçeye Fatma Erkman Akerson tarafından çevrilen eserin editörlüğünü ise Aykut Köksal üstleniyor.

İlk olarak 1991 yılında yayımlanan Mimarlık ve Dil, 20. yüzyılda dilbilimin etkisiyle gelişen disiplinlerarası kuramsal çalışmalardan biri olarak dikkat çekiyor. Mimarlığı bir iletişim aracı olarak değerlendiren Fischer, göstergeler, anlam ilişkileri ve algı psikolojisi üzerinden mimari dilin yapı taşlarını sorguluyor. Kitap, sadece mimarlık kuramına değil, aynı zamanda göstergebilim ve dil felsefesiyle ilgilenen okuyuculara da hitap ediyor.
Joedicke’den Fischer’e: soyuttan somuta bir kuramsal dönüşüm
Kitabın Almanca baskısına önsöz yazan ünlü mimarlık tarihçisi ve kuramcısı Jürgen Joedicke, Mimarlık ve Dil’i Almanya’da göstergebilim temelli mimarlık yaklaşımlarının ötesine geçen bir çalışma olarak değerlendiriyor. Joedicke’ye göre, Stuttgart Okulu’nun öncülüğünde gelişen göstergebilimsel mimarlık dili denemeleri, soyut düzlemde kaldı ve mimari üretime doğrudan katkı sunmakta yetersiz kaldı.
Joedicke, Fischer’in farkını şöyle özetliyor:
“Fischer, mimarlıkla mimari pratik arasında kurduğu doğrudan bağ sayesinde, kuramı gündelik tasarım süreçleriyle ilişkilendiriyor. Geniş bir perspektiften yaklaşarak göstergebilim, dilbilim ve algı psikolojisi alanlarına uzanıyor; somut örnekler üzerinden mimarlıkla dil arasında yapısal benzerlikler kuruyor.”
Kitapta, Umberto Eco'nun klasik göstergeler örneğine de yer veriliyor: Bir şehirde yürüyen kalabalığın önündeki kırmızı bayrakla bir teknenin direğinde dalgalanan kırmızı bayrağın aynı görsel işaret olmasına rağmen bağlama göre nasıl farklı anlamlar taşıdığı anlatılıyor.
Mimarlık ve iletişim arasındaki yapısal bağlar
Fischer’in çalışması, biçim, düzenleme, anlam ve etki gibi kavramlar etrafında mimari ifadenin dilsel boyutlarını araştırıyor. Gösterge kuramlarıyla mimari eleştiri arasında köprü kuran kitap, hem akademik dünyada hem de tasarım sürecinde çalışan mimarlar için güncelliğini koruyan bir kaynak niteliğinde.