Lüks Bir Konfor Yerine ‘Yer’in Ruhuna Uygun Bir Konfor

Arboreal Bölüklü Yaylası Rehabilitasyon Merkezi

39. Sayımızın 'Sıradışı Yaşam Alanları' bölümünde, genç ve yenilikçi bir mimarlık ve kentsel tasarım ofisi olarak her yeni probleme taze fikirler ve yaratıcı çözümler üretmeyi amaçlayan FREA Mimarlık’ın, her anlamda sürdürülebilirlik kriterleri çerçevesinde tasarlanmış bölüklü yaylası rehabilitasyon merkezi projesine yer verdik. Arazinin inşa koşullarına uygun hafif malzeme ve yapım teknikleri ile yeni mekânsal deneyimleri hedefleyen proje, lüks bir konfor yerine ‘yer’in ruhuna uygun bir konforu vadeden yaşam birimleri ve sosyal donatı mekânlarından oluşuyor.  

Zonguldak Turizm Kalkınma Planı kapsamında hazırlanan Bölüklü Yaylası Rehabilitasyon projesi, doğal zemini zedelemeden, mümkün olan en az sayıda ağaca müdahale edecek şekilde, her anlamda sürdürülebilirlik kriterleri çerçevesinde tasarlanmış, arazinin inşa koşullarına uygun hafif malzeme ve yapım teknikleri ile yeni mekânsal deneyimleri hedefleyen, lüks bir konfor yerine ‘yer’in ruhuna uygun bir konforu vadeden yaşam birimleri ve sosyal donatı mekânlarından oluşuyor.  

Genel Tasarım Prensipleri

İklim verileri ve yaylaya erişim imkânları göz önünde bulundurulduğunda yapım tekniklerinin ve imkânlarının kısıtlı olması önemli bir tasarım verisi kazandırırken, yapım sürecini doğrudan etkileyecek olan bu iki gerçeğe bağlı kısıtlamalar ekibin de tasarım arayışına yön vermiş.

Yaylada yıllardır ikamet eden ve bu kültürü sürdüren insanların yeni bir deneyim için yaylaya gelecek farklı kişilerle ilişkide olmasının tümüyle öngörülemez sonuçları olabileceği gerçeği, tasarım sürecinin yeni bir katmanı olmuş. Yaylanın doğal zemin dokusu ve şiirsel doğal peyzajı ile yeni önerilecek yapıların kuracağı ilişki tasarım sürecinde bir diğer temel belirleyici olmuştur. Bu bağlamda mümkün olan en az sayıda ağaca müdahale edilmesi mümkün ise hiçbir ağacın kesilmemesi kararlaştırılmış. Bu nedenle arazinin doğal dokusunu korurken uygun yapısal dili bulmak da projenin asıl zorluğu olmuş.

Kısıtlamalar nedeni ile alışılagelmiş inşaat tekniklerinin ve malzemelerinin bir kısmının kullanılmasının imkânsız olması ekibi eski teknikler, teknoloji ve materyaller üzerinde araştırma yapmaya itmiş. 

Konaklama Birimleri

Yoğun ağaç dokusunun arasındaki yapılaşma problemi alışık olunan problem çözme biçimlerinden farklı bir yöntem gerektirmiş. 

Konaklama birimlerinin ağaçlara tutunarak topografyadan bağımsız hareket etmesi temel prensip olarak belirlendi. Bu sayede birimler yağmur ve kar gibi dış etkilerden korunaklı hale gelirken; mevcut ağaçların gövde çapları ve gövde mesafeleri üzerinde yapılan çalışma neticesinde uygun
yerleşim alanları belirlenmiş. Statik açıdan yeterli olacak şekilde 30cm’den daha geniş gövde kalınlığına sahip ağaçlar bu amaçla kullanılmış. Oluşturulan platform üzerine yapısal elemanların bir araya getirilmesi prensipleri olabildiğine tek tipleştirilerek yapısal kabuk oluşturulmuş. Ayrıca en az üç yaşama biriminin ortalarında açık ortak alan önerilerek ortak dış mekan kullanımları da dahil edilmiş.

Ayrıca şartnamede talep edilen büyüklüğün mevcut ağaç dokusu ile zıtlaşacağı ve yerleşime uygun alan yaratabilmek için ağaç kesiminin gerekli olabileceği değerlendirildi. 50m2 büyüklük gözetildiğinde yerin ruhuna aykırı bir yoğunluk ortaya çıktığı için yaklaşık 30m2 zemin alanı çerçevesinde kalarak verimli bir mimari plan kurgusu oluşturulmuş. İstenen büyüklüğün sorgulanarak daha küçük birimlerin önerilmesi aynı zamanda tesisin işletme giderlerinin düşürülmesi anlamında da önemli bir karar.

Yapı programı yaşama-uyuma, uyuma ve servis birimleri olarak üç temel alanda ele alındı. Yaşama ve gece uyumaya dönüşme potansiyelli alt seviye, aynı zamanda tüm servis birimlerinin yer aldığı ve teras ile ilişki kurulan kot olarak değerlendirilebilir. Buna karşın üst seviyede sadece uyuma alanı çözümlenmiş. Bu ayrım yapının zemin oturum lekesini küçültmekle kalmamış aynı zamanda ağaçlar ile daha yakından ve farklı türden bir ilişki biçimi belirlemiştir. 

Yapısal ahşap kirişler özel bir aparat ile tespit edilmiş ağaç gövdesini saracak şekilde bir araya gelerek destek kirişler ile platformun oturacağı kota kadar yükselme sağlanmakta. 

Malzeme kararları ve yapı tektoniği ilişkisi ise doğrudan ilişkili. Dış mekânda mevcut yapı stoğu ile doku bütünlüğünün çağdaş yorumu olarak ilişki kuran dış kabuk siyah renkte önerilmiş. Bu öneri renk aynı zamanda ağaçların arasında serpiştirilen birimlerin mevcut dokudan çok fazla ayrışmadan hayat bulmaları adına da önemlidir. İç çeper ise tamamen sıcaklık ve yalınlık ilkesine göre şekillenmiştir. 

Şöminenin sıcaklığının devamı niteliğinde önerilen doğal ahşap kaplamalar ile hem yere ait yapma tekniklerinin devamlılığı sağlanmış hem de iç mekânda sıcak bir atmosfer yaratılmış. 

Farkındalık Merkezi

Yapı temelde iki farklı yükseklikte ele alınmış ve konaklama birimlerinin giriş kapısı niteliğinde kendine yer bulmuştur. Fonksiyonu gereği yayla ziyaretçilerinin yer ve coğrafi gerçekler hakkında bilgi edinebilecekleri bir program olmasının ötesinde aynı zamanda yaylanın ilk karşılaşılacak yeni yüzü olma potansiyelini de taşımaktadır. Bu nedenle bu birim yola yakın konumlandırılmıştır. 

İki temel hacim farklı yükseklikler oluşturacak kesit farklılıkları ile tek yapı önerisi olarak bir araya getirilmiş. Alçak hacim konferans ve bilgilendirmenin yapılacağı alan olarak önerilirken daha yüksek hacime ise giriş holü ve lobi işlevi gören bekleme ve karşılama alanı, konaklama birimlerinin resepsiyonu ve ilgili ofisleri yerleştirilmiş. Aynı zamanda ortak servis alanları da tüm ziyaretçilerin kullanımına açık.

Konut Yenileme Genel Prensipleri

Yayla evleri çoğunlukla Karadeniz mimarisinden izler taşımaktadır. Ahşap strüktür üzerinde arazideki eğim ve yoğun yağış dolayısıyla yerden yükseltilmiş yaşam birimlerinden oluşan yaşam birimleri yine ahşap ile kaplanmıştır. Yayla evlerinin değerinin kaybolmaması ve tüm yaylanın birlikte yenilenmesi için ortak bir strateji geliştirilmesi gerekmektedir. 

Bu bağlamda, Belediye Başkanı Ahmet Saydam’ın evi model olarak alınmıştır. Ev geleneksel Karadeniz mimarisinin bir örneğidir. Bu ev üzerinden tüm yayla evlerine dair geliştirdiğimiz ana yaklaşım aşağıdaki gibi özetlenebilir;

• Yapıları bağlamından koparmadan yenilemek
•Taşıdığı değerleri koruyarak vurgulamak 
• Konfor seviyesini artırmak

Peyzaj tasarımında mevcut yer dokusuna minimum müdahale prensibi gözetilmiştir. Patikalar sadece üzerine serilmiş ağaç kabukları ile belirlenirken, yol ve toprak sınırının keskinleştirilmesinden kaçınılmıştır.

Tasarlanacak olan pansiyon birimlerinin mevcut yapılı çevre ile uyumlu olması gözetilmiştir. Tasarlanan konaklama birimindeki kesit fikrinin bir yorumu olarak yapı yerden yükseltilmiştir. Tasarlanan bu modül birbirine eklemlenme potansiyeline sahiptir. Bu sayede hem iç mekânın büyümesi hem de lineer bir yapı bloğu oluşturarak mekân tanımlama potansiyeli olanaklı hale gelmiştir.

Pansiyon Birimleri ve Mevcut Yapı İlişkileri

Tasarlanan pansiyon birimlerinden oluşan yeni blokların mevcut yapılarla farklı ilişkiler kurmasıyla yeni mekânsal zenginlikler elde edilmekte.

1- Mevcut peyzaj, pansiyon ve konut arasında tanımlı sosyal alan oluşturulmakta.
2- Mevcut konut ve pansiyon birimleri lineer bir hat tanımlayacak şekilde bir araya gelmekte.
3- Pansiyon birimleri konuta paralel yerleştirilerek mevcut konutun vurgulanması sağlanmış ve mekânsal olarak konutla ilişkiler koparılmıştır.
4- Pansiyon birimleri ve konut karşılıklı yerleştirilmiş açık alanları ilişkilendirilmiştir.

Proje Künyesi:

Proje Adı:  Arboreal-Bölüklü Yaylası  Rehabilitasyon Merkezi
Yapı Tipi: Turizm 
Proje Yeri: Zonguldak 
Proje Tarihi: 2018
İşveren: Zonguldak İl Özel İdaresi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü
Mimari Proje: FREA
Proje Ekibi: Emre Şavural, Fatih Yavuz
Yardımcı Mimarlar: Hasan Hüseyin Özdurmuş, Kubilay Sahinler, Meryem Topdaş, Sema Çağlayan, İbrahim Yavuz, Melih Tokaç

*ARBOREAL - Ağaçta yaşayan, ağaçsı, ağaca ait


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)