Kültür ve Geleneksel Sistemlerin Mimaride Yeri
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Geleceğe yönelik tasarım üzerine yapılan konuşmalar sıklıkla teknoloji, akıllı sistemler ve inovasyon ekseninde şekilleniyor. Ancak bu tartışmalar çoğu zaman insan odaklılık, kültür ve geleneksel mimari sistemleri görmezden geliyor. Oysa geleceğe uzanan bir tasarım yaklaşımı, kültürel kimliği feda etmeden de ilerleyebilir. Charles Correa’nın sözleriyle ifade edersek, “Mimarlık, insan varlığının yetilerine sahip bir heykeldir.”

Hint mimarisinde köklü bir miras
Hindistan gibi zengin bir kültürel mirasa sahip ülkelerde kültür nostaljik bir kavram olmanın ötesindedir. Ritüeller, yerel malzemeler, mekânsal gelenekler ve sosyal yapılar zamana yayılan bir birikimin temsilidir. Örneğin Vastu Shastra, ev tasarımlarında çevresel faktörlere duyarlı, yerel malzeme kullanımını teşvik eden önemli bir sistemdir.
Kerala’da geleneksel mimarinin yeniden yorumu
Hint mimarlığında geleneksel mimarinin en güçlü örneklerinden biri Laurie Baker’ın Kerala’daki çalışmalarıdır. Baker’ın mimarisi yalnızca düşük maliyetli yapılar üretmekle kalmaz; aynı zamanda yerel mimari dili yeniden kurgular. Eğimli çatılar, açık avlular, jali duvarlar gibi unsurlar sadece işlevsel değil, aynı zamanda günlük yaşamla bütünleşmiş çağdaş bir estetiği de yansıtır.
Geleneksel sürdürülebilirlik
“Yeşil bina” terimi henüz yaygın değilken bile geleneksel Hint mimarisi çevreye duyarlı çözümler sunuyordu. Jaisalmer’in kum taşı yapıları, gözenekli yapısıyla iç mekânları serin tutarken; Adalaj’daki basamaklı kuyular hem suyu koruyarak hem de taş işçiliğiyle çevreyle estetik bir bağ kuruyordu. Bu sistemler sadece çevresel değil, sosyal ve kültürel sürdürülebilirliğin de taşıyıcısıdır.

Modern mimaride geleneksel bilgelik
Geleneksel sistemlerin yalnızca korunması değil, yeniden yorumlanması da modern mimarlıkta önemli bir yere sahiptir. Orissa’daki Krushi Bhavan, Studio Lotus tarafından tasarlanmış ve yerel ikat dokuma desenleri, laterit taşlar ve pasif soğutma sistemleri ile hem yerelliğe hem de modernliğe hitap eden bir devlet binası olarak dikkat çeker.
Hint mimarisinde geleneksel motifler
Mimarlıkta kültürel unsurların taklit edilmesi, bağlam dışı kullanımların artmasına neden olabilir. Örneğin jali desenlerinin sadece estetik nedenlerle projelere dahil edilmesi, bu ögelerin iklimsel ve işlevsel değerlerini göz ardı eder. Bu tür uygulamalar yüzeysel ve sembolik kalabilir, gerçek kültürel bağdan kopuk bir mimarlık anlayışına neden olur.

Kültür yaşayan bir yapı taşır
Kültür, durağan değil; sürekli değişen ve yenilenen bir olgudur. Hindistan’ın kuzeydoğusunda hâlen kullanılan bambu yapı teknikleri, günümüz güvenlik standartlarına uygun hâle getirilerek yeni konut modelleri üretiliyor. Bu yaklaşım, geleneği devam ettirirken aynı zamanda geleceğin yapılarını şekillendiriyor.
Kültürel ile geleceği inşa etmek
Hindistan, kültürel mirası ile teknolojik gelişimi bir araya getirebilecek eşsiz bir dönemeçte. Geleceğin altyapılarını inşa ederken, geleneksel bilgelikten beslenen, insan odaklı, sürdürülebilir ve bağlamsal bir mimari yaklaşım geliştirme potansiyeline sahip. Bu yaklaşım yalnızca estetik değil; aynı zamanda sosyal ve çevresel dayanıklılığı da beraberinde getirebilir.