Modüler İnşaat Nedir?
Modüler inşaat, geleneksel yöntemlerden farklı olarak yapıların 2 veya 3 boyutlu modüller halinde fabrikalarda üretilip şantiyede birleştirilmesini temel alır. Bu yenilikçi yöntem, hem inşaat süresini önemli ölçüde kısaltır hem de iş gücü ihtiyacını azaltarak maliyet avantajı sunar. Modüler teknikler, planlama, tasarım ve montaj aşamalarının eş zamanlı yürütülmesiyle süreci geleneksel yöntemlere göre yüzde 40’a kadar hızlandırır.
Modüler yapılarla inşaat sürecinde devrim
Endüstriyel ve modüler yapı sistemleri; maliyet kontrolü, kalite standardizasyonu ve iklim koşullarından bağımsız üretim gibi avantajlar sağlar. Yapıların büyük bir kısmı fabrikada üretildiği için, şantiye ortamında yaşanabilecek gecikmelerin ve insan hatalarının büyük ölçüde önüne geçilir. Ayrıca bu yapılar, geleneksel yapılara göre 4,5 kat daha hafif olup, 4 kat daha az deprem kuvvetine maruz kalır; bu da onları deprem açısından son derece güvenli bir seçenek haline getirir.
Off-site üretim ile kesintisiz inşaat
Saha dışı yapı üretimi olarak bilinen off-site construction, inşaat süreçlerini fabrikaya taşıyarak 7/24 kesintisiz üretim yapılmasını mümkün kılar. Özellikle kalifiye iş gücü sıkıntısının yaşandığı günümüzde, modüler yapılar bu soruna etkili bir çözüm sunar.
Enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik
Modüler çelik yapılar, yüksek enerji verimliliği sağlayarak karbon emisyonunu azaltır. Bu yapılar, hem üretim aşamasında hem de kullanım süresince doğal kaynakların korunmasına katkı sağlar. Minimum su tüketimi ile su kaynaklarının korunmasına da destek olan çelik yapılar, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol üstlenir.
Büyüyen global pazar ve Türkiye’nin potansiyeli
Araştırmalar, modüler inşaat sektörünün 2040 yılına kadar 1,1 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşacağını öngörüyor. Türkiye, çelik yapı endüstrisini geliştirerek hem deprem dirençli ve sürdürülebilir konut ihtiyacını karşılayabilir hem de bu alanda ihracatçı bir ülke konumuna gelebilir.
Kentsel dönüşümde modüler çözümler
İstanbul’da 1,5 milyon riskli binanın bulunduğu ve bunların yüzde 30’unun acilen dönüştürülmesi gerektiği resmî açıklamalarla belirtiliyor. Kentsel dönüşüm sürecinde modüler çelik konutlar; hızlı üretim, düşük maliyet ve yüksek güvenlik avantajlarıyla öne çıkıyor. Yılda 300 bin konut üretimi için yaklaşık 2 milyon ton çeliğe ve 72 bin kişilik iş gücüne ihtiyaç duyuluyor. Türkiye'nin yıllık 50 milyon tonluk çelik üretim kapasitesi bu ihtiyacı karşılayabilecek güçte.
Çelik yapıların dünyadaki yaygınlığı
Amerika ve İngiltere’de yapıların yaklaşık yüzde 50’si, Almanya ve Fransa’da yüzde 30’u çelik taşıyıcı sistemlerle inşa ediliyor. Türkiye ise bu alanda henüz istenilen seviyeye ulaşmış değil. Konutlardaki çelik yapı oranı sadece yüzde 1,5 civarında. Bu oranı artırmak için kamunun da destekleyici rol oynaması kritik önem taşıyor.
Consera’nın modüler inşaat çözümleri
Türkiye’nin önde gelen modüler yapı üreticilerinden Consera, konut, otel, okul, yurt ve hastane gibi farklı yapı türleri için off-site üretim temelli çözümler sunuyor. Bu yöntem sayesinde üretim süreçleri daha kontrol edilebilir hale gelirken, şantiyedeki inşaat süresi önemli ölçüde kısalıyor. Consera’nın sisteminde; esnek tasarımlar, ölçeklenebilir projeler ve sürdürülebilir yapı çözümleri öne çıkıyor.
Yapay zeka destekli akıllı inşaat teknolojileri
Yapay zeka, inşaat sektörünün dönüşümünde büyük rol oynuyor. Özellikle BIM (Building Information Modeling) ve dijital ikiz teknolojileri, tüm inşaat sürecinin optimize edilmesine olanak tanıyor. Bu teknolojiler sayesinde projelerin sanal kopyaları oluşturularak maliyetler düşürülüyor, riskler önceden tespit ediliyor ve insan hataları minimuma indiriliyor. Consera, bu dijital araçları entegre ederek tasarım, üretim ve montaj süreçlerini entegre şekilde yönetiyor.
Yeni nesil modüler konut markası: Homera
Consera’nın modüler konut markası Homera, arsa ve konutu bir araya getiren yenilikçi bir iş modeli sunuyor. Müşteriler, önce arsayı ediniyor, ardından Homera'nın ön tasarımlı konutları arasından seçim yaparak süreci tamamlıyor. Bu sistem; şeffaf fiyatlandırma, kısa teslim süresi ve sürdürülebilir üretim gibi avantajlar sağlıyor. Homera evleri, taşınabilir, yenilenebilir ve yeniden kullanılabilir özellikleriyle iyi bir yatırım seçeneği sunuyor. Şirketin kurucularından Melih Şimşek, Avrupa pazarına ihracat sürecinin 2025 itibarıyla başlayacağını belirtiyor.