Geleneksel Çiftlik Evinin Modern Dönüşümü
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Hollandalı mimarlık ofisi Studioquint, Belçika sınırına yakın Waterlandkerkje köyünde yer alan geleneksel bir tuğla çiftlik evini “Shadow Barn” adını verdikleri bir projeyle yeniledi ve genişletti. Mevcut yapının gölgesi gibi tasarlanan siyah ahşap kaplamalı ahır formundaki yeni hacim, hem modern bir yaşam alanı sunuyor hem de bölgenin tarımsal kimliğine güçlü bir gönderme yapıyor.

Studioquint, yapının özgün ve tarihî niteliğine saygı göstermek amacıyla mevcut binaya doğrudan müdahale etmek yerine, yanına ayrı bir ahır formu eklemeyi tercih etmiş. Bu yeni hacim, tamamen oturma, yemek ve mutfak alanlarına ayrılmış.

Hilversum merkezli mimarlık ofisi, bu yeni yapıyı siyah boyalı ahşap kaplama ile tasarlayarak, hem bölgede yaygın olan tarımsal yapı tipolojisine gönderme yapıyor hem de bu hacmi, çiftlik evinin adeta soyut bir gölgesi gibi konumlandırıyor.
Proje mimarı Oliver Ebben, “Siyah ahşap ahırlar, Hollanda'nın güneyindeki kırsal peyzajın ve kültürel mirasın önemli bir parçasıdır. Kullandığımız malzeme, geleneksel yapı tekniklerine referans verirken aynı zamanda çağdaş bir soyutlamayı da yansıtıyor.” dedi.
İç Mekânda Açıklık ve Akışkanlık
Yeni ek hacimde geniş bir mutfak ve oturma alanı yer alıyor; yemek alanı ise hacimden dışa doğru taşırılmış. İki büyük pencereyle çevrilen bu alan, dış avluya açılarak iç ve dış mekânlar arasında kesintisiz bir geçiş sağlıyor.
Bu genişleme, çiftlik evinin ana yapısında yer açarak orayı daha çok özel alanlar için (yatak odaları, çalışma alanı vb.) kullanma imkânı tanıyor.
İki Yapıyı Birbirine Bağlayan Geçiş Mekânı
Yeni ve eski yapılar, camlı bir kapı ve büyük pencerelerle tamamlanan küçük bir sundurma aracılığıyla birbirine bağlanıyor.

Ebben, “Yeni eklenti, geleneksel çiftlik evinin küçük odalardan oluşan yapısına sadık kalıyor. Ancak bu algıyı kırmak adına, yeni hacimde işlevler bir araya getirilerek daha akışkan ve gayriresmî bir yaşam alanı oluşturuldu.” dedi.
Panoramik Pencerelerle Doğaya Açılan Yemek Alanı
Yeni yapının en dikkat çeken noktası, büyük panoramik pencerelerle çevrili dışa taşırılmış yemek alanı. Uygun hava koşullarında bu noktadan, Belçika tarafındaki kilise kulesi dahi görülebiliyor. Bu detay, mimari tasarımın yalnızca içe dönük değil, yerle mekânsal ilişki kuran bir yönü olduğunu ortaya koyuyor.

Minimalist İç Mekân Tasarımı
İç mekân tasarımı, Hollandalı iç mimarlık stüdyosu SVDMdesigns tarafından üstlenilmiş. Kontrast yaratmak amacıyla, dış cephenin koyu ve ağır görünümüne karşılık iç mekânlarda beyaz duvarlar, tavanlar ve beton zeminler tercih edilerek ferah ve aydınlık bir atmosfer elde edilmiş.

Siyah Ahşap Mimari Hollanda'da Yükselişte
Shadow Barn, Hollanda’daki siyah ahşap mimari akımının güçlü bir örneği. Benzer şekilde, i29 mimarlık stüdyosu, Hoofddorp’ta yaşlı bir çift için tasarladığı Senior Shelter adlı konutta da siyah ahşap cephe kullanırken; V8 Architects, Rotterdam’da inşa ettikleri ikiz evlerde geri dönüştürülmüş malzemeler kullanarak sürdürülebilirliği ön plana çıkarıyor.