Doğal Malzemelerle Yapılmış Bir Yapı
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Danimarkalı tasarımcı Sara Martinsen, yerli bitkilerle inşa ettiği ve daha sonra yazlık evine taşıdığı “bitki pavyonu”nu misafir odasına dönüştürdü. Tamamen doğaya saygılı, sökülebilir ve yeniden kullanılabilir olan bu yapı, sürdürülebilir tasarım anlayışının etkileyici bir örneğini sunuyor.

Rooted Potential sergisi için tasarlandı, yazlık eve taşındı
Martinsen’in bitki bazlı pavyonu, ilk olarak Kopenhag’daki Officinet galerisinde düzenlenen Rooted Potential sergisinde tanıtılmış. Bu sergi, Danimarka’ya özgü bitkilerin mimari yapılarda nasıl kullanılabileceğini araştırıyor. Sergi sonrası pavyon, Jutland’daki yazlık eve taşındı ve burada hem misafir odası hem de Martinsen’in atölyesi olarak işlev görüyor.

Doğal malzemelerle yapılan sürdürülebilir yapı
Pavyon, bölgeye özgü 10 farklı bitki bazlı lif ve çeşitli ağaç türleriyle inşa edilmiş: yılan otu, keten, orman sarmaşığı, Japon düğüm otu, hasır saz, göl kamışı, kenevir, gümüş ot, kamış otu ve sarı süsen.

Tamamen doğal malzemelerle bir uyku deneyimi
Pavyonun iç mekanı, bitki bazlı yatak takımları ve mobilyalarla döşenmiş. Belçikalı Libeco firmasının keten nevresimleri ve içi kenevir yalıtımı ile yılan otu dolgulu keten yatak, konuklara tamamen doğal bir uyku deneyimi sunuyor. Martinsen bu konuda şunları söyledi: “Misafirlerimin yalnızca bitki bazlı malzemelerle çevrili bir gece uykusu deneyimlemelerini istedim. Tüm malzemeler yerel ve Kopenhag’ın 100 kilometrelik çapında hasat edilebilecek türden.”

Doğal dokular ve el işçiliği bir arada
Martinsen, projede yalnızca yerel olarak temin edilebilecek malzemeleri kullanmaya özen göstermiş. Bu malzemelerin büyük bölümünü kendisi topladı ve kurutmuş. Doğal malzemelerle çalışmanın kısıtlayıcı değil, ilham verici olduğunu savunuyor:
“İklim değişikliği tartışmalarında genellikle kısıtlama ve taviz konuşuluyor. Ancak daha dar bir seçenek yelpazesiyle çalışmanın aslında ne kadar ilham verici olabileceğini unutuyoruz.”
Doğal malzemelerle örülü sürdürülebilir mimari detaylar
Pavyonun mimari detaylarında farklı doğal malzeme katmanları dikkat çekiyor:
Çerçeve: çam ağacından yapılmış
Yan duvarlar: yılan otu ile döşenmiş, ketenle kaplanmış
Arka duvar: kenevir liflerinden yapılan, puro şeklinde sarılmış tüplerden oluşan güneş kırıcıyla inşa edilmiş
Ön cephe: şeffaf hasır perdeli kapılar ve sarmaşık gövdelerinden yapılmış kıvrımlı ahşap kapı kolları
Çatı: yatay ahşap kirişlere monte edilmiş dişbudak talaşlarından paneller
Sökülebilir, taşınabilir ve yeniden kullanılabilir yapı
Pavyon, tamamen sökülebilir şekilde tasarlanmış. Vida bağlantıları ve düğmeleriyle yapı kolaylıkla sökülüp taşınabiliyor. Bu özellik, yapıyı hem çevreci hem de esnek bir çözüm haline getiriyor.

Duyulara hitap eden sürdürülebilir mimari
Martinsen’in hedefi, misafirlerine yalnızca sürdürülebilirliği değil, aynı zamanda duyusal bir deneyimi de yaşatmak:
“Fiziksel deneyim önemlidir; çünkü burada misafirler doğal olanı hisseder ve görür, böylece öğrendiğimizi anlar ve hatırlarız.”
Doğa, zanaat ve sürdürülebilir mimari bir arada
Kıvrımlı sarmaşık kapı kolları ve görsel geçirgenliğe sahip hasır kapılar gibi detaylar, pavyona özgün bir kimlik kazandırıyor. Martinsen’in doğal malzemelerle ilgili araştırmaları daha önce Danimarka’nın zanaat odaklı Mindcraft platformunda da yer almış.

Martinsen, “Kültürel bir görsel kimliğe sahip olmak çok önemli; çünkü artık belirli bir ifade biçimi her yerde ve her zaman üretilebiliyor. Ama biz insanlar, bir yere ait olmaya ve kök salmaya ihtiyaç duyuyoruz.” dedi.